Utançtan dönüldü: ‘Her şeyleri dökülüyor’

Avukat Ömer Kavili tutuklanma sürecindeki hukuksuzlukları anlattı.

Seyhan Avşar

Silivri’de görülen Grup Yorum davasında, mahkeme heyetiyle usule ilişkin tartıştığı için gözaltına alınıp, önceki akşam saatlerinde tutuklanan İstanbul Barosu Avukat Hakları Merkezi kurucusu Ömer Kavili dün sabah saatlerinde tahliye edildi. Kavili, “Kendi adıma hiç üzgün değilim ama yargı adına çok üzgünüm” dedi. Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, konun Hakimler Savcılır Kurulu (HSK) tarafından incelendiğini açıkladı.

<haber-dikey:1103156>

Şafakta tahliye edildi

Avukat  Kavili, Perşembe günü  İstanbul 28. Ağır Ceza Mahkemesi’nin Silivri Cezaevi karşısında bulunan duruşma salonundan görülen Grup Yorum üyelerinin yargılandığı duruşmada mahkeme başkanı ile usule ilişkin tartıştı. Yaşanan tartışma ardından mahkeme başkanının talimatıyla Kavili yerlerde sürüklenerek duruşma salonundan çıkarıldı. Mahkeme başkanının suç duyurusunda bulunması üzerine Kavili cuma günü gittiği duruşmada jandarma tarafından gözaltına alındı ardından da tutuklanarak cezaevine gönderildi. Kavili, bir kaç saat cezaevinde kaldıktan sonra yurtdışı çıkış yasağıyla Silivri Sulh Ceza Hakimliği talimatıyla tahliye edildi.

<haber-dikey:1103879>

‘Komutan çay içelim dedi’

Kavili, tutuklanmasını ve tahliyesini gazetemize şöyle değerlendirdi: “Asıl ilginç olan mahkemenin başkanı iddianameyi okumadığı halde tutanağa iddianame ve ekleri okundu diye yazdırdı. ‘Sanıkları hakları tek tek hatırlatıldı. Birleştirme kararları okundu’ diye yazmış. Gerçekte böyle bir şey olmadı. Ben tutanak gerçeğe uygun değil dedim.

O gün (Perşembe) bana, ertesi günkü duruşmaya gelmeyi de yasaklamış. Ertesi gün cübbeyi aldım, astsubay geldi, ‘komutan çağırıyor’ dedi. Komutan, ‘çayı aşağıda merkezde içelim’ deyince, gözaltı mı yapıyorsunuz diye sordum. Evet dedi. Yazılı emir? Var dedi. Ama bende yok dedi. Beni arabaya koydular, merkeze götürdüler. Orda da göstermediler, haklarımı hatırlatmadılar, neler neler. Her şeyleri dökülüyor. Savcıya çıktık. Dosyadaki evrakları istedik. Vermedi. Mahkemede eleştirilerimi sundum. Dosyadaki evrakları istedim. Yargıç, ‘sizi tutukladık, 7 gün içinde itiraz hakkınız var’  dedi.

<haber-dikey:1104350>

‘Ne diyorsun sen? Hukuk bilgini gördük’ diye tepki gösterdim. Salondaki avukat arkadaşlar yuhaladı. Jandarmaların etten duvarı arasında salondan kaçtı, kafasını bile kaldıramadı. Sorgu ifadesi sırasında siyasi şube polisleri, AKP’nin polisleri, şüphelilerin indirildiği merdivendeki boşluktan kapıyı yarım aralamışlar kim ne diyor onu dinliyorlardı. Kapıyı birden açtım, kaçıştılar. Tahliye kararı kesinlikle bekliyordum. Tahliyemi saat beş buçuk gibi gelip söylediler. Ona da AKP yanlısı derneğinin iki avukatı itiraz dilekçesi yazmış. Ben onlara asla öyle bir talimat vermedim.

Onlar mesleki sorumluluk çerçevesinde hareket etmişler. Gece yarısı adliyede olmayan hakimi ve zabıt katibini adliyeye getirtmişler. İmzalatmışlar. Silivri’ye yollamışlar. Çok çok üzgünüm ama kendi adıma değil yargı adına. Çünkü ben içeri girmeden de özgürdüm, içerde de özgürdüm, şimdi de özgürüm. Sadece adliye sarayı denen AVM’lerin arasından, kapısında tutukevi yazan çimento dininden, beton dininden olanların yerine gittim. Ben yanlış bir şey yapmadım, söylemedim. Ve onlar kendi yanlışını düzeltmeye çalıştılar. Yanlışı herkes kabul ediyor.”