"Utanmadan sendikal haklardan bahsediyorlar"
Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Genel Başkanı Süleyman Çelebi, 12 Eylül'de yapılacak Anayasa değişikliği referandumu öncesi iktidarın yürüttüğü kampanyada halkı doğru bilgilendirilmediğinibelirterek, ''Utanmadan ve sıkılmadan bazı televizyon programlarına çıkıp, sendikal anlamda memurlara ciddi haklar tanındığını söylüyorlar. Bu tam bir ayıptır, fiyaskodur'' dedi.
cumhuriyet.com.trAnayasa değişiklikleriyle, çalışanlara birden fazla sendikaya üye olma hakkı tanınmasının da gerçeklerle ilgisi olmadığını ve ''bunun bir sendikasızlaştırma projesi olduğunu'' belirten Çelebi, halktan anayasa değişikliklerine ''hayır'' oyu vermelerini istedi.
Çelebi, yeni atandığı görevinde başarılar dilemek amacıyla CHP İzmir İl Başkanı Rıfat Nalbantoğlu'na gerçekleştirdiği nezaket ziyareti sırasında, anayasa değişikliklerine ilişkin yaptığı açıklamada, Anayasa değişikliklerinin aslında referanduma taşınmadan çözülebileceğini, ancak iktidarın, 'Ben yaptım oldu'' mantığı sonucu Türkiye'nin kutuplaşmaya doğru götürüldüğünü kaydetti.
Referandumun, kendilerinin de her zaman savunduğu, meclisin aldığı kararlar için zaman zaman başvurulabilecek önemli bir irade şekli olduğunu, ancak gelinen noktada referandum sürecinin de çok kötü kullanıldığını ve işin anayasa değişikliğinden çok farklı bir boyuta taşındığını öne süren Çelebi, iktidarın değişikliklere karşı çıkanları ''12 Eylülcü'' olmakla suçladığını ifade etti.
''20-30 yılımızı dah açalacaklar"
Çelebi, yapılan değişikliklere sendikal anlamda baktıklarında, ''birilerinin topluma yalan söylediği, toplumu aldatmaya yönelik ifadeleri gibi, sendikal alanda bir iyileştirme getirmediğini'' belirterek, şöyle konuştu:
''Birkaç makyaj değişikliğiyle bir 20-30 yılımızı daha çalacaklar. Çünkü anayasa değişiklikleri, öyle basit değişiklikler değil, değiştirildiği zaman öyle bir yıl sonra bir daha gündeme gelen değişiklikler de değil. Biz başından beri DİSK olarak özgürlükçü, demokratik bir anayasaya Türkiye'nin ihtiyacı olduğunu, 12 Eylül anayasasının bir bütün olarak değiştirilmesi gerektiğini ifade eden bir örgütüz ve bu konuda en etkin çalışmayı yapan örgütlerin başında olduğumuzu rahatlıkla söylüyorum. Ama hiçbir anayasa değişikliği toplumu bu kadar kutuplaştırmamıştı.''
''Kamu çalışanlarına hak getirmiyor"
Değişikliklerin, sendikal alanda kamu çalışanlarına bir hak getirmediğini kaydedenÇelebi, şöyle devam etti:
''Utanmadan ve sıkılmadan bazı televizyon programlarına çıkıp, sendikal anlamda memurlara ciddi haklar tanındığını söylüyorlar. Bu tam bir ayıptır, fiyaskodur. Çünkü grev hakkı olmayan hiçbir hak, toplu sözleşme hakkını doğurmaz. Yaptırımı olmayan hiçbir şey, yeni bir hakkı doğurmaz. Bu, şu anda yapılan 12 Eylül'ün onaylanmasıdır. 12 Eylül'de de 'Tahkim Kurulu' bir ara çalıştı, 80-83 arasında, böyle kurullar vardı. O zaman bunun adı Tahkim Kuruluydu. Şimdi, bunun adını değiştirdiler. Hakemler Kurulu'na dönüştürüyorlar.''
''Birden fazla sendika üyeliği mevcut düzende kaos yaratır"
Çelebi, sendikal alanda ikinci olarak, çalışanlara birden fazla sendikaya üye olma hakkı tanınmasının, ''özgürlükler getirdik'' diye sunulduğunu, ancak bunun özgürlük değil, mevcut koşullarda kaos getireceğini ifade etti. Çelebi, şöyle konuştu:
''Bu ülkede bırakın birden fazla sendikaya üye olma hakkını, bir sendikaya üye olma hakkı bile yokken, bu laf-ı güzaf. 'Birkaç sendikaya üye olma hakkını veriyoruz, anayasadaki bu yasağı kaldırdık' yaklaşımı, bizim için hiçbir şey ifade etmez. Şu anda bizim, her yerde uğraşıyoruz, birçok özel sektörde, birçok iş yerinde sırf sendikalı oldukları için atılan işçiler var. Direnişte olan, mahkemeleri aylarca, yıllarca devam eden, sırf sendikalı oldukları için işten atılan işçiler var. Bunlarla ilgili bir düzenleme getirmiyor. Bu tam tersi bir kaos yaratacak. Üç tane dört tane sendikaya üye olma hakkı tanıdığınız zaman, bu bir başka sorunu beraberinde getiriyor, o da iş yerinde toplu sözleşme hakkı için çalışan işçilerin yüzde 50 artı birini tamamlayacaksınız. Yani bin kişilik bir iş yeriyse 3 sendika girdiğinde 3'ü de 501 bulamayacağına göre, 250-250 veya 300-300 dağılsa, o iş yerinde çalışanların hepsi örgütlü olsa bile, orada çoğunluk olmayacak ve orada yetki süreçleri karmaşası yaşanacak. Bunun adı sendikasızlaştırma projesidir.''
''Yargı denetmi ortadan kalkıyor"
Çelebi, yapılmak istenen anayasa değişiklikleriyle iktidarın, bugüne kadar özelleştirme, ihaleler gibi konularda hep şikayetçi olduğu yargı denetiminden de kurtulmayı amaçladığını savundu. Anayasa'nın 125. maddesinde yapılan değişiklikle artık bu tip işlemlerde yargı denetiminin ortadan kalkacağını ileri süren Çelebi, şu görüşleri dile getirdi:
''Dolayısıyla bu anayasa değişikliklerinin bütününe bakıldığında, süreç şu anda toplumu bu kadar kutuplaştırıyorsa, bu anayasa oylaması değildir. Ben altını çizerek söylüyorum, şu anda bu anayasa değişikliği, AKP iktidarının, iktidarda kalıp kalmamasıyla ilgilidir. Halkın oyunu buna göre kullanmasını diliyorum. Yani bu süreçte, Türkiye'yi bugünkünden daha büyük bir baskıya sokmak istemiyorlarsa halkın bu fırsatı çok iyi değerlendirerek bu anayasaya 'Hayır' demesi lazım.''
DİSK, ''Banayasa" afişli hayır kampanyası yürütecek
Süleyman Çelebi, DİSK olarak, bu sürecin içinde iradelerini çok açık şekilde ortaya koyduklarını ve anayasaya ''Hayır'' oyu kullanacaklarını belirterek, bu doğrultuda da kampanya yürüteceklerini bildirdi.
Yürütecekleri kampanyada kullanacakları, üzerinde Başbakan Tayyip Erdoğan'ın karikatür olarak Anayasa sözcüğünün başına ''B'' harfi yazarak, ''BANAYASA''ya dönüştürdüğünü gösteren afişi de tanıtan Çelebi, şunları söyledi:
''Bu anayasa bir özgürlük getirmiyor. Eğer özgürlüklerden yana olsaydı, 12 Eylül'ün ürünü olan YÖK'ü kaldırırdı. YÖK'ten çok şikayetçilerdi, çok şikayetçi oldukları konu şimdi kendilerine yandaş olduğu için ondan şikayetçi değiller. 12 Eylül ürünü yalnız anayasalar değildir, aynı zamanda Seçim Yasası, Siyasi Partiler Yasası, yüzde 10'un aşağı çekilmesidir. 12 Eylül ürünü Sendikalar Yasası'nın değiştirilmesidir.
Dolayısıyla bütün işçileri, bütün çalışanları, bu sürecin içindeki hayır kampanyalarında, yalnız mitinglerde değil, bütün iş yerlerinde hayır kampanyalarına katılmaya destek vermeye çağırıyorum.''