Virüste kapalı alanlar kritik: 7 bin 234 vakadan sadece 1’i virüse dış ortamda yakalandı
7 bin 234 vakadan sadece 1’inin virüse dış ortamda yakalandığını söyleyen Türk Toraks Derneği Çevre Sorunları ve Akciğer Sağlığı Çalışma Grubu Yürütme Kurulu Üyesi Doç. Dr. Haluk Çalışır, "Covid-19’dan korunmak için yalnızca maske, mesafe ve hijyenin yeterli olmayabilir. Kapalı ortamlardan mümkün olduğunca kaçınılması gerekir" dedi.
Sibel BahçetepeÇin Halk Cumhuriyeti’nde 7 bin 234 vaka üzerinde yapılan bir incelemede yalnızca 1 vakaya dış ortamda bulaş olduğu, geri kalan tüm hastaların virüse kapalı ortamda yakalandığı belirlendi. Türk Toraks Derneği Çevre Sorunları ve Akciğer Sağlığı Çalışma Grubu Yürütme Kurulu Üyesi Doç. Dr. Haluk Çalışır, “Bilinenin aksine 1,5-2 metre mesafe bırakmanın bulaşmayı yeterince önlemediği, havada uzun süre kalma özelliğine sahip çok daha küçük parçacıkların (aerosollerin) kapalı alanlarda uzun sürebilecek bulaşmadan sorumlu olduğu görüşü ağırlık kazanmaktadır” dedi.
Bugüne dek yapılan tüm araştırmalara göre hastalığın en yoğun şekilde iç ortamlarda yayıldığını söyleyen Doç. Çalışır, “Çok sayıda araştırma sonucu, sayılan bulaşma yolları dışında, hasta bireylerin virüs içeren solunum yolları sekresyonlarından kaynaklanan çok daha küçük damlacıklar vasıtasıyla havada uzun süre kalabildiği ve 1,5-2 metreden daha uzak mesafelere ulaşabildiği bilinmektedir. Yine yapılan araştırmalar sonucunda da, hastalığın en yoğun şekilde iç ortamlarda bulaştığı gösterilmiştir. Bu nedenle hastalıktan korunmak için, fiziksel mesafeyi korumak, sık el yıkamak ve usulüne uygun şekilde maske takmak yeterli olmamaktadır” dedi. Çin Halk Cumhuriyeti’nde yapılan bir araştırmada, 7 bin 324 Covid-19 vakasının incelendiğini anımsatan Çalışır “Sadece bir hastaya dış ortamda bulaş olduğu, geri kalanların tümünde, hastalığın iç ortamlarda bulaştığı gösterilmiştir. Özellikle kapalı mekânlarda maskeli dahi olsa belirli sürelerin üzerinde bulunmaktan kaçınmak, az sayıda insan bulunmasına özen göstermek oldukça önemlidir” diye konuştu.
‘KÜÇÜK DAMLACIKLARLA BULAŞMA ÖNEMLİ’
Restoranlar ve benzeri ortamlarda bulaşma olaylarına dikkat çeken Doç. Dr. Çalışır, özetle şunları söyledi:
“Bulaşma yolu konusunda özellikle 239 bilim insanın ortak bir deklarasyon ile yaptıkları açıklama sonrasında, bilinenin aksine 1,5-2 metre mesafe bırakmanın bulaşmayı yeterince önlemediği, havada uzun süre kalma özelliğine sahip çok daha küçük parçacıkların (aerosollerin) kapalı alanlarda uzun sürebilecek bulaşmadan sorumlu olduğu görüşü ağırlık kazanmaktadır.”
TOPLU TAŞIMADA KONUŞULMAMALI
Bulaşmanın önlenmesi için alınması gereken tedbirlere dikkat çeken Türk Toraks Derneği II. Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Bahriye Oya İtil bunları şöyle sıraladı:
- Hastaların ve hasta olmayanların, ağız ve burunlarını kapatacak şekilde uygun materyalden yapılmış maske takması
- Özellikle yüzeylere temaslardan sonra ellerin temizliğine dikkat edilmesi, • Diğer bireyler ile fiziksel mesafenin korunması
- Kapalı alanlarda bu önlemlere rağmen bulaşma söz konusu olduğundan, açılan pencere varlığında hava koşullarına göre açık tutulması ya da sık sık açılarak ortamın havalandırılması, merkezi havalandırması olan binaların havalandırma sistemlerinin taze hava ile uygun çevrim sayısı ile sürekli çalıştırılması,
- Kapalı ortamlarda bulunan insan sayısının kısıtlanması, yemek sırasında maskelerin çıkarılması risk yaratacağından, toplu yemek yemekten kaçınılması,
- Ofis, okul, kafeterya vb. mekanlarda masalar etrafına konulan şeffaf bariyerlerin hastalığı korumada yeterli olmadığı, yüze takılan şeffaf siperliklerin de tam koruma sağlamadığı bilinmelidir. Sağlık Bakanlığının 1 Ekim 2020 tarihinde yayınladığı Covid-19 Salgın Yönetimi ve Çalışma Rehberi’nde belirtildiği gibi, kent içi ulaşım araçlarında bulaşıcı damlacık oluşturabileceği için konuşulmamalı ve bağırılmamalıdır. Fransa Ulusal Tıp Akademisi de toplu taşıma araçlarında konuşma yasağı getirilmesini önermiştir.