Varlık Barışı'nda son başvuru 30 Eylül

Varlık Barışında 1 Haziran 2009 itibariyle yurtdışında sahip olunan ve kapsama giren varlıklar, 10 Temmuz 2009'dan 30 Eylül 2009 tarihine kadar beyan edilebilecek.

cumhuriyet.com.tr

Yastık altındaki birikimleri ekonomiye kazandırılması amacıyla Maliye Bakanlığı'nın hayata geçirdiği 2'inci Varlık Barışı uygulamasında 1 Haziran tarihi itibarıyla yasal defter kayıtlarında işletmelerin özkaynakları arasında yer almayan ve kapsama giren varlıklar, 10 Temmuz tarihinden 30 Eylül 2009 tarihi akşamına kadar, gelir veya kurumlar vergisi yönünden bağlı olunan vergi dairelerine beyan edilebilecek.

Tam mükellefiyete tabi gerçek kişiler ile kurumların 1 Mayıs-31 Kasım 2009 tarihleri arasında, Kanuni ve iş merkezi Türkiye'de bulunmayan kurumlara ilişkin iştirak hisselerinin satışından doğan kazançları, Kanuni ve iş merkezi Türkiye'de bulunmayan kurumlardan elde ettikleri iştirak kazançları, yurtdışında bulunan işyeri ve daimi temsilcileri aracılığıyla elde ettikleri ticari kazançları, 28 Şubat 2010 tarihine kadar Türkiye'ye transfer edilmesi kaydıyla gelir veya kurumlar vergisinden müstesna olacak.

 

30 Eylül'e kadar beyan edilebilecek

5811 Sayılı Bazı Varlıkların Milli Ekonomiye Kazandırılması Hakkında Kanuna İlişkin Genel Tebliğ Resmi Gazete'de yayımlandı. Yurtdışında sahip olunan varlıklara ilişkin "bildirim ve beyan" başlıklı bölümün sonuna "5917 sayılı Kanunla yapılan değişiklikler sonrasında ise gerçek veya tüzel kişiler tarafından 1 Haziran 2009 tarihi itibarıyla yurtdışında sahip olunan ve kapsama giren varlıklar, 10 Temmuz-30 Temmuz 2009 tarihi akşamına kadar, bildirim veya beyan konusu yapılabilecek" şeklinde ekleme yapıldı. Türkiye'de sahip olunan varlıklara ilişkin beyan ve verginin ödenmesi" başlıklı bölümün sonuna ise "Gelir veya kurumlar vergisi mükelleflerince sahip olunan ve Türkiye'de bulunan ancak 5917 sayılı Kanunda yapılan değişiklikler sonrasında 1 Haziran tarihi itibarıyla yasal defter kayıtlarında işletmelerin özkaynakları arasında yer almayan ve kapsama giren varlıklar, 10 Temmuz tarihinden 30 Eylül 2009 tarihi akşamına kadar, gelir veya kurumlar vergisi yönünden bağlı olunan vergi dairelerine beyan edilebilecek" ibaresi konuldu.

 

Mahsup uygulamasında verginin ödeme şartı dikkate alınıcak

Kapsama girmeyen inceleme ve tarhiyatlar başlıklı bölümün sonuna ise şu bölüm eklendi:

"5811 sayılı Kanunda yapılan değişiklik ve süre uzatımı sonucu bildirim veya beyanda bulunanların 1 Ocak 2008 tarihinden önceki dönemlere ilişkin 19 Haziran 2009 tarihinden önce başlayan vergi incelemeleri ile ilgili olarak Kanunun matrah farkına ilişkin mahsup hükümlerinden yararlanamayacakları hükme bağlandı. Kanunda yer alan değişikliklerden önce yapılan bildirim veya beyanlar ile tarhiyat ve mahsuba ilişkin olarak, Kanunun değişiklik yapılmadan önceki hükümlerinin uygulanacak. 22 Kasım 2008 ile 2 Mart 2009 tarihleri arasında yapılan bildirim veya beyanlar nedeniyle tahakkuk eden ve süresinde ödenmeyen vergilerin 30 Eylül'e kadar gecikme zammıyla birlikte ödenmemesi halinde Kanunun matrah farkı mahsubuna ilişkin hükümlerinin uygulanmayacak. Bu düzenlemelere göre, 1 Ocak 2008 tarihi öncesi dönemlere ilişkin bildirim veya beyan dışındaki başka nedenlerden dolayı yapılacak vergi incelemeleriyle ilgili olarak; 22 Kasım 2008 tarihinden önce başlanan vergi incelemeleriyle ilgili olarak bulunan matrah farklarından bildirime veya beyana konu edilen tutarların mahsubu mümkün değildir. 22 Kasım 2008 tarihinden sonra 19 Haziran 2009 tarihinden önce başlanan incelemelerle ilgili olarak, sadece değişiklik yapılmadan önceki düzenleme kapsamında bildirim veya beyana konu edilmiş tutarların bulunan matrah farklarından mahsubu mümkün olabilecek. 19 Haziran 2009 tarihinden sonra başlanan incelemelerde, Kanunun değişiklik yapılmadan önceki veya değişiklik sonrası hükümleri çerçevesinde bildirim veya beyanda bulunulması halinde, söz konusu tutarların matrah farklarından mahsubu mümkün olabilecek. Öte yandan, mahsup uygulamasında Tebliğ'de yapılan açıklamalar çerçevesinde verginin ödenme şartı dikkate alınacak."

 

"Tarh edilen verginin vadesinde ödenmesi"

Bildirim veya beyan dışındaki nedenlerle yapılacak incelemelere ilişkin tarhiyatlar ve mahsup başlıklı bölümün birinci paragrafının ilk cümlesine "Kanun kapsamında bildirilen veya beyan edilen tutarların" ibarelerinden sonra gelmek üzere "bu tutarlara ilişkin tarh edilen verginin vadesinde ödenmesi koşuluyla," ibareleri eklendi. "Vergi farkları ve diğer vergiler" başlıklı bölüm, başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde değiştirildi:
 

"Vergi farkları ve diğer vergiler 22 Kasım 2008- 2 Mart 2009 tarihleri arasında yapılan bildirim veya beyanlarda vergi farklarının durumu, Kanun hükümlerine göre yapılan bildirim veya beyanlar ile tarhiyat ve mahsuba ilişkin olarak Kanunun değişiklik yapılmadan önceki hükümlerinin uygulanacağı hükmü yer aldı. Bu hüküm uyarınca, Kanun kapsamında bildirim veya beyan dışındaki herhangi bir nedenle, Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra 1 Ocak 2008 tarihinden önceki dönemlere ilişkin olarak vergi incelemesi yapılması halinde, 22 Kasım 2008 ile 2 Mart 2009 tarihleri arasında yapılan bildirim veya beyanlar hakkında mahsup uygulaması gelir, kurumlar ve katma değer vergisi yönünden tespit edilen matrah farklarıyla sınırlı olacak. Dolayısıyla, mükelleflerin söz konusu dönemdeki gelir, kurumlar ve katma değer vergisine ilişkin vergi farkları matrah farkına ilişkin mahsup kapsamında değerlendirilmeyecek."

10 Temmuz 2009-30 Eylül 2009 tarihleri arasında yapılan bildirim veya beyanlarda indirimi reddedilen katma değer vergisinin durumu, 5917 sayılı Kanunla 5811 sayılı Kanunun 3'üncü maddesinin beşinci fıkrasında yapılan değişiklikle, Kanun kapsamında bildirim veya beyan dışındaki herhangi bir nedenle, Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra 1 Ocak 2008 tarihinden önceki dönemlere ilişkin olarak vergi incelemesi yapılması halinde, gelir, kurumlar ve katma değer vergisi yönünden tespit edilen matrah farklarının yanı sıra indirimi reddedilen katma değer vergisine ilişkin matrahtan, 10 Temmuz 2009 tarihinden sonra bildirilen veya beyan edilen tutarlar mahsup edilebilecek. İndirimi reddedilen katma değer vergisine ilişkin mahsup edilecek matrah tutarı, indirimi reddedilen vergiye esas teşkil eden bedel olarak dikkate alınarak mahsup uygulaması yapılacak.

Örneğin, bir faturadaki 10 bin TL'lik bir bedel üzerinden yüzde 8 oranında hesaplanan 800 TL katma değer vergisi indiriminin reddedilmesi durumunda, katma değer vergisi indirimi reddinden dolayı mahsuba konu olacak katma değer vergisi matrahı 10 bin TL olacak.

Bedelin tespit edilmemesi durumunda mahsup uygulamasındadikkat edilicek matra tutarı yüzde18 KDV olacak

İndirimi reddedilen katma değer vergisinin hangi orana karşılık geldiğinin bilinememesi ya da bedelin tespit edilememesi halinde ise mahsup uygulamasında dikkate alınacak matrah tutarı yüzde 18 KDV oranı dikkate alınmak suretiyle hesaplanacak. Örnekte, indirimi reddedilen 800 TL katma değer vergisinin hangi orandan kaynaklandığının belirlenememesi durumunda, mahsup imkanından yararlanabilecek matrah farkı (800/0,18=) 4.444,44 TL olarak hesaplanacak.

Diğer nedenlerle yapılan vergi incelemelerinde katma değer vergisi indirim reddiyatının olması halinde, 5917 sayılı Kanunla yapılan değişiklikler öncesinde yapılmış olan bildirim veya beyanlar nedeniyle bir mahsup uygulaması söz konusu olmayacak. Ancak, 22 Kasım 2008-2 Mart 2009 tarihleri arasında beyanda bulunan mükelleflerin süre uzatımı çerçevesinde yeni bir bildirim veya beyanda bulunmaları halinde, yeni beyan edilen tutarların indirimi reddedilen katma değer vergisine ilişkin matrahtan mahsubu mümkün.

Haksız iadeden kaynaklanan tarhiyatlar ile gelir, kurumlar ve katma değer vergisi dışındaki diğer vergilere yönelik yapılacak inceleme ve tarhiyatlar, matrah farkına ilişkin mahsup uygulaması kapsamında değerlendirilmeyecek. Usulsüzlük veya özel usulsüzlük cezaları da mahsup uygulaması kapsamında değerlendirilmeyecek.

 

Mahsuptan yaralanmak için tarh edilen verginin vadesinde ödenmesi şartı getirildi

Kanunun 3'üncü maddesinin beşinci fıkra hükmünden yararlanılabilmesi için öngörülen şartlar başlıklı bölümün sonuna şu eklemeler yapıldı:

"Bildirim veya beyandan kaynaklanan vergilerin vadesinde ödenmesi şartı 5917 sayılı Kanunla 5811 sayılı Kanunun 3'üncü maddesinin beşinci fıkrasında yapılan değişiklikle, Kanun kapsamında beyan edilen tutarların mahsup imkanından yararlanabilmesi için bu tutarlara ilişkin tarh edilen verginin vadesinde ödenmesi şartı getirildi.

Dolayısıyla, matrah farkına ilişkin mahsup imkanından yararlanılabilmesi için 10 Temmuz 2009 tarihinden sonra yapılan beyanlara ilişkin olarak tahakkuk eden vergilerin vadesinde ödenmesi şarttır. Tahakkuk eden vergilerin vadesinde ödenmemesi nedeniyle mahsup imkanından yararlanılmaması durumu, vergi aslının gecikme zammı ile birlikte 6183 sayılı Kanun uyarınca takip ve tahsiline engel teşkil etmemektedir.

Öte yandan, 5811 sayılı Kanuna eklenen geçici 4 üncü maddenin ikinci fıkrasına göre, 22 Kasım 2008 ile 2 Mart 2009 tarihleri arasında yapılan bildirim veya beyanlar nedeniyle tahakkuk eden ve süresinde ödenmeyen vergilerin 30 Eylül 2009 tarihine kadar gecikme zammıyla birlikte ödenmemesi halinde, Kanunun 3'üncü maddesinin beşinci fıkrasına göre mahsup imkanından yararlanılamayacak.
Bu hüküm uyarınca, mahsup imkanından yararlanılabilmesi için 22 Kasım 2008 ile 2 Mart

2009 tarihleri arasında yapılan bildirim veya beyanlar nedeniyle tahakkuk eden ve süresinde ödenmeyen vergilerin 30 Eylül 2009 tarihine kadar gecikme zammıyla birlikte ödenmesi gerekmektedir."
 

 

İş merkezi Türkiye'de bulunmayan kurumların iştirak hissesi satışından doğan kazanlar 28 Şubat 2010'a kadar bildirilecek
 

İstisna uygulamasına konu "yurtdışı kazançların beyanı" başlıklı bölümden sonra gelmek üzere şu şekilde düzenlendi:

"Tam mükellefiyete tabi gerçek kişiler ile kurumların 1 Mayıs 2009 ile 31 Kasım 2009 tarihleri arasında, Kanuni ve iş merkezi Türkiye'de bulunmayan kurumlara ilişkin iştirak hisselerinin satışından doğan kazançları, Kanuni ve iş merkezi Türkiye'de bulunmayan kurumlardan elde ettikleri iştirak kazançları, yurtdışında bulunan işyeri ve daimi temsilcileri aracılığıyla elde ettikleri ticari kazançları, 28 Şubat 2010 tarihine kadar Türkiye'ye transfer edilmesi kaydıyla gelir veya kurumlar vergisinden müstesna olacak. Tam mükellefiyete tabi gerçek kişiler ile kurumların, kanuni ve iş merkezi Türkiye'de bulunmayan kurumların 1 Kasım 2009 ile 31 Aralık 2009 tarihleri arasında tasfiyesinden doğan kazançları, 31 Aralık 2009 tarihine kadar Türkiye'ye transfer edilmiş olması kaydıyla gelir ve kurumlar vergisinden müstesnadır."

Bu düzenlemeyle, 1 Mayıs 2009 ile 31 Aralık 2009 tarihleri arasında elde edilen yurtdışı iştirak kazançları, yurtdışı şube kazançları ile yurtdışı iştirak hissesi satış kazançları 28 Şubat 2010 tarihine kadar, Kanuni ve iş merkezi Türkiye'de bulunmayan kurumların 1 Kasım 2009 ile 31 Aralık 2009 tarihleri arasındaki tasfiyelerinden elde edilen kazançlar ise 31 Aralık 2009 tarihine kadar Türkiye'ye transfer edilmeleri şartıyla gelir veya kurumlar vergisinden müstesna olacak. Yapılan bu düzenleme ile Kanunun geçici 1'inci maddesinde yer alan istisnanın bitiş tarihi dikkate alınarak istisna süreleri uzatılmış bulunmaktadır.

Söz konusu istisna kazançların beyanı 1 Ocak 2009 ile 30 Nisan 2009 tarihleri arasında elde edilen ve 30 Mayıs 2009 tarihine kadar Türkiye'ye transfer edilen yurtdışı iştirak kazançları ile yurtdışı iştirak hisseleri satış kazançları, 2009 yılına ait yıllık gelir veya kurumlar vergisi beyannamelerinin ilgili satırında gösterilmek suretiyle vergiden istisna edilebilecek. 1 Mayıs 2009 ile 31 Aralık 2009 tarihleri arasında elde edilen ve 28 Şubat 2010 tarihine kadar Türkiye'ye transfer edilen yurtdışı iştirak kazançları ile yurtdışı iştirak hisseleri satış kazançları, yine 2009 yılına ait yıllık gelir veya kurumlar vergisi beyannamelerinin ilgili satırında gösterilmek suretiyle vergiden istisna edilebilecek.

Yurtdışında bulunan işyeri veya daimi temsilci aracılığıyla 2009 yılına ilişkin olarak elde edilen yurtdışı şube kazançları, 28 Şubat 2010 tarihine kadar Türkiye'ye transfer edilmek şartıyla, 2009 yılına ilişkin verilecek yıllık gelir veya kurumlar vergisi beyannamelerinde gelire veya kurum kazancına dahil edilmek ve beyannamelerin ilgili satırında gösterilmek suretiyle istisnaya konu edilecek.

Kanuni ve iş merkezi Türkiye'de bulunmayan kurumların tasfiyelerinden doğan; 1 Ocak 2009 ile 31 Ekim 2009 (bu tarih dahil) tarihleri arasında elde edilen ve 31 Ekim 2009 tarihine kadar Türkiye'ye transfer edilen kazançlar ile 1 Kasım 2009 ile 31 Aralık 2009 tarihleri arasında elde edilen ve 31/12/2009 tarihine kadar Türkiye'ye transfer edilen kazançlar, 2009 yılına ait yıllık gelir veya kurumlar vergisi beyannamelerinde gelire veya kurum kazancına dahil edilmek ve beyannamelerin ilgili satırında gösterilmek suretiyle istisnaya konu edilecek.

Tebliğde ve Tebliğ eki form ve beyannamelerde yer alan "Yeni Türk Lirası" ve "YTL" ibareleri sırasıyla "Türk Lirası" ve "TL" olarak değiştirildi.