Vergisiz barış kara paranın yolunu açar

Uzmanlara göre daha önce uygulanan 3 varlık barışından alınan yüzde 2’lik verginin 4’üncü varlık barışından alınmayacak olması kara paranın yolunu açacak.

YENER KARADENİZ

AKP Hükümeti, 2008, 2011 ve 2013 yıllarında çıkarılan kanunların ardından yeni bir varlık barışına hazırlanıyor. Daha önce yurtdışı varlıklar için uygulanan yüzde 2’lik vergi bu varlık barışı sırasında alınmayacak. Vergisiz varlık barışı kapsamında yurtdışındaki para, altın, bono, tahvil, hisse senedi gibi varlıklarını 31 Aralık’a kadar yurda getirecek şirketleri veya gerçek kişileri kapsıyor. Bu paralardan dolayı denetim de yapılmayacak. Önceki varlık barışlarında bildirimler vergi dairesine yapılıyordu. Bu kez doğrudan bankaya bildirimde bulunulacak. Para Türkiye’ye başka kişi adına da getirilebilecek.

‘Panamacılar’a özel mi?

Sözü edilen paraların içinde Türkiye’de vergi ödemek istemeyen vatandaşlar ve işadamları tarafından kayıtdışı olarak yurtdışına çıkarılan paralar ve yasadışı ticaretlerden sağlanan gelirler de bulunuyor. Kara para etketi taşımayanlar ise demokrasinin oturtulamaması, rejim kaygılarının yaşanması gibi birçok nedenden ötürü de Türkiye’ye gelmiyor. Yolsuzluk yapanların çoğunun AKP hükümetine yakın isimler, bürokrat ve siyasetçilerden oluştuğu biliniyor. Bu kişiler söz konusu uygulama sayesinde büyük miktarlardaki paralarını zahmetsiz bir biçimde sisteme sokarak aklıyorlar. Aklama işlemi sırasında barış adı altında devlete ödedikleri verginin oranı ise sadece yüzde 2 oldu bugüne kadar. Bu barışta ise bu vergi dahi alınmayacak, sorgusuz sualsiz söz konusu paralar sisteme girecek. Varlık barışından off-shore ülkelerdeki paralar da yararlanarak Türkiye’ye getirilebilecek. Panama belgelerinin gündemde olduğu böyle bir dönemde yeni bir varlık barışı hazırlığı yapılması, akıllara “Varlık barışı belgelerde adı geçen AKP’ye yakın isimlerin kara paralarını Türkiye’ye getirmesi için mi hazırlanıyor” sorusunu getiriyor.

Rahatlama olmayacak

Vergi uzmanı ve Marmara Üniversitesi İktisat Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Bumin Doğrusöz, yeni varlık barışı kapsamında vergi alınmayacak olmasının kara para aklamayı daha kolay hale getireceğini söyledi. Doğrusöz, “Varlık barışının daha önceki uygulamalarında pek çok ihtilaf yaşandı. Bir düzenleme yapılacaksa geçmişte çıkan ihtilafların mahkeme kararları da taranarak aynı ihtilaflara yol açmayacak düzenleme şeklinde yapılması lazım. İhtilafları ortadan kaldırmak için getirilen bir mekanizmanın yeni ihtilaflara yol açması o mekanizmanın başarısına gölge düşürür. Dolayısıyla piyasalarda büyük bir rahatlama oluşturmayacak” dedi.

Düzenleme Şart

Vergi alınmamasının bir diğer riskinin de yurtdışından tahakkuk edilen paraların bir süre sonra yurtdışına yeniden kaçma ihtimali olduğunu dile getiren Bumin Doğrusöz, “Getirilen para ile vergi kalkanı sağladıktan sonra kişi tekrar o parayı götürebilir. Bunun tedbirinin de alınması lazım. Bunun geçmişte uygulamasını İtalya yaptı. İtalya hiçbir denetim yapmayacağını, vergi de almayacağını ama gelen paraların ya borsa ya devlet tahvili ya da ülkede başka yatırım aracında 2 yıl kalma şartı getirdi. Bizde öyle birşey de görünmüyor. Denetimsiz gelecek ama para ne kadar kalacak” şeklinde konuştu.

PwC Türkiye Vergi ve Mali Hukuk Hizmetleri lideri Zeki Gündüz, Türklerin yurtdışında 100 milyar dolar varlığı olduğu söyleniyor ancak daha önce gerçekleştirilen varlık barışlarının çeşitli nedenler ile başarılı olamadığını söyledi. Bu miktarın yüzde 10’u civarında bir miktarın geldiğine dikkat çeken Gündüz, “Geçmiş dönemdeki başarısızlığın sebebi sadece vergi değildi. Yanında Türkiye’deki yatırım ortamının da önemli bir etken oldu. Bu sefer de aynı handikapla karşı karşıya kalabiliriz. Türkiye’deki müteşebbisler servetlerinin önemli bir kısmı ile yurtdışına yatırım yapma çabası içine girdiler. Bölgede karışıklıklar var, hukuki düzenlemelerde tartışmalar var. Bu alandaki her türlü tartışma yatırımcıları ürkütüyor. En son kayyım atama tartışmalarını hepimiz izledik. Yapılacak düzenlemenin sınırı, boyutu tedirgin etti. Bir hukuk düzeninin objektif ve güvenilir olmadığı şüpheleri yatırımcıyı ürkütüyor. Politik risk ve tartışma ortamı da ayrı bir risk unsuru. Önce bu alanlarda düzenlemeye iyileşmelere ihtiyaç var” dedi.