Vahşi hayvanlar, koronavirüs günlerinde daha sessiz bir dünyanın keyfini çıkarıyor

Koronavirüs kısıtlamaları küresel olarak vahşi hayvanlara her zaman yaşayamadıkları nadir bir şans olan hayatlarını 'en az insanla' deneyimleme olanağını sağlıyor.

Yerleşim yerlerindeki hayvanlar boş sokakları ve yolları keşfediyor, yolda karşılaştıkları insanları keyiflendiriyor.

Bunların pek çoğu eşsiz, benzersiz görüntüler olmasa da, koronavirüs nedeniyle yapılan kısıtlamalar hayvanlara şehirlerimizin daha içlerine girip bir süre kalmak için gereken güveni verdi.

Bazıları doğal koruma alanları ve parkların kendilerine kalmasının keyfini çıkarırken yetkililer ise turistlerin yokluğunda vahşi yaşamda bir artış bildiriyor.

Türkiye, İstanbul'daki Boğaz Köprüsü normalde dünyanın en kalabalık, işlek deniz yollarından biri.

Büyük tankerler, kargo gemileri ve yolcu botları şehri yarıya kesen boğazdan 24 saat geçiş yapılıyor.

Ancak şimdi koronavirüs kısıtlaması nedeniyle trafikte oluşan kesinti ve balıkçıların evlerinde kalmasıyla, yunuslar sularda yüzüp, oynuyor.

Yunusları uzaktan suda yüzerken görmek çok sıra dışı değil. Ancak şehir sakinlerinin paylaştıkları videolarda yunusların çok daha yakın yüzüp kıyıya yaklaşmaktan çekinmedikleri görülüyor.

Geçmişte yunusları fotoğraflayan bir gemi gözlemcisinin AFP'ye dediğine göre "kıyı şeridindeki kontrolsüz balıkçıların dehşeti geçici olarak durduğundan yunuslar" suyun kenarına yaklaşıyor.

İsrail gazetesi Haaretz ''Hayfa sakinleri eve kapanırken yaban domuzları kontrolü ele aldı'' başlığı kullandı.

Şehir sakinleri ''Yaban domuzları salgından önce de Hayfa şehrinde yiyecek bulmak için geziyorlardı fakat insanların yokluğu onları daha da cesaretlendirdi'' diyor.

Bu durum yerel yetkililere Zoom üzerinden genişleyen nüfus hakkında bir toplantı yaptıracak ciddiyete ulaştı.

Hayvanlar hakkında sıkı önlemler alınmasını savunan Yaron Hanan, Reuters'a ''Koronavirüs geçtikten sonra bile yaban domuzlarının her gün, her saat gelmeye alışmış olmalarından korkuyorum'' şeklinde yorum yapıyor.

Yine de bazı hayvanlar önceleri kalabalık, meşgul olan doğal koruma alanlarının veya parkların şimdiki tenhalıklarından memnun.

Arnavutluk'ta ülkenin batı sahil şeridi boyu lagünlerde pembe flamingolar ortaya çıkmaya başladı.

Park yetkilileri sayılarının 3.000'e yükseldiğini söyledi.

Binlerce flamingonun Afrika ve Güney Akdeniz'den uçtuktan sonra çiftleşmek için gittikleri Narta Lagünü'nün suları üzerinde uçtukları görülüyor.

Yakındaki zeytin ağaçları ve deri işleme fabrikalarının suyu kirletmekle suçlanıp kapanması ve 500 metrelik yolların tıkanmasına neden olan trafiğin yokluğu ile kuşlar için sessiz bir ortam yaratıldı.

Vlora koruma alanının başı Nexhip Hysolakoj, çiftlerin lagünün daha iç taraflarına taşındıklarını ve birbirlerine kur yaptıklarını aktardı.

Divjaka Ulusal Park'ında ise 85 çift kıvırcık tüylü pelikan yuva yapıyor. Her zamanki aylık 50.000 turist şu an uzak tutulup, yetkililerin yakın zamanda nüfus artışında patlama yaşamaları için gerekli sessiz ortamı sağlıyorlar.

Tayland'da 30 üyeli bir dugong (Denizineği takımından memeli hayvan) sürüsü, turizmin durduğu Hat Chao Mai Ulusal Park'ında yüzerken kameraya yakalandı.

Dugong aynı zamanda bir denizineği olarak biliniyor, korunmasız, hassas bir tür olarak sınıflanır ve genellikle balık ağları veya su kirliliğine kurban düşerler.

Ulusal park Facebook üzerinden geniş balık ve envai çeşit diğer türün videolarını paylaşıp, burada salgından beri vahşi yaşam konusunda bir canlanma olduğunu kaydediyor.

Bununla birlikte yeni maceraların tadını çıkaran bazı hayvanlar etrafta çok üzün süre kalamıyor.

Birkaç puma Şili'nin Santiago şehir sokaklarında gezerken görüntülendiler. Hayvanlar yakalanıp sonra doğal alanlarına salındılar.

Büyük kedilerden biri apartman kompleksi içinde bulundu.

Şili'nin ulusal hayvancılık ve tarım hizmetleri müdürü Horacio Bórquez, hayvanlar hakkında ''Daha az ses hissedip, yemek bulmak için yeni yerler keşfediyorlar. Bazıları şehirler içinde kayboluyorlar.'' açıklamasını yaptı.

LlANDUDNO'NUN ÜNLÜ KEŞMİR KEÇİLERİ

Geçen ay Galler'deki terk edilmiş kasabanın keyfini çıkardılar ve sonra hızlıca kaçtılar. Hatta bazıları bahçe çiçeklerini ve çitleri bile yedi.

Fakat her canlı koronavirüs kısıtlamalarından faydalanmıyor.

Avrupa'da güvercinler açlık riskiyle karşı karşıya, bu durum Almanya'daki hayvan hakları gruplarını harekete geçirdi.

Bunun nedeni hayvanları normal şartlarda besleyen insanların kısıtlama nedeniyle eve kapanmış halde olmaları. Grup, güvercinlerin pek çok şehir için bir sorun olduğunu kabul ederken, yine de acılı bir ölüme terk edilmemeleri gerektiğini belirtiyor.

Krakow, Polonya'da bir hayvanları koruma organizasyonu özellikle terk edilen sürüleri beslemek için dışarı çıkıyor.