Ve sen, Eleni ve tüm Eleni’ler

Ayşe Ferliel Barounos

Ayşe Ferliel Barounos / Atina

Yunan müziği sevenlerdenseniz, Haris Alexiou’nun “Eleni” adlı şarkısını duymuş olabilirsiniz. 1980’lerde çok popüler olan ve Sezen Aksu’nun da “Sevgili” adıyla seslendirdiği bu hüzünlü şarkı son günlerde yine anımsanıyor, ama güzel melodisi için değil. Üniversite öğrencisi olduğu Rodos’ta geçen yıl toplu tecavüz ve cinayete kurban giden 21 yaşındaki Eleni Topaloudi’yi, Korfu Adası’nda babası tarafından öldürülen 28 yaşındaki Angeliki Petrou’yu ve onlar gibi şiddet sonucu yaşamını yitiren bütün kadınları anmak için... Bu satırların yazıldığı sırada, bir kadın cinayeti haberi daha düşmüştü gündeme. Son aylarda Yunanistan’ı şoka sokan kadın cinayetlerinin bu defaki kurbanı Girit Adası’nda, çocuklarının da bulunduğu bir ortamda kocası tarafından boğularak öldürülen 32 yaşındaki Katerina Melaki idi. Birleşmiş Milletler verilerine göre, 2017 yılında dünyada 87 bin kadın kasten öldürüldü, bunların yarıdan fazlası sevgilisi ya da eşinin saldırısı sonucu yaşamını yitirdi. Sokakta, işyerinde, okulda ve en çok da “aile içinde” şiddete maruz kalan kadınlar artık bütün dünyada olduğu gibi, Yunanistan’da da seslerini daha yoğun bir biçimde duyurmaya çalışıyorlar. Son yıllardaki yasal düzenlemeler de bu konuda kadınları destekler nitelikte. Mayıs 2011’de İstanbul’da imzaya açıldığı için, “İstanbul Sözleşmesi” olarak da anılan “Kadına Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi”, Türkiye’de 2014, Yunanistan’da da 2018 yılında yürürlüğe girdi. Avrupa’da ilk kez kadına yönelik şiddeti ve aile içi şiddeti önlemek, mağdurları korumak ve faillerini cezalandırmak için yasal olarak bağlayıcı standartları belirleyen Sözleşmede, şiddetin yalnızca fiziksel değil, cinsel, psikolojik ve ekonomik olarak da varlığının vurgulanmış olması büyük bir adım olarak görülüyor.

Sessizliği boz!

Barış, insan hakları ve cinsiyet eşitliği alanlarında 40 yıldır aktivist olan Fotini Sianou, Cumhuriyet’e yaptığı değerlendirmede, Yunan toplumunun bir zamanlar “çok tutucu” olduğunun altını çizdi ve şu yorumu yaptı: “Aile içi şiddet, çoğunlukla kadının hatası olarak görülürdü, hatta bu tür olaylarda evin pencereleri kapatılırdı ki; komşular duymasın. Böyle bir noktadan, ‘sessizliği boz, tek değilsin, yalnız değilsin’ anlayışının yaygınlaştığı bir döneme gelindi.” Yine de, kadın cinayetleri ve tecavüz gibi suçların sayısının “ürkütücü düzeyde” olduğunu belirten Sianou, “Yasal düzenlemeler çok önemli ve bunların gerçek yaşamda uygulanmasının sağlanması için mücadeleyi sürdürmeliyiz” diyor. Yunanistan’da 1983’ten itibaren aile yasaları ve istihdam ile ilgili düzenlemeler sayesinde kadının toplumdaki ve işgücü piyasasındaki konumu iyileştirildi. Ancak kadınlara karşı her türlü ayrımcılığın önlenmesi için alınacak daha çok yol var. Atina’da News 24/7 Radyo kanalında program yapan Zinovia Sapouna, “Yasalardan öte, öncelikle ailede ve toplumdaki bakış açısının değişmesi gerekiyor” vurgusu yapıyor. Sapouna, Dünya Kadınlar Günü’nde Atina Gazeteciler Sendikası’nın (ESIEA) iş durdurma eylemine katıldığını da ekliyor. İspanyol feminist hareketinin, 8 Mart 2018’de, “Biz durursak, dünya durur” sloganıyla 24 saatlik bir kadın grevi örgütlemeyi başarmasından ve milyonların sokaklara dökülmesinden esinlenerek Yunanistan’da ilk defa feminist grev düzenlendi bu yıl Dünya Kadınlar Günü’nde. Bu çerçevede, özel sektör ve kamuda kadınlara iş bırakma, derslere girmeme, çocuk ve diğer aile bireylerine bakım işlerini durdurma, tüketim, alışveriş ve ev işi yapmama çağrısı yapıldı. Greve katılım sınırlı olsa da, binlerce kişi yürüyüşe katıldı, seslerini duyurmak, yaşamın her alanında haklarını ve özgürlüklerini savunmak için... Angeliki, Adamantia, Andriana ve sen, Eleni...ve her Eleni için... iamail2005@gmail.com