Vatan özlemiyle ölmüş bir sanatçı: Fikret Muallâ

“Yalnız ve Yaralı Bir Hayat: Fikret Muallâ” sergisi Folkart Gallery’de açıldı. Sergiyi Folkart Gallery koordinatörü Fahri Özdemir ile konuştuk.

Emrah Kolukısa

Folkart Gallery, 2020 yılının ilk sergisinde Paris Ekolü’nün özgür ve özgün paleti Fikret Muallâ’ya ev sahipliği yapıyor. “Yalnız ve Yaralı Bir Hayat: Fikret Muallâ” isimli sergi Folkart Gallery’de ziyarete açıldı. Sergiyle ilgili Folkart Gallery koordinatörü Fahri Özdemir ile konuştuk. 

Fahri Özdemir

“Yalnız ve Yaralı Bir Hayat: Muallâ”nın hayatına baktığımızda bu başlığı elzem kılan anlar, olaylar, kişiler hangileri sizce? Ya da nasıl bir hikâyenin başlığıdır bu?

Fahri Özdemir: Yakasını bırakmayan açlık, yalnızlık, polis ve takip edilme korkusu, akıl hastanelerinde yatışları ve de alkol... Bir de alabildiğine coşkulu ve renkli tablolarının karşısında ise siyah beyaz bir hayatın oluşudur bu hikâye.

Cemil Özgür Öneği, Erhan Güney, Tamer Levent, Zeliha Berksoy, Tunç Soyer, Mesut Sancak, Serdar Sandal, Ali Engin, Metin Sancak serginin açılışında

- Fikret Muallâ etkisi hiç eksilmeyen, vazgeçemedeğimiz sanatçılarımızdan. Folkart Gallery’nin bu sergisi için nasıl bir çalışma yürüttünüz, belli bir kürasyon çerçevesinde mi gelişti?

F.Ö.: Bugüne kadar yapılan bütün Fikret Muallâ sergilerinde bir şaibe vardı. Çünkü Türkiye’de en çok sahtesi yapılan ressamdır. Biz, bu tür şaibeleri ortadan kaldırmak için ilk kaynaklara (Fikret Muallâ’nın arkadaşlarına) ve belgelenmiş, önceden kataloglara girmiş eserler için de güvenilir kurum ve kuruluşlara başvuru yaptık. Bunların arasında İş Bankası, Ara Güler Vakfı, Ziraat Bankası, Arkas Holding, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, Dr. Safter Tarim Ailesi Koleksiyonu, Semiha Berksoy Opera ve Bale Vakfı, Hıfzı Topuz  gibi belgelenmiş ve sertifikalı koleksiyonlar var. Bununla beraber 30’a yakın dostlarına yazdığı mektupların orijinalleri ve 1967’de öldüğünde Fransa’da gömüldüğü kimsesizler mezarlığındaki mezar taşı, kendisinin resim dosyası başta olmak üzere bir çok özel eşyası da sergileniyor. Sergi kürasyonunu da bölümler halinde oluşturduk. 1. Bölüm: İstanbul, 2. Bölüm: Paris ve Paris Sokakları, 3. Bölüm: Mektuplar, 4. Bölüm: Barlar ve Gece Hayatı 5. Bölüm: Nüler, 6. Bölüm ise Natürmortlar. Sergiyi bu altı bölüm üzerine kurduk.

HAYATIN COŞKUSUNU ANLATTI

 - Fikret Muallâ'ya bugün bakınca ne görüyoruz, neydi onu sanat tarihimizde biricik kılan özellikleri sizce?

F.Ö.: Her zaman için dünyaya açılan ve dünyanın Türk resminde tanıdığı ilk ve en önemli ressamdır. Biricik kılan ise hayatın coşkusunu canlı renklerle ve yalın bir şekilde bize sunmasıdır.

- Paris Ekolü dediğimiz dönemin sanatçıları içinde onu diğerlerinden ayıran ne gibi farklar vardı?

F.Ö.: Bütün tabloları yaptığı eserlerin hepsi hayatın coşkulu ve renkli yönlerini yansıtır. Tablolarında bunu görürüz. Diğer sanatçılarda bu yoktur. Paris ekolündeki herkes bir gün vatanına dönmüştür. Fikret Mualla ise vatan özlemiyle orada ölmüştür. Bir diğeri ise hepsi, mutlaka kendinden önceki sanatçılardan esinlenmiş ve etkilenmiştir... Fikret Muallâ ise hiç kimseden esinlenmeyip kendi yol haritasını çizmiştir.

“Yalnız ve Yaralı Bir Hayat: Fikret Muallâ” sergisi 17 Mayıs'a dek İzmir Folkart Gallery'de görülebilir.