Vatan?..

cumhuriyet.com.tr

İlhan Selçuk'un

15 Nisan 2006 tarihli yazısı...

‘Vatan’ kavramı Osmanlı’da 19’uncu yüzyılın ikinci yarısında oluşmaya başladı; ondan önce ‘mülk’ vardı...

Ulus kavramını da 20’nci yüzyılın ilk çeyreğinde bellemeye başladık...

Namık Kemal ‘Vatan şairi’ diye önce bilinçlere sonra belleklere yazıldı:

“Ölürsem görmeden millette

ümit ettiğim feyzi..

yazılsın seng-i kabrime vatan

mahzun ben mahzun..’’

Ne var ki Namık Kemal Osmanlı mülkünde ‘vatan’ı dile getirmekle imparatorluğu parçalamaya dönük bir edebiyat yapmıyor muydu?..

*

Tarihsel süreçleri kesin sınırlarla birbirinden ayırmak çok güçtür, belki de olanaksızdır; ama, Birinci Dünya Savaşı’ndan hemen sonra verdiğimiz ‘Ulusal Kurtuluş Savaşıyla kendimizi bir vatanda uluslaşmış olarak bulduk...

Çağdaşlaşmanın da gereğiydi bu aşama; her iki kavram da Fransa’nın ‘Aydınlanma Devrimi’nde oluşmuş, sonra dünyaya yayılmıştır...

Üstelik vatan (yurt) ve millet (ulus) sürecimizin pekişmesi yalnız bizim bilincimizde yaşanan bir serüven değildir; dünya âlemde dost düşman, ‘Lozan Konferansında bu aşamayı uluslararası bir belgeye bağlamak zorunda kaldı...

Oysa elâlemin gerçek niyeti bozuktu...

Bozuk niyetin belgesi Sevr’dir..

Lozan’da da iyi niyet değil, zoraki onay vardır...

*

‘Mülk’ten ‘vatan’a geçtikten sonra, tek yurt bize yetmediğinden, bir aşamaya daha yönelmekten kendimizi alamadık...

Bir vatanla yetinmedik..

Üç vatanımız oldu..

Biri ana-vatan:

Orta Asya!..

İkincisi vatan:

Türkiye!..

Üçüncüsü yavru-vatan:

Kıbrıs!..

Hepimiz çok vatansever olduğumuzdan üç vatanımız olmasına şaşılmaz...

Ne var ki bu vatanlardan Orta Asya zaten vaktiyle elden çıkmıştı; daha doğrusu biz onu terk etmiştik..

Yavru vatan Kıbrıs’a bir türlü doğru dürüst sahip olamadık..

Geriye kaldı Türkiye..

Yani Anadolu!..

Gidişata bakarsanız bu vatanımız da elden çıktı, çıkacak...

*

Sevr’den bu yana Anadolu’yu Türklere çok görenler artık göz göre göre birleşmiş durumdalar..

Lozan artık tu kaka!..

İçerde buna yakın bir hava var, toplumda garip rüzgârlar esiyor...

Millet ya da ulus üzerine de yorumlar ilginç mi ilginç...

İslamcı diyor ki:

“- Ulus yok, ümmet var..”

Entel diyor ki:

“- Ulus devletin modası geçti..”

Dışardan ve içerden esen rüzgârlar bir yönde birleşiyorlar..

Ne dersiniz?..

Yoksa Namık Kemal’le başlayan vatan öyküsü Tarih Baba’nın beşiğinde görülmüş kısa bir düş müydü?..

(15 Nisan 2006 tarihli yazısı)