"Uygulamalar, sanatın ve sanatçının ölümü"

Tanrıkulu, yaptığı yazılı açıklamada, Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan'a, ''açık mektup'' göndererek, bir süredir Beyoğlu'nda ve özellikle İstiklal Caddesi'nde belediye olarak bazı uygulamalara gidildiğini izlediğini ve İstanbul milletvekili ve insan hakları savunucusu olarak bu konuda çok sayıda yurttaştan mesaj aldığını belirttiği ifade edildi.

İstanbul'un dünyaya açılan en modern, çağdaş ve dinamik bölgesi olan Beyoğlu'nun, farklılıkların kendilerini değişik yöntemlerle ifade ettiği ve halkın büyük ilgi gösterdiği kültürel ve sanatsal etkinliklerin en iyi biçimde sergilendiği bir mekan olduğunu belirten Tanrıkulu, mektubunda şu görüşlere yer verdi:

''Beyoğlu ile bütünleşmiş, ilçeye renk katmış ve bunun sonucunda ilçeyi cazibe merkezi haline getirmiş sokak etkinliklerini ve sokaktaki yaşam unsurlarına yönelik belediyenin tavrını anlamakla güçlük çekiyorum.

Sevgili Başkan, Beyoğlu'nun yaşam ve kültürel unsurlarına yapılan her engelleme ve müdahale bu ilçenin insani, kültürel, sosyal ve ekonomik yaşamına vurulacak bir darbedir. Kuşkusuz sizin ilçeye yönelik iyi niyetinizden şüphe duymuyorum ancak ortaya çıkan tablo Beyoğlu'na yönelik pozitif algıyı yıkmakta ve insanları başka mekan arama ihtiyacına itmektedir. Bu durum uzun vadede dünya kentlerinin sayılı canlı mekanlarından birinin çöküşünü meydana getirecektir.

Bu noktada sokak müzisyenlerini etkinliklerini kısıtlamamanız, enstrümanlarına müdahale etmemeniz sizin için de Beyoğlu'ndaki yaşam içinde yeni bir başlangıç olacaktır.

Bu çerçevede sanatçılardan Belediye görevlileri tarafından alınan müzik aletleri uygun bir biçimde sanatçılara iade edilmelidir. Belediye depoları müzik enstrümanlarının sergilendiği mekanlar olmamalıdır. Sanatçıyla bütünleşmiş, sanatçının beyni ve kalbi olmuş enstrümanların depolarda çürümeye terk edilmesi sanatın ve sanatçının da ölümü olduğu unutulmamalıdır.

İstikbal'in istiklaline hep birlikte saygı duyalım.''