"Valilikten kimse var mı? Varsa elini kaldırsın"
Erdoğan'a yönelik çok sert eleştirileri ile tanınan yazar Levent Gültekin konferansına kaymakamlık tarafından izin verilmemesinin ardından başka bir konferans salonunda konuşma yapmak zorunda kaldı.
cumhuriyet.com.trİzmit'te vereceği konferansın salonu izin verilmesine rağmen kaymakamlık tarafından iptal edilmesi üzerine, başka bir salonda konferans veren televizyon yorumcusu, gazeteci-yazar Levent Gültekin, tepkisini, "En çok neyi merak ediyorum biliyor musunuz? Burada valilikten kimse var mı? 'Bu adam neyi konuşacak?' diye. Kim varsa elini kaldırsın. En çok bunu merak ediyorum. Salonu iptal ettiklerine göre, bir şeyleri vardır. 'Bu adam gelip ne konuşacak?' diye. Devleti bölücü, devleti yıkıcı… İşlerini düzgün yapmıyorlar. Bari sonuna kadar takip etseler. 'Ne konuşuluyor, ne yapılıyor?' diye." sözleriyle dile getirdi.
Gültekin, sosyal medya platformu Alternatif Fikir 3.0 tarafından organize edilen 'Bir Türkiye eleştirisi, vardiya usulü demokratlık' konulu konferans için İzmit'e geldi. Ancak, o gelmeden önce salon krizi yaşandı. Konferans için, 14.12.2015 tarih ve 1092 sayılı salon tahsis protokolü ile İzmit Kaymakamlığı'ndan İzmit Halk Eğitim Merkezi Konferans Salonu tutuldu. Gültekin'in İzmit'e geleceği, vatandaşlarla buluşacağı, bir kaç gün önce yerel gazetelerde haber oldu.
SALONU İPTAL EDİLDİ
İzmit Kaymakamlığı, konferans salonunu iptal etti. İptal gerekçesini ise "Kurumumuzun çok amaçlı salonunun il ilçe milli eğitim müdürlüğümüz ile resmi ve özel okulların ve resmi kurumların dışındakilere verilmemesi, kiralanmaması ile ilgili kaymakamlık makamının 07.01.2016 tarihine istinaden 16.01.2016 tarihli programınız iptal edilmiş olduğunu bilgilerinize arz ederim." şeklinde açıkladı. Bunun üzerine konferansı düzenleyenler, başka bir salon tutmak zorunda kaldı.
"EN ÇOK NEYİ MERAK EDİYORUM?"
İzmit'e gelen Gültekin, konferansına başlamadan önce, salon iptaline tepki gösterdi. Gültekin, şunları kaydetti: "En çok neyi merak ediyorum biliyor musunuz? Burada valilikten kimse var mı? 'Bu adam neyi konuşacak?' diye. Kim varsa elini kaldırsın. En çok bunu merak ediyorum. Salonu iptal ettiklerine göre, bir şeyleri vardır. 'Bu adam gelip ne konuşacak?' diye. Devleti bölücü, devleti yıkıcı… İşlerini düzgün yapmıyorlar. Bari sonuna kadar takip etseler. 'Ne konuşuluyor, ne yapılıyor?' diye."
"TÜRKİYE TARİHİN EN AĞIR DÖNEMİNDEN GEÇİYOR"
Gültekin, Türkiye'nin tarihinin en ağır döneminden geçtiğini söyledi. "Belki de ağır bir yıkıntı ile karşı karşıyayız. Buna büyük bir deprem diyebilirsiniz. 8-9 şiddetinde bir depremde diyebilirsiniz." diyen Gültekin, şöyle devam etti: "Bu depremin sonunda sağ insanlara ihtiyaç olacak. Siz burada büyük bir depremi yaşadınız. Onun benzerini düşünün. Ve onu Türkiye çapında düşünün. Deprem durduğunda kafanızı kaldırıp, yok mu başka sağ kalan dediğinizde sağdan soldan elini kaldırsın diyen insanlar çok olsun diye geziyorum. Ben elimi kaldırıp, 'Ben sağ kaldım, başka sağ kalan var mı?' dediğimde 'Ben de kaldım' diyenler olsun da ondan sonra bir şey yapalım. Peki ne demek sağ kalmak? Türkiye'nin yaşadığı ağır depremin nedeni bu 13 yıllık iktidar değil. Böyle dersek haksızlık yapmış oluruz. Türkiye'nin uzun yıllar birikimin son yıkıntısını yaşıyoruz. Uzun yıllar uygulanan antidemokratik tutum, ötekileştirme, düşmanlaştırma, toplumu birbirine düşüren, ayrıştırıcı, kavgayı siyasetin ana odağı sayan siyasetçilerin, sadece bugün değil, belki 40 yıl belki 50 yıl geriye gidelim, o günden alın gelin bugüne kadar, bütün onların birikimini en ağırını şimdi yaşıyoruz. Artık toplum yaşayamaz oldu o ayrıştırıcı, düşmanlaştırıcı siyaseti. Ne yazık ki her dönem bir başkasını düşman ilan etti. Düşman ilan edilenler demokrat oldular, iktidarda olanlar antidemokrat oldular. Zalimle mazlum yer değiştirdiğinde demokratla antidemokrat olanlarda yer değiştirdi. Türkiye nasıl bir ülke? Muhalifken demokrat, iktidara geldiğinde faşistleşen insanların ülkesi. Türkiye gerçekten böyle bir ülke. Her kim ki muhalefete düştüyse demokrat oldu, her kim ki iktidarı ele geçirdiyse faşist oldu."
"DEVLET VARLIĞINI DÜŞMANLAŞTIRMA ÜZERİNE KURDU"
Devletin, Türkiye siyasetinin varlığını insanları birbirine düşürme üzerine kurduğunun altını çizen Gültekin, şunları kaydetti: "Şimdi bütün dünyada devletler ancak düşman yaratarak varlık sürdürüyorlar. Çünkü düşman yaratarak kendi toplumlarına, 'Eğer çalışmazsan filan gelip seni öldürecek, eğer kendi değerlerine sahip çıkmazsan filan seni yok edecek' diye. ABD yıllarca Sovyetler Birliği'ni düşman ilan etti. Toplumunu korkuttu bununla. Sovyetler Birliği de ABD'yi düşman gösterdi. Türkiye de düşman üretiyor. Ama Türkiye batılı devletler gibi düşmanını dışarıda üretmiyor. İçeride üretiyor. Böyle bir durum var. Her dönem bir iktidar bir ötekini düşman ilan ederek ayakta kalabiliyor. Düşmansız devlet yönetme ihtimalleri sıfır. Bir dönem Aleviler, genel olarak Kürtler, bir dönem dindarlar, başka bir dönem solcular, başka bir dönem Atatürkçüler… Artık buradan çıkmamız lazım. Etnik kökene, inanca, ideoloji, mezhebe bakarak yol kat edemeyiz."
Geçmişle bugünü kıyaslayan Gültekin, "Geçmişte birinci olan kızın başörtüsünü çekip almışlardı. O gün o başörtüsünü çeken kafa ile bugün gazeteciyi içeriye atan kafa arasında bir milim fark yok. Çünkü demokrat olarak bakamıyorlar." İfadelerini kullandı.
"BERBAT GİDİŞE HIZ KAZANDIRDILAR"
Gültekin, AK Parti'yi eleştirme sebebine değinerek, şunları söyledi: "Türkiye 13 yılda berbat bir hale gelmedi. Ben AK Parti'yi niye eleştiriyorum? Ya sen çözebilirdin. Sen hem çözemedin hem de o berbat gidişe hız kazandırdın. Gerçek bir demokrat olsalardı durdurabilirlerdi. Olamadılar çünkü kültürleri yoktu. Tayyip Erdoğan'da gitsin yerine gelecek adamın teknik olarak farkı yok, göreceksiniz. Türkiye 60 yıldır çöplük gibi bir ülke. Bunu kabul edin. Şehirler kuramamışlar, yollar yapamamışlar, kaldırımlar yapamamışlar, eğitim sistemi kuramamışlar…"