"Van'da çete düzeni vardır"

CHP Genel Başkan Yardımcısı Yılmaz Ateş, Van'da CHP'ye yönelik gerçekleştirilen protestoya ilişkin Emniyet'in Savcılığa olay tarihinde gerekli bilgiyi vermediğini, olayın faillerinin de bildirilmediğini ifade etti.

cumhuriyet.com.tr

CHP Genel Başkan Yardımcısı Yılmaz Ateş, CHP MYK üyesi Savcı Sayan ve CHP Van İl Örgütü Başkanı Haluk Kartal geçen hafta CHP Van İl Kongresi öncesi CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'a yönelik gerçekleştirilen yumurtalı-taşlı protesto hakkında bir basın toplantısı düzenledi.

Van'da CHP'ye yönelik protestonun gerçekleştiği gün, bunun bir AKP organizasyonu olduğunu söylediklerini, bunun üzerine AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik'in, "Olaya karışan bir tek AK Partili göstersinler, gereğini yaparız" dediğini, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın da CHP'nin tepkisine ilişkin "Bana eski defterleri açtırmasınlar" açıklaması yaptığını anımsatan Ateş, Çarşamba günü düzenledikleri basın toplantısında olaya karışan AKP'lileri tek tek gösterdiklerini, bu arada AKP Van İl Teşkilatı'nın internet sayfasının kaldırıldığını belirtti.

"Biz bunları ortaya koyunca ondan önce sık sık kamuoyunun karşısına geçip canlı yayınlarda poz veren sayın Hüseyin Çelik kayıplara karıştı. Artık ekranlara, mikrofonlara değil, karnından konuşmaya veyahut da bazı gazeteci arkadaşlarımızın kulağına konuşmaya başladı" diyen Ateş, AKP'lilerin, protestoyu gerçekleştirenlerin Vanlı esnaflar olduğu yönündeki açıklamaların gerçeği yansıtmadığını dile getirerek Van Esnaf ve Ticaret Odaları Birliği Başkanı Hüsamettin Çelik'in, CHP MYK üyesi Savcı Sayan ile CHP Van İl Örgütü Başkanı Haluk Kartal'ı arayarak "Bütün içtenliğimle ve samimiyetimle söylüyorum ki bu eylemin içinde Vanlı hiçbir esnaf yoktur. Kimse de Vanlı esnafı kullanmaya kalkmasın" dediğini aktardı.
 

"Başbakan'a yönelik demokratik tepkiler sert müdahaleyle karşılaşıyor"

AKP Genel Başkan Yardımcısı Çelik'in CHP'ye yönelik protestoya ilişkin "Ne var bunda, vatandaş orada demokratik tepkisini dile getirmiş" açıklaması yaptığını anımsatan Ateş, Başbakan'a yönelik "demokratik" tepkilerin, Emniyet güçlerinin çok sert müdahalesiyle karşılaştığını, mahkeme sürecinin de hızla işleyerek protestoculara cezalar verildiğini vurgulayan Ateş, Başbakan'a yönelik protestolar ve aldıkları cezalardan örnekler verdi.

Trabzon'da Başbakan'ın katıldığı bir açılışta Murat Bektaşoğlu ve Ethem Küçük'ün, Başbakan'ın konuştuğu kürsüye yumurta atmaları ve "Karadeniz uşağı Amerikan uşağı olamaz" diye bağırmaları üzerine hemen gözaltına alındıklarını, Bektaşoğlu'nun 1 yıl 2 ay hapis cezası aldığını kaydetti. Eskişehir Garı'nda 8 kişilik ÖDP Grubunun Başbakan'a yönelik protesto gerçekleştirdiğini ve polisin sert müdahalesiyle karşılaştığını, Ankara Türközü'nde Başbakan'a "Ne olacak bu Kürt sorunu" diye soran gencin de korumalarca dövüldüğünü ve gözaltına alındığını, Ramazan Kandöken adlı yurttaşın, Başbakan'ın katıldığı bir törende pankart açması nedeniyle 10 ay hapis cezasına çarptırıldığını, Roman açılımı toplantısının düzenlendiği salonda "Parasız eğitim istiyoruz" pankartı açan 2 yurttaşın tutuklandığını anlatan Ateş, "Sayın Başbakan'a ve AKP'lilere bu tür eylemler yapılınca hiç demokratik hak olmuyor. Güvenlik güçleri anında görevini yapıyorlar. Yargı anında işliyor, cezalar veriliyor" diye konuştu.


"Olay tarihinde bize bilgi verilmedi"

Ateş, Van'da CHP'ye yönelik protesto gerçekleştiğinde polislerin olay anında bir eylemciyi yakaladıklarını, ancak şu anda tek bir kişinin gözaltında olmadığını, olay geçtiğimiz Cuma günü gerçekleşmesine karşın Emniyet Müdürlüğü'nün Pazartesi günü Savcılığa yazdığı yazıda "Güvenlik güçlerince kongrenin yapıldığı alan ve çevresindeki protestocu vatandaşın özellikle ikna yöntemiyle uzaklaştırılmasının sağlandığı, gerek vatandaşlarla partililerin gerekse güvenlik güçleriyle vatandaşların karşı karşıya gelmesine mani olmak için büyük bir çabanın sarf edildiği kongre sırasında vatandaşlar tarafından 'Defol Baykal, Kahrolsun CHP, Ergenekonun Avukatı, Domuz Baykal, Burası Kürdistan, Buradan Çıkış Yok, Faşist Baykal, Ergenekoncu CHP, İktidarsız Baykal, Kürt-Türk Kardeştir, CHP Kalleştir, Ergenekoncu Baykal Defol, Balyozcular Defolun, Gündüz Külahlısın Gece Silahlı' şeklinde sloganlı/pankartlı protestolar yapılmış, güvenlik güçlerimizce söz konusu pankartlı/sloganlı protestoları yapan ve yumurta atanların kamera ile tespit edilmesine çalışılmıştır" denildiğini aktardı.

Ateş, yazıda ayrıca konuyla ilgili CHP ve AKP Van İl Başkanlıklarının yapmış olduğu basın açıklamaları, yerel gazetelerde çıkan haberler, yerel/ulusal ve Roj TV'nin Ana Haber Bültenilerinde yayınlanan haber görüntüleri ile polis kamerasıyla çekilen görüntülerin ekte gönderildiğinin yazıldığını belirtti.

8 Nisan Perşembe gününe kadar herhangi bir işlem yapılmadığını, 8 Nisan'da Savcılık'tan Emniyet Müdürlüğü'ne gönderilen yazıda "Olay günü ve sonrasında adli kolluk sorumlusu tarafından Nöbetçi Cumhuriyet Başsavcısına herhangi bir şekilde bilgi verilmediği, gerekli olan talimatların alınmadığı, ancak buna rağmen müdürlüğünüzün 05/04/2010 tarihli 06-1384 sayılı yazısında olayın tetkiki için sadece bir sayfa üst yazı gönderildiği görülmüştür. Meydana gelen adli olaylara ilişkin olarak Cumhuriyet Savcısının bilgi vererek alacağı talimatlar doğrultusunda gereğini yapmakta ihmal gösteren adli kolluk sorumlusunun açık kimlik bilgileri, olay günü görevli olduğunu gösterir belgenin çok acele Cumhuriyet Başsavcılığımıza gönderilmesi rica olunur" denildiğini aktaran Ateş, aynı tarihte Savcılığın Emniyet Müdürlüğü'ne ikinci bir yazı gönderdiğini, bu yazıda da şunların kaydedildiğini ifade etti:
"Öncelikli olarak meydana gelen adli olaya ilişkin Cumhuriyet Başsavcılığımıza olay tarihinde bilgi verilmemiştir. Evrak hangi nedenle hiçbir çalışma yapılmadan ve gerekli talimatlar alınmadan Cumhuriyet Başsavcılığımıza gönderildiği tarafımızca anlaşılmamıştır. İlgili adli sorumlusu hakkında adli soruşturma başlatılmıştır. Müzekkeremize istinaden herhangi bir gecikmeye sebep verilmeksizin ivedi olarak çalışmaların yapılması ile olaya ilişkin görüntülerin CD ortamında depolanması, CDlerin çözümünün yapılması, olayın faillerinin açık kimlik bilgilerinin belirlenmesi, olay tanıklarının detaylı bilgilerini başvurulması ve çalışma sırasında elde edilecek tüm delillerin hassasiyetle toplanması adli çalışma sırasında ihmali görülecek olan adli kolluk görevlileri ve sorumluları hakıknda derhal soruşturma açılacağının hatırdan çıkartılamaması ile tanzim edilecek olan adli evrakların çok acele Cumhuriyet Başsavcılığımıza gönderilmesi rica olunur."


"Çete düzenini kıracak mısınız?"

"Türkiye'nin işleyiş çarkına bakın, şu halimize bakın. AKP Genel Başkanı'na benzer bir eylem görüldüğü zaman kolluk kuvvetleri nasıl çalışıyor, nasıl anında harekete geçiriliyor, yargı çarkı nasıl çalıştırılıyor, bir de Anamuhalefet liderine yapılan fiili saldırıda Emniyet'in çalışmasına bakın" diyen Ateş, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu olay şunu göstermektedir: Van'da hukuk devletinin kanunları işlememektedir. Van'da hukuk devletinin gereği yapılamamaktadır. Van'da Dalton kardeşler düzeni vardır, çete düzeni vardır ve bu işlemektedir. Şu çetenin etkinliğine bakınız ki Emniyet güçleri görevini yapmaktan korkuyor. Şu gayrıciddiliğe bakınız. Şimdi Sayın Başbakan'a soruyorum: Sayın Başbakan, siz defter açacaktınız. Öyle anlaşılıyor ki öyle bir defter yok elinizde, açamayacaksınız. Ama bu yardımcınızın ve akrabalarının ve örgütünüzün Van'da estirdiği bu çete devleti düzenini kıracak mısınız, kırmayacak mısınız? Bu, çete düzeni. Sayın Hüseyin Çelik ve Sayın İçişleri Bakanı o koltuklarında oturdukları sürece de AKP demokrasiye kurduğu tuzağın lekesini üzerinden silemeyecektir. Çünkü demokrasiye kurulan bu tuzakta AKP iyot gibi açığa çıkmıştır ve hukuk devletinin organları da ne üzüntü vericidir ki işlememektedir. Sivil Toplum Örgütleri susturuluyor, basın susturuluyor. Yandaş medyanın önü açılıyor."

Ateş, AKP'nin, Anamuhalefet partisinin bölgeye gitmesini, kendi örgütünü "silahlı bir militan güç gibi kullanarak" engellemeye çalıştığını savundu.

Konuşmasının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Ateş, bazı CHP'lilerin olaya "Madımak" benzetmesini nasıl değerlendirdiği yönündeki soruyu "Bir iktidar partisinin muhalefete karşı bir eylem yaptığı dünyanın hiçbir yerinde görülmemiştir. İktidar zaten iktidar, eğer demokrasiyi içine sindirebilmişse iktidarda olduğuna göre tepki göstermemesi lazım. Ama AKP'de bir utanma duygusunun olmayışı, demokrasi kültürünün de olmayışı nedeniyle olayları bizzat AKP yönlendirmiştir. O nedenle burada olan fiilen bir siyasi partinin bu işi örgütlediğidir. Orada bir başka tarikatların, vesairelerin geniş bir organizasyonu vardır. Ama Van'daki olay tek başına AKP organizasyonudur" diye yanıtladı.


"Hani 1 tane AKP'li olduğu zaman gereğini yapacaktı?"

Hüseyin Çelik'in, Trabzon'da Başbakan'ı protesto eden Ethem Küçük'ün CHP'li belediye tarafından işe alındığı iddiasına ilişkin olarak Ateş, Ethem Küçük'ün olay nedeniyle ceza almayıp beraat ettiğini ifade ederek "Sayın Çelik'in yargıya da hukuka da saygısı olmadığı için, bir iddia bir vatandaşa atıldı. Peki o, toplumdan tecrit mi edilecek? Bunu kanıtlayacak olan yargı. Mahkeme birisini cezalandırmış, birisini beraat ettirmiş. Ama yani bu artık hiçbir yerde işe girmeyecek mi, açlığa mı mahkum edeceğiz? Böyle bir anlayış olabilir mi? Hukuka saygılı olmayan bir anlayış, çamur atacak... Sayın Çelik bunu soracağına dürüstçe şunu söyleyebiliyor mu, çıksın karşımıza. Hani bir tane AKP'li olduğu zaman gereğini yapacaktı? Çok şey var da söylemek istemiyorum, bakalım Hüseyin Bey ne diyecek, daha başka akrabalarını da teşhir edeceğiz de, onu bir görelim" diye konuştu.

Ethem Küçük'ün son seçimlerde belediyede parti değişikliği yaşandıktan sonra işten atılmasını nasıl değerlendirdiği sorusu üzerine ise Ateş, "Böyle bir olaya karıştığı iddia edilen kişi mahkemede beraat etmiş de olsa yaşama hakkı tanımıyorlar, zihniyet bu" dedi.