'Vatanın hibe edilmesine izin vermeyeceğiz!'

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli Uğur Mumcu Meydanı'nda düzenlenen "Vatan" mitinginde yaptığı konuşmada, "Başbakan Erdoğan bu tepkiyi duymalıdır. 63 akıl fukarası bu sese kulak kabartmalıdır. Biz bu bu kutlu vatanı bağış almadık, kimseye de bağışlamaya niyetimiz yoktur. Biz bu kutlu vatanı hibe almadık, hibe edilmesine de izin vermeyeceğiz" dedi.

cumhuriyet.com.tr

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisince Uğur Mumcu Meydanı'nda düzenlenen "Vatan" mitinginde yaptığı konuşmada, bugün Adana'da yer yerinden oynadığını, meydanı dolduran ülkücü vatanseverlerin "vatan" diyerek tavırlarını gösterdiğini, bölücüye, teröriste, küresel tezgahlara inat Adanalıların vatanına sahip çıktığını söyledi.

Türklerin son yurdunun, meydanı dolduranların çakmak çakmak gözlerinde aydınlandığını ifade eden Bahçeli, "Son yurdumuzun üzerindeki ölü toprağı sizler sayesinde aralanmaktdadır. Bugün sizlerin inanç ve cesareti, hainlerin, haramzadelerin, haramilerin, haçlıların, hamiyetsizlerin mağlubiyetini müjdelemektedir. Teröristlerle helalleşme uğruna kuyruğa girenler, canilerin tövbe etmeleri halinde affını dillendirenler, bebek katilini neredeyse bebek bakıcılığı gibi masum bir konuma terfi ettirenler, Çukurova'dan yükselen sesle sinmekte ve titremektedir" dedi.

Vatanın kötü gidişatına "dur" diyecek ve tersine çevrirecek kudretin millette olduğunu kaydeden Bahçeli, musubetlere engel olacak, çözülmeye, bölünmeye set çekecek olanın da yine millet olduğunu belirtti.

Bahçeli, Bursa'da ve ardından İzmir'de gerçekleştirdikleri açık hava toplantılarında vatandaşın vatanına, bayrağına sahip çıktığını dile getirerek, şöyle konuştu:

"Bursa'dan sonra eli ayağına dolaşan, dili peltekleşen, korkuya kapılan, beti benzi atan ve şaşkınlıktan ne yapacağını bilemeyen iktidar partisi yöneticileri ve yandaşları, sinecek ve girecek delik aramışlardır. Arkasından 20 Nisan'da İzmir'de mahşeri bir iştirakle Bayrak mitingi yaptık. İzmir sel olup taştı. Bayraklar ellerde Ege'den dalgalandı. Sırtlan kümesinin, bölücülük akımının, terörist kafilesinin aklı izmir'den sonra iyice karışmış, tedirginlikleri iyice artmıştır. Açık hava toplantılarımıza katılımı düşük göstermek için AKP ve ortakları her yolu denemişlerdir. Ancak güneşi balçıkla sıvamak mümkün değildir. Yeni bir destan Adana'da yazılmaktadır. Türk milletinin dirilişini ve direncini görmek isteyen İzmir'den sonra Adana'ya bakmalıdır. Türk vatanı bugün burada, bu meydanda adeta ete kemiğe bürünmüştür. Sizlere soruyor, sesinizin her tarafa ulaşmasını istiyorum. Aziz vatanımızı parsellemeye ve ihaleyle satışa çıkarma hazırlığı yapan çapulculara sessiz kalacak mısınız? Şehit yadigarı bu toprakların peşkeş çekilmesine rıza gösterecek misiniz? Vatanın parçalanması için İmralı açık artırımında ellerini ovuşturan kalleşlere tamam diyecek misiniz? Allah'ına kurban Adanalı. Bu kadar net ve fikri bellidir. Başbakan Erdoğan bu tepkiyi duymalıdır. 63 akıl fukarası bu sese kulak kabartmalıdır. Türk vatanı üzerinde hesap yapan, yersiz ve yurtsuzlar bu itirazı ciddiye almalıdır. Biz bu kutlu vatanı bağış almadık, kimseye de bağışlamaya niyetimiz yoktur. Biz bu kutlu vatanı hibe almadık, hibe edilmesine de izin vermeyeceğiz."

Türk vatanının bölünmesine, elden çıkarılmasına müsade etmeyeceklerini vurgulayan Bahçeli, şöyle devam etti:

"Çözüm oluyor, barış geliyor, süreç ilerliyor, 63 akılsız telkin ve tavsiye ediyor, demokrasi ve özgürlük gelişiyor, PKK diretiyor, AKP, BDP ayak sürüyor diye vatandan pay talep edilmesine, hak beklenmesine fırsat vermeyiz, vermeyeceğiz. Vatan alın yazımızdır, pazarlığı olmayacaktır. Vatan şerefimizdir, şerefsizlere bırakılmayacaktır. Vatan çatımızdır, kubbemizdir, miğferimizdir, muazzezimizdir, varlığımızdır, hayat alanımızdır. Yağma ve talan sizler olduğunuz müddetçe söz konusu olmayacaktır. Her karışında şehit kanı olan bu aziz vatanı namertlere, nankörlere çiğnetmeme konusunda yeminliyiz, tavizsiziz ve imanlıyız."

 

Vatanın dünden devralınan, yarınlara bırakılacak mukaddes bir yuva olduğunu anlatan Bahçeli, "Miras aldığımız bu varlığımızı geleceğe taşımak, zarar ve ziyana uğratmadan gelecek kuşaklara teslim etmek ise namus borcumuzdur. Vatan hiç kimsenin esareti ve himayesi olmadan yaşamanın adıdır. Türk vatanı onun, bunun elinde oyuncak olacak, şunun bunun spekülasyonlarıyla tahrip edilecek, üzerinde rast gele karalamalar ve taksimatlar yapılacak kadar sokakta bulunmuş değildir ve hiç de olmamıştır. Bunun hilafına hareket edenler karşılarında her zaman bizi bulacaklardır. Bunun tersine tutum takınanlar bunun aksine hareket edenler Adana'nın milli ateşiyle tutuşup küle dönecektir. Bizim aziz ecdadımızın emanetlerine yüz çevirenlere sabır ve hoşgörümüz yoktur. Türk vatanı milleyetçi ülkücü vatansever yürekler olduğu müddetçe güvendedir" diye konuştu.

Bahçeli, AKP yönetiminin siyasetten ekonomiye, sanattan spora kadar her alanda başarısız bir iktitidar tablosu çizdiğini savundu.

Dağların suçlulara, sokakların saldırganlara, ekonominin aç gözlülere ve menfaat çetelerine terk edildiğini savunan Bahçeli, halkın refahının azaldığını. işsizliğin arttığını, yoksulluk ve hayat pahalılığının dayanılmaz sınırlara geldiğini ileri sürdü.

Hükümetin, gizli gündemlerini aşama aşama hayata geçirmenin telaşında olduğunu iddia eden Bahçeli, şöyle devam etti:

"Başbakanın iddıalarıyla, hükümetin ekonomi beyanlarıyla, Adana'nın hali kesinlikle bağdaşmamaktadır. Başbakan çalışmadan kazanma arayışı içerisinde olanlara, emek sarf etmeden rahatlık peşinde koşanlara, alın teri dökmeden servet ve statü heyecanına kapılanlara bakınca, herşeyi tozpembe görmektedir. Bize çarşı pazar gezmemizi tavsiye eden Başbakan Erdoğan'a Adana'dan diyorum ki; sen Arap şeyhlerine boğazdaki arsaları, rantiyecilere 2B arazilerini, Yahudi iş adamlarına kaynaklarımızı peşkeş çekerken biz zaten pazardaydık, çarşılardaki infiale kafa yoruyorduk. Şayet varsa cesaretin gel de Çukurova'nın halini gör, gel de sefalatin boyutlarını anla, gel de fakir fukara ettiğin milyonların vebaline katlan. Bu kafa yapısı devletin neyi varsa neyi yoksa çarçur etmiş ve elden çıkarmış. Ama bunların hesabı sorulacak kimsenin yanına kar bırakılmayacaktır. MHP'nin iktidarında bu dönemde yapılan tüm ihaleler, anlaşmalar sözleşmeler ve taahütler mutlaka mercek altına alınacak. Yolsuzluklar teker teker deşifre edilecektir."

"Türk olmak suç"

Bahçeli, milletin fecaatlerin, felaketlerin ve fanalıkların içine çekildiğini, bin yıllık kardeşliğin eziyete ve ezilmeye maruz bırakıldığını, Türk milletinin birliği, Türk vatanının tekliği, Türk devletinin devamlılığının saldırı ve suikastlere uğradığını öne sürdü.

Türk olmanın suç, milliyetçi olmanın sakıncalı, vatanperver olmanın mahsurlu ilan edildiğini iddia eden Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Hainlik, bölücülük itibarlı ve gözde meslek haline gelmiştir. Küresel ayak oyunlarının bir tasarımı olan AKP zihniyeti Türkiye'yi rehin almış, dört bir tarafını fitne zincirleriyle çevirmiştir. Bölücülüğün her rengi AKP'nin eseri olarak ortaya çıkmıştır. Bölünmenin her türü AKP hediyesi olarak dal ve budak vermiştir. Başbakan Erdoğan'ın çelişkileri, yanlışları sürekli birbiriyle ters düşen beyanları ülkemizin ayak bağı haline gelmiştir. Bölücülüğün dikiz aynasından baka baka görüş açısını sıfırlayan bu zihniyet her engele takılmış, her tümsekte oyalanmış ve karşısına çıkan her çukura çakılmıştır. Başbakan Erdoğan boyundan büyük lafları peşpeşe sıraladıkça, milletimiz zora girmiş ve çok ağır sıkıntılara katlanmak zorunda kalmıştır. Başbakan Erdoğan'ın söz ve icraatleri arasındaki makas açıldıkça Türkiye gerilemiş, Türk milleti dara düşmüştür. AKP ile birlikte ne kadar kötülük varsa ön plana geçmiş, merci, mevzi ve mertebe elde etmiştir. İkilikler artmış, korkular taşmış, karamsarlık hali yükselmiştir. Türkiyemiz kötü yönetilmektedir. Türk milleti layık olduğu seviyelerin çok gerisindedir. İçinden geçtiğimiz süreçte bir devlet ve hükümet sorunu ortaya çıkmıştır. Bir güvenlik ve güvence sorunu peyda olmuştur. Bir millet sorunu yeşermiş, bir kimlik sorunu imal edilmiştir. Bunların yanı sıra güvensizlik, vefasızlık, aldırmazlık, art niyetlilik vücut bulmuştur. Türk milleti hüsran içinde hüsran yaşamaya mecbur bırakılmıştır. "


Çözüm sürecini eleştiren Bahçeli, şöyle konuştu:

"Başbakan Erdoğan PKK terör örgütünün sorunlarını çözmek için uğraşmaktadır. İmralı canisini doyurmak ve tatmin etmek için çırpınmaktadır. Türkiye'yi yıkmak, Türk milletini bölmek, bin yıllık hukuku 36 parçaya dilimlemek için pazarlıklar yapmaktadır. 63'lükler vasıtasıyla sizleri yok oluşa sürüklemek ve terör örgütünün vesayetine ikna etmek için mesai harcamaktadır. Sözde barış ve çözüm süreci bu kapsamda devreye sokulmuş bu mimvalde harekete geçirilmiştir. Bu 63 akıl yoksunu, gittikleri her yerde öfke ve kin kusmaktadır. Bunların her ifadesi akıllara durgunluk vermektedir. Hele birisinin 'çözüm sürecini hayvanlar bile anlamış ama bazı insanlar anlamıyor' sözleri aslında bir nebze de olsa da doğrudur. Çünkü insan olan sözde çözüm sürecine zaten anlamayacak ve kabullenmeyecektir. 63'lüklerin çözüm sürecini sürdürebilmek için gittikleri yerlerde hayvanat bahçelerini ziyaret etmeleri ve buralarda fikir alışverişinde bulunmaları, ihanet süreci için renkli sonuçlar verecektir."

PKK'nın süreçle umutlandığını, heyecana kapılıp cesaret kazandığını iddia eden Bahçeli, "İmralı canisinin önce ev hapsine ardından da tamamen örgzürlüğüne kavuşması artık sadece zaman meselesi halini almıştır. Bağımsız Kürdistan'ın kurulması için geri sayım hızlanmıştır. Başbakan tüm bu rezaletlere, başkan olmak için razı olmuştur" dedi.

Bahçeli, şöyle devam etti:

"Milliyetçilik Başbakan ve İmralı canisinin hedefindedir. Türk milleti Başbakan ve PKK'lı ihanet ortaklarının hışmıyla cebelleşmektedir. Başbakan teröristlerin gözdesi, piri, kervan başı olmayı da çoktan başarmıştır. Sınırlarımızdan çıkıp gittiği iddia edilen teröristlere deyim yerindeyse, klavuzluk yapmaktadır. Şehitlerimizin kanlıları başbakan ve hükümeti tarafından ne ilginçtir ki görmezden gelinmektedir. Eli silahlı caniler, sınırlarımızın hemen bitişiğinde törenlerle karşılanmakta, dağ deneyimi özlemine kapılan gazeteci artıkları gelişmeleri anında duyurmaktadır. Canileri herkes görmüş, fark etmiştir de her ne hikmetse insansız hava araçları gözetleyememiş, hükümet görememiştir. Teröristlerin bir kısmının göstermelik ve sembolik olarak silahlarıyla Türkiye dışına çıkacakları söylenmektedir. Ama bu militanlar burnumuzun dibindeki kamplarda mevzilenip elleri tetikte bekleyeceklerdir. Bunlardan bir kısmı Suriye'ye geçeçek Suriye'nin kuzeyindeki PKK güçleriyle birleşip, orada da özerk bir yönetim kurmak için silahlı mücadeleye girişeceklerdir."

Reyhanlı'daki bombalı saldırılar

Reyhanlı ilçesindemi bombalı saldrırıların failleri, azmettiricileri ve arkasında duran unsurların tümüyle ortaya çıkarılamadığını ifade eden Bahçeli, saldırıların arkasında kim olursa olsun kaybededin Türkiye olduğunu dile getirdi.

Analarıın gözyaşının istismar edildiğini, 'Kan dursun, barış gelsin, silahlar sussun' sözleriyle PKK'nın değirmenine su taşındığını ileri süren Bahçeli, Başbakan Erdoğan'ın gerçekleri saptırdığını savundu.

Türk milletinin, savaşın değil barış içinde yaşamanın yanında olduğunu, dağınıklığın değil birliğin ve düzenin arayışında olduğunu belirten Bahçeli, "Bundan asla şüphe yoktur. Ancak teröristlerle müzakereye ve muhabbete yüzü dönük, tepkisi serttir. 29 yıldır seri cinayetleriyle kanımızı akıtan, canlarımızı alan, topraklarımızı ve insanlarımızı ayırmaya çabalayan katillere süreç ihanetiyle can simidi uzatılmıştır. Bu süreç azaptır, fiyaskodur, kefendir, kötülüktür, cehennemdir, öldürücüdür, ihanetin maskelendiği ve gizlendiği fitne kazanıdır. Sürecin sonu harabedir, hezimettir, hiziptir, gözyaşıdır, yıkımdır, çöküştür, çürümedir ve Türk milletinin inkarıdır. Ve sürecin sonu bitiştir, buhrandır, beladır" dedi.

Bahçeli, "çözüm" sözleriyle Türk milletinin çözüldüğünü, çözüm iddialarıyla Türkiye'nin temellerinden, gerçeklerinden koparıldığını öne sürdü.

Türk milletinin çözüm sürecine kanmayacağını ve yalanlara aldanmayacağını kaydeden Bahçeli, meyrdanda toplanan kalabalığa "Sizlere soruyorum; Süreç rezilliğini masum ve makul buluyor musunuz? Bununla birlikte PKK'nın meşrulaşmasını doğru görüyor musunuz? Türkiye Cumhuriyeti devletinin ve Türk milletinin ismiyle oynanmasına rıza gösterecek misiniz? İmralı canisiyle birlikte örgütün affına ve siyasete girmesine sıcak bakıyor musun? diye seslendi.

Sözlerinin karşılığında "Hayır" cevabı alan Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:

"İşte Türk milletinin tercihi bu hayırlarda gizlidir. Adana'nın kararı bu hayırlarla ortadadır. Düzmece anketlerle vakit geçirenler, Kandil Dağı'nda yaptıkları kamuoyu yoklamalarını 'Sürece destek çığ gibi büyüdü' diyerek servis edenler Adana'daki muazzam iradeyi ve inanmışlığı görmelidir. Bu topraklar kolay vatan olmamıştır. Bu çoğrafya lütuf ikramı yoluyla vatanlaşmamıştır. Türk milleti asırlarca verdiği mücedelelerle son vatanına damgasını vurmuş, kaderiyle örtüşmüştür. Bundan geriye gidiş yoktur. Vatanımızın üzerinde hain hesap yapan alçaklar dikkat etsinler. Türkiye sahipsiz ve kimsesiz değildir. Vatan teferruat değil esastır. Geçiçi heves değil, bedeli kanla ödenmiş kalıcı ve kuşatıcı bir şuurdur. Bu topraklara 'vatanım' diyen, kökü, mezhebi, yöresi ve anasının dili ne olursa olsun milletimin her ferdiyle kardeşlik türküsü söyleyeceğiz, kenetleneceğiz ve ayrılıklara izin vermeyeceğiz. Etnik ve mezhep geriliminden fayda umanları sevindirmeyeceğiz. Birliğimizi baltalamaya, kardeşliğimizi biçmeye cüret edenlere, barış ve çözüm adıyla aramızı bozmaya kalkışanlara aradıkları imkanı vermeyeceğiz. Herkes Türk milletinin eşit ve saygın bir mensubudur. Milletimin hiçbir ferdi bu ülkenin yabancısı veya sığıntısı değildir. Kürt kökenli kardeşlerim PKK, BDP ve AKP tezgahına haddini bildirmeli, istismarcıları yere çakmalıdır."