Uzmanından ‘boya’ uyarısı; erkeklerde kısırlığı, çocuklarda ise astımı tetikliyor
Endokrin engelleyicilerin, boyalarda sıklıkla yer aldığını kaydeden Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Mahmut Muzaffer İlhan, “Akrilik boyalarda özellikle kullanılan alkil fenol etoksilat, özellikle son dönemde çok fazla çalışılır oldu. Bu maddenin de erkeklerde üreme sisteminde birikerek kısırlığa yol açabileceğine dair önemli bilgiler mevcut. Diğer bir madde ise boyalarda sıklıkla kullanılan eterdir. Eter de su bazlı boyalarda daha çok kullanılan bir bileşik. Bu da çocuklarda özellikle alerji ve astımı tetikleyebildiği gösterilmiş olan bir madde” diye konuştu.
cumhuriyet.com.trEndokrin engelleyicilerin, boyalarda sıklıkla yer aldığını kaydeden Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Mahmut Muzaffer İlhan, “Akrilik boyalarda özellikle kullanılan alkil fenol etoksilat, özellikle son dönemde çok fazla çalışılır oldu. Bu maddenin de erkeklerde üreme sisteminde birikerek kısırlığa yol açabileceğine dair önemli bilgiler mevcut. Diğer bir madde ise boyalarda sıklıkla kullanılan eterdir. Eter de su bazlı boyalarda daha çok kullanılan bir bileşik. Bu da çocuklarda özellikle alerji ve astımı tetikleyebildiği gösterilmiş olan bir madde” diye konuştu.
Son zamanlarda, özellikle evlerini yenilemek için beyaz eşya ya da mobilyalarını akrilik boyalar ile boyayanların sayısı artmaya başladı. Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Mahmut Muzaffer İlhan ise, endüstriyel ürünlerde kullanılan boyalarda bulunan endokrin engelleyici maddelerin birçok hastalığa davetiye çıkardığına dikkat çekti.
Hormonların hücreden hücreye mesaj ileten çok özel sinyaller olduğunu aktaran Doç. Dr. İlhan, “Hormonlar, bir hücreden diğer hücreye giderek o hücrenin bölünmesini, metabolizmasını, çoğalmasını ve hatta ölmesini emreden çeşitli mesajlar mahiyetindeki sinyaller. Vücudumuzda bu iş için özelleşmiş birçok doku var. Tiroid bezinden pankreas bezine, böbrek üstü bezinden üreme organlarına kadar birçok endokrin bez bu konuda görev alıyor. Bu hormon seviyeleri çok hassas bir dengede sürdürülürken, son zamanlarda sanayileşme ile birçok madde vücutta ve endokrin bezlerinde birikim yaparak bu bezlerin çalışmasını olumsuz yönde etkileyebiliyor. Biz bunlara endokrin engelleyiciler diyoruz. Bunların başında plastik malzemelerde kullanılan BPA dediğimiz madde, ftalatlar, perflora karbonlar, çeşitli tarım ilaçları veya ağır metaller sayılabilir” dedi.
ERKEKLERDE KISIRLIĞA NEDEN OLUYOR
Endokrin engelleyicilerin sıklıkla yer aldığı bir yerin de boyalar olduğuna dikkat çeken Doç. Dr. İlhan, “Duvar boyaları olsun akrilik boyalar olsun, endüstride oldukça fazla kullanılan ve sağlığa zarar verebilecek endokrin engelleyiciler. Bu maddelerin boyalarda kullanılmasının nedenleri, boyanın koruyuculuğunu ve esnekliğini artırması ya da pigment ayarı için kullanılması olarak sıralanabilir. Vücuda en çok zarar veren maddelerin başında ftalat dediğimiz maddeler geliyor. Bu maddeler, boyanın esnekliğini artırmak için kullanılıyor. Ama çok net bir şekilde, erkeklerde kısırlık yaptığı gösterilmiş bir endokrin engelleyici. Bunun dışında akrilik boyalarda özellikle kullanılan alkil fenol etoksilat diye bir madde. Özellikle son dönemde çok fazla çalışılır oldu. Yine bu maddenin de erkeklerde üreme sisteminde birikerek kısırlığa yol açabileceğine dair önemli bilgiler mevcut” diye konuştu.
ÇOCUKLARDA ALERJİK ASTIMI TETİKLİYOR
Endüstride eskiden beri kullanılan formaldehitin de boyalarda kullanılan önemli bileşiklerden bir tanesi olduğunu söyleyen Doç. Dr. İlhan, “Mesela formaldehit kullanıldığında odalarda yıllarca kalabiliyor ve kansere de sebep olabiliyor. Solunum yolu irritasyonuna (alerji ya da doku hasarı) da sebep olabiliyor. Diğer bir madde ise boyalarda sıklıkla kullanılan eterdir. Eter de su bazlı boyalarda daha çok kullanılan bir bileşik. Bu da çocuklarda özellikle alerji ve astımı tetikleyebildiği gösterilmiş olan bir madde” ifadelerini kullandı.
Doç. Dr. Mahmut Muzaffer İlhan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bazı boyaların antimikrobik özelliklerini de görüyoruz son dönemlerde. Bunlara dikkat etmek lazım. Çünkü bu boyaların antimikrobiyal özellikleri yanında çok da bir faydası olduğu yönünde bir kanıt yok. Ama burada daha çok pestisitler kullanılıyor. Bunlar da hem akut zehirlenmelere hem de uzun dönemde organlarda birikerek çeşitli fonksiyon bozukluklarına yol açabiliyor. Bunun dışında boyalarda pigmentasyon için bazen silika ya da ağır metaller kullanılabiliyor. Bunlar da çeşitli kanser hastalıklarına yol açabiliyor.”
“BOYALARIN SERTİFİKASYONU İÇİN GEREKLİ DÜZENLEMELER YAPILMALI”
Hem Avrupa’da hem de Amerika’da boyalar konusunda bir duyarlılık gelişmeye başladığını belirten Doç. Dr. İlhan, “Uçucu Organik Bileşik (VOC - Volatile organic compound) diye bir şey var. Boyaların içerdiği organik bileşiklerin miktarını ayarlayan bir sistem. Bunun hiç olmaması hatta olacaksa da 50 gram veya 50 militrenin altında olması öneriliyor. Özellikle buna dikkat etmek lazım. Ülkemizde de boyaların sertifikasyonu için gerekli düzenlemeler yapılması gerektiğini düşünüyorum. Ek olarak halkın bilinçlenmesi, bu boyaları alırken içeriğini sorgulaması, boya üreticilerinden içeriklerini öğrenmesi çok çok önemli. Boyalarla mümkün olduğunca teması ve solunumu azaltması, özellikle ilk boyanan zamanlarda, oldukça önemli” diyerek sözlerini sonlandırdı.