Uzaklarda aramayın

Dr. Atilla Bektaş: Yeterli prebiyotik almak için bitkisel kaynaklı Akdeniz diyeti bire bir.

Sibel Bahçetepe

İç hastalıkları ve gastroenteroloji uzmanı Dr. Atilla Bektaş, son yıllarda sağlık alanında çok konuşulan probiyotik ve prebiyotikler hakkında bilgi verdi. 

CANLILAR “Probiyotikler, yeterli miktarda alındığı zaman insan üzerinde sağlığa yararlı etkiler sağlayan canlı mikroorganizmalardır (bakteri, maya). Yoğurt, kefir gibi besinlerle ya da takviyeler şeklinde alınan probiyotik (faydalı) bakterilerin büyük çoğunluğu; mide asidi, safra asidi, sindirim enzimleri nedeniyle bağırsaklara kadar canlı olarak ulaşamazlar. Ulaşanlar ise bağırsak mikrobiyotasındaki yerleşik bakteriler ile rekabet edemediklerinden bağırsakta yeterli miktarda kolonize olamamaktadırlar. 

AKDENİZ Yeterli prebiyotik alımı, Akdeniz diyeti gibi bol bitkisel kaynaklı gıdalarla beslenme yoluyla sağlanırken hayvansal gıda, tatlı, rafine ve işlenmiş gıdalarla beslenme şekli olan Batı tipi beslenme ile sağlanamaz.

FAYDALI BAKTERİLER

Birleşmiş Milletler’in Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) yaptığı tanıma göre “prebiyotik, mikrobiyotanın değişimi ile ilişkilenen insan sağlığı üzerine fayda sağlayan canlı olmayan gıda bileşeni.” Prebiyotikler, sindirim enzimleri tarafından parçalanmadan kalın-bağırsağa ulaşır ve bağırsak mikrobiyotasındaki yerleşik probiyotik bakteriler tarafından parçalanırlar (fermente edilirler). Bu noktada prebiyotik içeren gıda tüketimi ile seçici olarak bağırsağa yerleşik faydalı bakterilerin sayısı ve aktivitesi arttırılabilir. Prebiyotikler, bağırsaktaki faydalı bakteriler için bir anlamda yemken, zararlı bakterilerce kullanılamazlar. Ayrıca prebiyotiklerin parçalanması ile kısa zincirli yağ asitleri gibi metabolitler ortaya çıkar, bunlar da insanda sağlık faydası oluşturur.

RAF ÖMRÜ UZADIKÇA ETKİSİ AZALIYOR

Kopenhag Üniversitesi’nde sağlıklı yetişkinler üzerinde yapılan araştırmada probiyotik takviye tüketimi ile çok düşük oranda bağırsak mikrobiyotasına fayda sağlandığı ortaya konuldu. Raf ömrü içinde bile çoğu probiyotik ürün içindeki faydalı bakterilerin azaldığı iyi biliniyor. Bütün bu olumsuzlukları prebiyotik gıdalara yönelerek aşabiliriz.

Başlıca prebiyotik kaynağı olan besinler, hindiba, kuşkonmaz, elma, domates, yerelması, enginar, muz, avokado, pırasa, sarmısak, soğan, keten tohumu, salep, yoğurt, kakao, tam tahıl ve baklagildir. Araştırmalar, prebiyotik tüketimi ile özellikle bağırsak mikrobiyotasındaki Bifidobacteria ve Lactobaccili gibi sağlık açısından önemli bakterilerin sayı/aktivitece arttırdığını göstermiştir. Soğan, muz, hindibada bulunan frukto-oligosakkaritler bağırsaklardaki  bifidobakter sayısını 10 kata kadar artırdığı gösterilmiştir.”