Uzmanlardan sadece 10 dakika görüş aldılar

Türkiye Psikiyatri Derneği Medya Koordinatörü Doç. Dr. Burhanettin Kaya, devletin öncelikli sorumluluğunun faili cezalandırmak değil kadını ve çocuğu korumak olması gerektiğini söyledi. Cezaları ağırlaştırarak çocukları cinsel istismardan korumayı hedefleyen bu tasarının uygulamalarının tam tersi biçimde sonuçlanacağı endişesini yaşadıklarını ifade etti.

cumhuriyet.com.tr
Türkiye Psikiyatri Derneği Medya Koordinatörü Doç. Dr. Burhanettin Kaya, perşembe günü Adalet Komisyonu'na muhalefetin talebiyle görüşlerini iletmek amacıyla davet edildiğini ifade etti. Kendilerine 10 dakika süre tanındığını belirten Kaya, "Önemli kısımları vurguladık. Bunun yanında bir rapor sunduk. Ama anladığımız kadarıyla bu önerilerimiz yansımadan bu taslak komisyondan Meclis gelmiş görünüyor." dedi.

Türkiye'de çocuk istismarı ile kadına yönelik fiziksel ve cinsel şiddetin boyutlarının her geçen gün arttığını, çocuklar ve kadınların cinsel şiddetin trajik sonuçları ile baş başa bırakıldığını dile getiren Kaya, toplumsal cinsiyet eşitsizliğini giderme yönünde etkili ve kalıcı düzenlemeler yapılamayan toplumda beden dokunulmazlığı ceza kanununda yer bulmakla beraber, adalet uygulamalarına yansımadığını, cinsel saldırı ya da istismara maruz kalan kadın ve çocuklar, toplum ve adaletin uygulamaları ile yineleyici olarak yıpratıldığını ve örselendiğini ifade etti.

Hazırlanacak herhangi bir kanunun temel amacının cinsel suçları önlemek ve mağdurlar için ikincil mağduriyeti önlemek olması gerektiğini vurgulayan Kaya, şöyle devam etti:
 
"Sorunun çözümüne katkı sunmak amaçlanırken hem çocuklar hem de toplum açısından daha çok zarar verecek ya da işlevsiz kalacak bir kanun yapmamak için kanun hazırlığına bir amaç belirleyerek başlamak ve sonrasında atılmak istenen her adımın bu amaç bakımından elverişliliğini kontrol etmek gerekir. Bu tasarı ile cinsel dokunulmazlığa karşı suçlarda; ceza artırımı yoluyla cinsel şiddet içeren suçların önlenmesi ve çocukların korunması hedeflendiği öne sürülmektedir. Ancak dikkatli incelendiğinde yasanın genel mantığı yine çocukların korunmasına değil failin cezalandırılmasına odaklanmıştır. Önleyici tedbirlere yer verilmemiştir. Faile uygulanacak müeyyideler dışında mağdurun korunmasını ve yardım almasını sağlayacak düzenlemeler getirmemektedir. Ek olarak uygulamada yaşanan, cinsel istismar faillerinin etkili biçimde cezalandırılmasını engelleyen sorunlara da bir çözüm getirmemektedir. Önerilen değişiklikler mağduru korumayı ve suçu engellemeyi hedeflememekte; 'cezayı artırmak veya azaltmakla sorunun çözülebileceği' yanılgısını yaşatmaktadır. Cinsel şiddet mağdurunun tekrar örselenmeden, temel haklarına saygılı bir şekilde değerlendirilmesi yapılmalı, dava süreçleri kişi haklarına ve sağlığını korumaya uygun bir şekilde düzenlenmelidir."
 
Cezaları ağırlaştırarak çocukları cinsel istismardan korumayı hedefleyen bu tasarının uygulamalarının tam tersi biçimde sonuçlanacağı endişesi yaşadıklarını dile getiren Kaya, "Yasa yapıcılar, her aşamada bu yasanın oluşmasına katkıda bulunanlar, şiddet gören, istismara uğrayan her çocuğun, her kadının; onların acılarına ortak olan, tanık olan her annenin, her babanın, her yakının sorumluğunu yüreklerinde ve vicdanlarda hissetmelidir. Unutulmamalıdır ki, bu noktada yaşanan eksiklik ve verilen yanlış kararlarının acısı, yükü ve yeniden travması çocuklara ve kadınlara yüklenecektir. Unutulmamalıdır ki; bu haliyle çıkması durumunda da olan çocuklara ve kadınlara olacaktır" diye konuştu.
 
Kaya, önerilerini şöyle sıraladı:
 
* Çocuk kavramı ve çocuklara yönelik cinsel istismar uluslararası sözleşmeler ışığında yeniden tanımlanmalıdır.
 
* Cinsel istismar 18 yaşından küçüklere yönelik her tür cinsel davranışı kapsayacak biçimde düzenlenmelidir.
 
* Ensest ayrı bir suç olarak düzenlenmelidir.

* Erken yaşta evlendirilme cinsel istismar suçu kapsamında düzenlenmelidir.

* Beden ve ruh sağlığının bozulması' kavramı yerine hukuk uygulayıcıları yönünden muğlaklıkları ortadan kaldıracak ve bilim çevrelerinin üzerinde anlaştığı ortak kavramlar kullanılmalıdır.

* Delil kaybını ve tekrarlayan muayeneler ile yeniden travmatizasyonu engellemek için mağdurların gecikmeksizin disiplinlerarası işbirliğinin olduğu yetkin ve deneyimli merkezlere yönlendirilmeleri sağlanmalı, kuruluşlar arasında bilgi ve deneyim paylaşımını olanaklı kılacak düzenlemeler yapılmalıdır.

* Mağdurun tedavisi ve adli süreçlerde desteklenmesi yönünden devletin koruma ve gözetim yükümlülüğü de yasalarda düzenlenmelidir. Cinsel şiddet mağdurunun esenlikle yaşamını sürdürmesini sağlayacak gerekli tedavi desteği sağlamalı, bu destek yargı süresinden az olmamalıdır.

* Rızaya dayalı cinsel ilişki sadece yaşıt küçükler arasında kabul edilmelidir.

* Suçun tekrarı hali, cezanın ağırlaştırılması ve koşullu salıvermenin engellenmesi sebebi sayılmalıdır.

* Çocuğa yönelik cinsel istismar suçlarından sabıkalı olanların çocukla ilgili işlerde çalıştırılmaları yasaklanmalıdır.

* Teklifte ilgili madde; 'ayrıntılı hekim değerlendirmesi ve tedavi amaçlı olarak sağlık kurulu raporu düzenlenmesi sonucunda bireyin aydınlatılmış onamı alınarak rehabilitasyon programına alınabilirler' şeklinde düzenlenmelidir. Bu düzenlemeler aynı zamanda cinsel suçlar konusunda ceza infaz kurumlarında ve denetimli serbestlik bürolarında çalışan uzmanlaşmış nitelikli psikolog, sosyal hizmet uzmanı ve sağlık çalışanı sayısının artırılmasını, rehabilitasyon ünitelerinin alt yapı ve personel bakımından yeterli duruma getirilmesini gerektirmektedir.