Uzmanlara göre Türkiye'nin kırılgan ekonomisinde swap sorunları çözemeyecek
Türkiye, swap anlaşmalarını sadece bilançolara makyaj için değerlendirebilir. Sağlıklı döviz rezervleri için Türkiye’nin dış ticaret açığı sorununu çözmesi şart.
Esra AlusMerkez Bankası’nın swap için Azerbaycan, Malezya, Güney Kore, Rusya, İngiltere gibi ülkelerle görüştüğü ortaya çıkarken, ekonomistler Türkiye’nin düşük rezervi nedeniyle şoklara karşı kırılgan olduğunu görüşünde birleşerek swap anlaşmalarının kısa vadeli döviz sorunlarını gidermek amacıyla oluşturulan bir işlem olduğunu ve ekonominin orta ve uzun vadeli sorunlarını çözmeyeceğini dile getirdi.
UÇURUMA DOĞRU
Türkiye’nin swap anlaşmalarını sadece bilançolara makyaj yapmak olarak değerlendirilebileceğini belirten Sakarya Üniversitesi’nden Prof. Dr. Tahsin Bakırtaş, uzun zamandır borçlanmaya gidilmediğine dikkati çekti. Bununla küçük yatırımcının elindeki doları satmasının amaçlandığını aktaran Bakırtaş, şöyle devam etti:
“Swap anlaşmalarıyla ekonomiyi şoklardan kurtarmak bir strateji değil. Çünkü swap, yalnızca sağlam temellere sahip ve iyi yönetilen gelişmekte olan ülkelerde işe yarayabilir. Sağlam temeller ise öncelikle sağlıklı döviz rezervlerini içerir. Bu olmadan swap anlaşmalarıyla döviz rezervlerini artırma yanılsaması çok kısa dönemde işe yaramazken, uzun dönemde de ekonomiyi kurtarmak yerine, uçuruma çok daha fazla yaklaştırır. Çünkü swaplar, küresel finansal istikrara katkı yaparken, aslında büyük merkez bankaları, yalnızca kendi ülkelerinin çıkarlarına uygun olduğunda, bizim gibi ülkelere likidite desteği sağladığını göz önüne aldığımızda, güçlü ülkeler ihracatlarını artırırken bizim gibi gelişmekte olan ülkeler de o ülkelerin pazarları haline gelirler.”
DIŞ TİCARET SORUN
Orta ve uzun vadeli stratejilerin oluşturulmasına vurgu yapan Marmara Üniversitesi’nden Prof. Dr. Mehmet Şişman ise şu tür önerilerde bulundu:
“Sağlıklı döviz rezervleri için Türkiye’nin dış ticaret açığı sorununu çözecek önlemler alması gerekir. Bu acildir. İkinci olarak turizm ve diğer hizmetler kaleminde önemli bir etki yaratabilir. Bu anlamda swap geçici bir çözümdür sadece. Kısa vadeli portföy girişlerindeki aksamayı gerek tahvil piyasasından gerek kısa vadeli olarak swap piyasasından çözmeye çalışıyor. Bu aşamada yabancı yatırımcıya orta ve uzun vade için olumlu sinyalleri vermek gerekir. Yatırımların üçte ikisi inşaata gidiyor, bu da ekonomiyi yukarı itmekten ziyade aşağıya çekecek eğilimleri besliyor.”
DÖVİZ AÇIĞI KRİZİ SADECE ÖTELENDİ
128 milyar dolar tatışmasını hatırlatan ekonomist Evren Devrim Zelyut, şu vurguyu yaptı: “AKP’nin ithalata bağlı ekonomi politikaları rezervi bitirdi. Kasa eksi 48 milyar dolara döndü. Borçla dönen ekonominin Merkez Bankası da ödünç paralarla ayakta tutulmaya çalışılıyor. Bu paralar Merkez Bankası bilançosuna geçici bir makyaj sağlıyor ama işin özü şu ki, döviz açığına bağlı krizi sadece öteliyor, günü kurtarıyorlar.”
DOLARDA HAREKET YUKARIYA DOĞRU
Dolar/TL haftaya başladığı 8.80’den ve bu ay test ettiği 8.88 zirvesinden sonra yönünü sınırlı olarak aşağı çevirse de, fırsatları yükseliş yönünde kullanıyor. Dün güne 8.64’te başlayan dolar/TL 8.72’ye kadar çıktı ve günü 8.71 seviyesinde tamamladı.
Öte yandan İsviçre merkezli finans devi UBS, para politikası patikasındaki belirsizliklerin daha fazla değer kaybına neden olabileceğini belirterek yıl sonu dolar/TL tahminini 9’dan 9.30’a çıkardı.
AKARYAKIT FİYATI HAZİRANI ETKİLER
Merkez Bankası’nın son Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısının dün açıklanan özetlerine göre, mayıstaki ÖTV artışının sarkan etkileriyle haziran ayında da akaryakıt fiyatlarında artışlar yaşanacak. Enflasyonun kısa dönemde, başta emtia fiyatları olmak üzere arz ve talep yönlü çeşitli unsurların etkisiyle oynak bir seyir izlemesi de bekleniyor. Ayrıca PPK, finansal istikrara yönelik riskleri de gözeten bir yaklaşım sergilemeyi sürdürecek.