Van Gölü'nde kirliliğe karşı proje: 'Van Gölü'nde Ne Kadar Mikroplastik Var?'

Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi'nce (YYÜ) başlatılan ve birçok alanda uzman 4 bilim insanının yer aldığı proje ile Van Gölü'nde kirlilik oranını belirlemek ve bu kirliliği önlemek için harekete geçildi. Proje kapsamında Van Gölü'nde belirlenen 800 metrekare alanda ölçüm yapılıyor. Su Ürünleri Fakültesi'nden öğretim üyesi Dr. Ataman Altuğ Atıcı, yapılan çalışmalara göre, Van Gölü'nün ciddi kirlilikle karşı karşıya olduğunu söyledi.

DHA

Van YYÜ tarafından başlatılan projeyle Van Gölü'ne kurulan istasyonlarla kirlilik ölçülüp, oran belirleniyor. Su Ürünleri Fakültesi öğretim üyesi Dr. Ataman Altuğ Atıcı'nın da aralarında bulunduğu 4 bilim insanı, Van Gölü'ndeki kirlilik oranını ölçüp, belirlemek ve kirliliği önlemek için proje hazırladı. 'Van Gölü'nde Ne Kadar Mikroplastik Var?' projesi kapsamında başlatılan çalışmalar, 330 mikrometre göz açıklığına sahip manta trawl ağı ile yapılıyor. Tekne ile gölde belirlenen 800 metrekare alan üzerinde 5 bin metreye kadar inilerek, çalışmalar yürütülüyor.

'MİKROPLASTİKLER, İNSANLARIN YEDİKLERİNE VE İÇTİKLERİNE DE GİRİYOR'

Çalışmayı yürüten Dr. Ataman Altuğ Atıcı, dünyadaki tüm su kaynaklarında olduğu gibi Van Gölü'nde de plastik atıklarla ilgili ciddi sıkıntılar olduğunu belirterek, "Biz bunu bir çalışmaya dönüştürmek istedik. Tüm dünyada plastikler ciddi bir problem. Birçok su kaynağında ister istemez plastiklerle karşı karşıya kalıyoruz. Bu çalışma da mikroplastik dediğimiz 5 bin metre altındaki küçük plastik gruplarını incelemeye aldık. Mikroplastikler, daha büyük plastiklerin zamanla parçalanmasıyla küçük parçalardan oluşan bir plastik grubu. Tabi tehlikeli bir durum aslında. Çünkü kullandığımız su kaynakları veya kullandığımız gıdalara bile girmekte. Bunlar insan sağlığı için ciddi tehlike oluşturuyor.

Biliyorsunuz Van Gölü kapalı bir göl, kapalı bir havza konumunda. Birçok su kaynağı Van Gölü ile birleşiyor. Ancak Van Gölü'nde bir çıkış söz konusu değil. Evinizdeki bir havuz gibi düşünün. Sürekli havuza bir şeyler atıyorsunuz. Ama havuz olduğu yerde kalıyor. Su kaynakları bir yere gitmiyor. Bu şekilde düşünürsek ciddi bir tehlike ile karşı karşıyayız. Özellikle bu noktada vatandaşların çevreyi kirletmemesi, plastik atıklarının olabildiğince biriktirilip en azından çevreye değil de çöp kutularına atılması, geri dönüşüm yerleri varsa buralara bırakılması büyük bir önem teşkil ediyor" dedi.

'CİDDİ KİRLİLİKLE KARŞI KARŞIYAYIZ'

Van Gölü'ndeki çalışmayı tüm dünyada kullanılan manta trawl ağ ile yaptıklarını anlatan Dr. Atıcı, şunları söyledi: 

"Bu ağ, manta vatozuna benzediğinden dolayı buradan ismini almış bir cihaz. Bu cihazın arka tarafında plankton kepçesi dediğimiz ağ yapıda bir yapıya sahip. Yaklaşık 330 mikrometre göz açıklığına sahip. Bu da 5 bin metre atık plastikleri toplamamız için yeterli bir boyut. Tüm dünyada kullanılan bir cihaz. Cihazın kenarlarında kanatları mevcut. Bu cihazla fakültemize ait araştırma teknemizin arkasında su yüzeyinde gezerek, belirlediğimiz istasyonlarda su örneklerimizi alıyoruz. Daha sonra bu su örneklerinde çeşitli elek dediğimiz, farklı boyutlardaki elek gruplarından geçirilerek, plastikleri mikroskop altında inceleme yapıyoruz.

Çalışmamız devam etmekte. Ancak gözlemlerimize göre Van Gölü'nde ciddi bir kirlilikle karşı karşıyayız. Özellikle kent nüfusunun yoğun olduğu merkez bölgelerdeki istasyonlarımızda plastik atığı daha fazla gözlemliyoruz. Tabi bu noktada sahil bölgelerine gittiğimizde buralara da maalesef vatandaşların bıraktığı plastik parçaları görmekteyiz. Bu plastik parçalar zaman içinde parçalanarak rüzgarın da etkisiyle suya karışmakta. Kendisini daha sonra mikroplastikler dediğimiz küçük plastiklere ayırıyor.

Yaptığımız çalışmada Van Gölü'nde Çarpanak Adası'ndan başlayarak, YYÜ sahili boyunca Van Merkez, Edremit ve Gevaş ilçelerinde istasyonlar belirledik. Bu noktalarda manta trawl ağımızla belirlediğimiz mesafeler boyunca suyu süzerek plastiklerimizi topladık. Topladığımız su örneklerini eleklerden geçirdik ve atık plastikleri mikroskopta görüntülemeye devam ediyoruz. Bu noktada vatandaşlarımızdan ricamız, özellikle plastikler çok dayanıklı malzemeler. Doğada uzun yıllar kendilerini koruyabiliyor. Atılan her plastik maalesef farklı su kaynaklarında karşıma çıkacaktır. Bu proje, üniversitemiz tarafından destekleniyor. Projede, kendi alanlarında uzman olan 4 araştırmacı görev alıyor. Su Ürünleri Fakültesi ile Kimya Bölümü'nden hocalarımızla bu çalışmayı yürütüyoruz."