"Uzun bir yolun ilk kilometre taşı"

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye-Suriye Stratejik İşbirliği Konseyi toplantısının, "uzun bir yolun ilk kilometre taşı olduğunu" ifade etti.

cumhuriyet.com.tr

Konseyin, Başbakan Erdoğan ve Suriye Başbakanı Muhammed Naci Itri'nin katılımıyla Suriye'nin başkenti Şam'da düzenlenen toplantısı tamamlandı. Kapanış oturumunda bir konuşma yapan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, imzalanan anlaşmaların hayata geçirilmesi gerektiğini belirterek, "Bu şekilde, gelecek nesillere somut miras bırakabileceğimize inanıyorum" dedi.

Türk ve Suriyeli heyetler arasında ele alınan ve mutabakat sağlanan konularda verimli olunduğunu kaydeden Erdoğan, "Bu toplantıyı uzun bir yolun ilk kilometre taşı telakki edebiliriz" diye konuştu. Erdoğan, ulaştırma, ekonomi, ticaret, güvenlik, yerel yönetimler, enerji, su, çevre, kültür, eğitim ve kentsel dönüşüm gibi toplumun sosyal hayatını doğrudan etkileyen konularda işbirliği yapılacağını söyledi.

Suriye Başbakanı Muhammet Naci Itri ise toplantıların çok zengin içerikli olduğunu belirterek, "Amacımız, iki kardeş ülkenin ekonomilerine katkıda bulunarak gelişmelerini sağlamak ve bu vesile ile hem ülkelerimize hem bölgemizin kalkınmasına katkımız dokunacaktır" şeklinde konuştu.

Kapanış oturumunun ardından enerji, sağlık, eğitim, kültür, güvenlik, ekonomi ve ticaret, yerel yönetimler, su, çevre ve ulaştırma konularının da aralarında bulunduğu 51 resmi belgeye imza atıldı. Bu kapsamda, "güvenlik, gecekondu bölgelerinin kalkındırılması, çevrenin korunması, yüksek öğretim ile bilim ve teknoloji" alanlarında, ilgili bakanlıklar ve kurumlar arasında işbirliği anlaşmaları imzalandı.

Ayrıca, "dışişleri bakanlıkları arasında işbirliği, turizm, eğitim, gençlik ve spor, müteahhitlik, toplu konut, sınır kapılarının ortak kullanımı, karşılıklı kültür merkezleri kurulması, yerel yönetim, denizcilik, sivil havacılık, demiryolları, bilgi ve iletişim teknolojileri, tarım, su kaynaklarının etkin kullanımı, hayvan sağlığı, asi nehri üzerinde ortak baraj inşası, yüksek öğretim, radyo-televizyon" alanlarına ilişkin işbirliğini içeren mutabakat zabıtları imzalandı.

İki ülke arasında "Bölgelerarası İşbirliği programının kapsamının genişletilmesine dair niyet beyanı" da imza edildi. Polis eğitimi konusunda işbirliği protokolünün taslağı da hazırlanırken, iki ülke içişleri bakanlıkları arasında, "polis teşkilatlarınca yürütülen güvenlik hizmetlerinin yükseltilmesine yönelik projeli çalışmalarda işbirliği protokolü" ve "nüfus işlemleri konusunda işbirliği protokolü" de imzalandı.

"Bilimsel teknolojik işbirliği protokolü, Suriye Arap Cumhuriyeti Haber Ajansı (SANA) ile Türkiye Cumhuriyeti Anadolu Ajansı (AA) arasında işbirliği protokolü, Türk Standartlar Enstitüsü (TSE) ile Suriye Standardizasyon Kurumu (SAMSO) arasında teknik işbirliği protokolü" de imzalanan diğer protokoller oldu.

Çalışma protokolleri kapsamında da, "hastane hizmetlerinin geliştirilmesi, aile hekimliği sisteminin geliştirilmesi, sağlık personelinin ortak programlarla eğitimi, tıbbi tecrübe alış-verişinin gerçekleştirilmesi ve ortak sağlık haftaları düzenlenmesi, bulaşıcı hastalıklar ve hudut sağlığı alanlarında işbirliği, Türkiye;de hasta tedavisi sağlanması ve kardeş hastaneler tesis edilmesi, ilaç, tıbbi cihaz ve malzeme ticaretinin ve üretiminin teşviki, sağlık stratejik planlarının geliştirilmesi ve sağlık sistemlerinin güçlendirilmesi" belgeleri imzalandı.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız ile Suriye Arap Cumhuriyeti Elektrik Bakanı Ahmed Kussey Kayalı'nın ortak bildirisi ve "elektrik" ile "petrol ve doğal gaz" alanlarında ortak bildiriler de kabul edildi.

Öte yandan, daha önce imzalanan, konut ve inşaat alanında işbirliği mutabakat zaptı çerçevesinde 2010-2011 yılları için ilk uygulama programı ile 2010-2012 yılları için kültür anlaşması uygulama programı da kabul edildi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Suriye ile İsrail arasında yeni bir barış sürecinin başlaması halinde Türkiye olarak üzerlerine düşen görevi yapacaklarını belirterek, ''Biz yine buna varız, yine koştururuz, adil bir neticenin alınmasını da isteriz'' dedi.
Başbakan Erdoğan ile Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad, heyetler arası görüşmeler öncesinde Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda bir araya geldi.
Esad ve Erdoğan daha sonra ortak basın toplantısı düzenledi ve gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Beşar Esad'a ''saygıdeğer Cumhurbaşkanı kardeşim'' diyerek hitap eden Erdoğan, Suriye ile tarihi bir süreci başlattıklarını ifade ederek, iki ülke arasında 51 mutabakat metninin imzalandığını belirtti. İki ülke arasında bölgeye ve dünyaya örnek olacak ilişkilerin gelecekte daha da güçlenerek devam edeceğine inandığını dile getiren Erdoğan, ''Suriye, bizim Orta Doğu'ya açılan kapımız ve ikinci evimizdir. Türkiye de Suriye'nin Avrupa'ya açılan kapısı ve ikinci evidir'' dedi.

 

''İki ülke tek kabine toplantısı gerçekleştirildi"

Erdoğan, Suriye ve Türkiye arasındaki tarihi ve kültürel yakınlığın, Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi ile teyit edildiğini, imzalanan anlaşmalar çerçevesinde 10 Türk bakanı ve Suriyeli bakanların katıldığı toplantılarla adeta ''iki ülke tek kabine toplantısının gerçekleştirildiğini'' anlattı.

Görüşmeler kapsamında Suriye ve Türk iş adamlarının da bir çok bağlantı kurduklarını dile getiren Erdoğan, dün iki ülke Ulaştırma bakanlarının Gaziantep-Halep demir yolu hattının açılışını yaptıklarını hatırlattı. Erdoğan, ''Bu da çok çok anlamlıydı. İnşallah bunu Şam ve Hicaz demir yoluyla devam ettiririz. Tarih, yeniden o beklenen heyecanı, bizlere ve gelecek nesillere yaşatacak. Atılan adımların sosyal, ticari, kültürel anlamda çok büyük önemi olduğu ortadadır'' dedi.

Suriye'deki Süleymaniye Camini ve külliyesini bugün Beşşar Esad'la gezdiklerini anlatan Erdoğan, ''İnşallah onu da 2012 sonuna kadar bitirmek süretiyle burada farklı bir sürecin başlamasını, kültürel, tarihi anlamda gerçekleştirmiş olacağız. Gelecek nesiller bunu görmek suretiyle ecdatlarımızı hayırla yad edeceklerdir'' diye konuştu.

Yüz yüze ikili temasların ilişkilerin gelişmesine katkısı olacağını belirten Erdoğan, şöyle devam etti:
''7 yıl önce neredeydik, şimdi neredeyiz. 2 milyar dolarlık bir dış ticaret hacmine 2008 yılı sonuyla ulaştık, 3-4 yıl içinde biz bu rakamı 5 milyar dolara çıkaralım istiyorum. Bu irade her iki tarafta da var, bunu başarmamak için hiçbir sebep yok, bunu başarabiliriz. Biz kendimize Suriye ve Türkiye olarak inanıyoruz. Birileri şöyle demiş, böyle demiş... Biz kararı verdiğimize göre biz bu adımı atarız ve bunu başarırız.

İş adamlarımızda ben bugün büyük bir coşku gördüm, hepsinde bir heyecan, aşk vardı. İnanç çok önemli, eğer inanırsak, azmedersek dağı bile deler geçeriz. Ferhat'a dağı deldiren o olmuştur. Bu mecazdır ama asolan bu hedefe ulaşabilmektir. Ben inanıyorum ki bu süreçte enerjide, eğitimde, bilişimde, turizmde, sanatta bütün bunların yanında şu anda diplomatik ilişkilerde atılan çok önemli adımlar var, hedeflere doğru yakınlaşma var. Bütün bunlarla birlikte çevrede de çok önemli adımları atmamız mümkün. Bugün imzalanan anlaşmalarda bunu görüyoruz.''


''GAP'ın diğer katkısı Orta Doğu barışına olacaktır"

Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin Güneydoğu Anadolu Projesini (GAP) yürüttüğünü hatırlatarak, proje kapsamında Suriye'nin kuzey illerinde ortak adımlar atılabileceğine inandığını dile getirdi.

Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde çok büyük bir yatırım sürecinin başladığını ve yatırımların 2013 yılına kadar 25 milyar doları bulacağını anlatan Erdoğan, ''Bütün bunların bir diğer kazancı da Orta Doğu barışına katkısı olacaktır'' dedi.

Dicle ve Asi nehirleriyle ilgili projelerin de bölgedeki kuraklığı önleyeceğine dikkati çeken Erdoğan, şunları kaydetti:
''Bütün bu çalışmaların Türkiye ve Suriye arasındaki ilişkileri güçlendirmesine, mevcut işbirliğinin daha da genişletilmesine ve halklarımızın yararına çok önemli sonuçlar doğuracağına inanıyorum. Gerçekten şu anda Orta Doğu'da Türkiye ve Suriye'nin barışa olan katkısı tartışılmazdır. Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi sadece Türkiye-Suriye arasında değil Irak-Suriye, Ürdün-Türkiye, Lübnan-Türkiye arasında... Bu tür çalışmalarını geliştirdikçe bölge bir barış bölgesi haline bu işbirliği konseyleriyle gelecektir. Buna da inanıyorum. Yeter ki birbirimizine olan dayanışmayı, paylaşım anlayışımızı artırarak geleceğe taşıyalım.''

Erdoğan, bugünün Gazze için de bir yıl dönümü olduğuna işaret ederek, Gazze'ye insanı yardım götüren konvoyun Türkiye ve Suriye'den sonra Ürdün'den geçerek Gazze'ye ulaşacağını söyledi.

Başbakan Erdoğan, ''Bu insanı yardımın Gazze'ye ulaşması lazım. Gazze'ye ulaşmasını engellemenin insan hakları noktasında ciddi sıkıntısı var. Bu konuda herkes üzerine düşeni yapmalı, bu yardım konvoyu Gazze'ye ulaşmalı ve orada yardım bekleyen insanlara bu yardım eli uzanmalıdır. Burada duyarlılık bekliyoruz, bu duyarlılığı istiyoruz'' dedi.


Sorular

Erdoğan ve Esad, açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Erdoğan, Suriyeli bir gazetecinin sorusu üzerine, ''Türkiye'nin bölgesel olarak yapacağı çalışmaların İsrail'in tavrıyla ilintili olmadığını'' belirterek, şöyle konuştu:
''İkili olarak Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi oluşturduk. İkili olarak kendi aramızda bu çalışmalarımızı yapabiliriz buna mani bir hal yoktur. Yeter ki birbirimize inanalım, güvenelim. Bunun önünü kimse kesemez. Nitekim 350 milyon dolardan başladık, 2 milyar dolara geldik, inşallah ekonomik ilişkilerimiz 5 milyar dolara çıkabilir. Siyasi, ekonomik, kültürel, eğitim her türlü alanda bu çalışmalarımızı yapabiliriz, buna mani bir hal yok.''

Başbakan Erdoğan, ''Kürt açılımı'' konusunun görüşmelerde ele alınıp alınmadığının sorulması üzerine, ''Ben sadece evet ya da hayır cinsinden cevap vereceğim, görüştük'' dedi.


''İlla ara bulucu olacağız' diyemeyiz"

Suriye-İsrail arasındaki ara buluculuk konusunda İsrail'in tutumunda bir değişiklik görüp görmediğinin, doğrudan olmayan görüşmelere Türkiye'nin ara bulucu olarak katılıp katılamayacağının sorulması üzerine de Erdoğan, şunları söyledi:
''Durumdan vazife çıkaramayız. Türkiye'nin dolaylı ara buluculuğuna Suriyeli kardeşlerimiz 'evet' diyor, ama İsrail tarafı da 'evet' derse biz buna hazırız. İsrail 'Erdoğan taraftır, biz Türkiye'nin ara buluculuğuna olumlu bakmıyoruz' diyor. Biz kalkıp da 'illa ara bulucu olacağız' diyemeyiz. İsrail adres de gösterdi, Sarkozy'i ifade etti. Bu konuda da değerli kardeşim Sayın Esad'ın yaptığı açıklamadan dolayı kendilerine minnettarız, kendilerinin Sarkozy'inin ara buluculuğuna sıcak bakmadığını biliyoruz, dinledik, duyduk. Burada bir süreç şu anda çalışıyor.

Türkiye'ye bir görev düşerse biz yine hazırız. Türkiye'de 5 raund çalışmalar yürüdü, son rauntta İsrail Başbakanı benim resmi konutumda 5 saat çalıştı ve değerli kardeşimle telefonla irtibat halinde olduk. Şu anda Dışişleri Bakanım Sayın Davutoğlu aynı şekilde o akşam telefonla bir mekik diplomasisi oluşturdu, ama Cuma günü bir iki kelimede sıkıntımız vardı. 'Cuma günü bunların üzerinde tekrar görüşelim' dendi, fakat Cuma gününün sonu gelmedi, Cumartesi günü Gazze'ye bombalar yağmaya başladı.

Orada koptu. Kimde suç? Barış yanlısı kim, barış karşıtı kim? Biz bunu söyledik diye taraf olduk. Temenni ederiz ki yanlışlarını anlarlar, yeni bir barış süreci için adım atılırsa, bize de görev düşerse biz yine buna varız, yine koştururuz, adil bir neticenin alınmasını da isteriz.''


"Türkiye objektif, İsrail'in istemediği bu"

Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad, Suriye-İsrail dolaylı görüşmelerinde Türkiye'nin arabuluculuk rolüne ilişkin olarak "Türkiye'nin taraflı davrandığı" şeklinde İsrail'den gelen yorumu eleştirdi ve Türkiye'nin objektif bir tutum içinde olduğunu, İsrail'in hoşlanmadığı şeyin bu olduğunu söyledi.

Esad, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile düzenledikleri ortak basın toplantısında yaptığı konuşmada, "Türkiye'nin objektif tutumuna karşı çıkıyorlar. Türkiye'nin dili objektiftir ve bu objektifliği İsrail istememektedir" dedi.

Türkiye'nin arabuluculuk için hazır olduğunu bildirdiğini hatırlatan Esad, "Ancak biz, şu anda sanal bir ortakla karşı karşıyayız. Ne olduğunu bilmiyoruz çünkü İsrail'in terminolojisi sürekli değişiyor" diye konuştu.

Türkiye'nin arabuluculuğundan memnun olmakla birlikte başka ülkelerin yardımlarını reddetmediklerini de ifade eden Esad, "Ancak bu, başarılı birinin yerine birini getirmek anlamında değildir" dedi. Orta Doğu'da barışın tesisi için Türkiye'nin büyük çaba harcadığını kaydeden Esad, "Türkiye'nin Orta Doğu barışı konusunda rol oynayan büyük aktörlerden biri olduğunu" söyledi.

Esad, "Türkiye ve Suriye'nin Orta Doğu'da barışın tesisini istediklerini ancak barış sürecinin süreklilik arz etmediğini, iniş-çıkışlar gösterdiğini" kaydetti. Gazze konusunda da Türkiye'nin tutumunun herkes tarafından bilindiği hatırlatmasını yapan Esad, "Herkes oradaki ambargonun kaldırılmasını istemektedir. Suriye'den Gazze'ye (Türk) yardım konvoyu geçti. Türk halkına gösterdiği hayırseverlik için çok teşekkür ediyorum" şeklinde konuştu.


Türkiye'nin, Suriye Lübnan yakınlaşmasındaki rolü

2002 yılında Cumhurbaşkanı olarak Lübnan'ın ziyaret ettiğini de anımsatan ve bu ülke ile karşılıklı ziyaretlerin sürdüğünü ifade eden Esad, bu ülkede yeni bir hükümetin iş başına geldiğini ve bu hükümetin muhtemelen şu anda, kendi iç meseleleriyle daha çok meşgul olduğunu belirtti. Esad, Lübnan-Suriye ilişkilerinde yaşanan olumlu gelişmelerde Türkiye'nin de rolü olduğunu ifade ederek, "Türkiye'nin bu konudaki rolünü çok az kişi biliyor" dedi. Esad, "Bölge ülkeleri arasındaki ilişkilerin doğal ve sağlam olması gerektiğini" belirtti.


"Kim Orta Doğu'da güvenlik istiyorsa bu ilişkileri örnek almalı"

Türkiye-Suriye ilişkilerinin bölgede örnek teşkil etmeye başladığını belirten Esad, "Kim Orta Doğu'da güvenlik istiyorsa bu ilişkileri düşünmeli, incelemeli örnek almalı" diye konuştu.

Esad, Türk ve Suriye tarihinin ortak tarihi zemine dayandığını ancak bu ilişkilerin yeterli olmadığını ve farklı ortak değerler etrafından bir araya gelinmesi gerektiğini söyledi.
Türkiye-Suriye ilişkileri ve işbirliği çerçevesinde "kısa zamanda, çok büyük işler başarıldığını" ifade eden Esad, "Ancak önümüzde uzun bir yol var" dedi.

Esad, "Ben ve kardeşim Erdoğan öğrendik ki, eğer kişi kendine saygı duyarsa, ülkesine saygı duyarsa halkının desteğini alır. Bütün kartlarını masa altında değil masa başında kullanırsa bütün dünyanın saygınlığını kazanırsınız" şeklinde konuştu.

Esad, bugün imzalanan anlaşma ve mutabakat zaptlarının yarından itibaren fiili olarak uygulamaya konulacağını belirterek, "Bu, bize büyük sorumluluk yüklüyor. Tabi ki iş adamlarına büyük rol düşüyor" dedi.