Utanç polise aittir

TAYAD eyleminde gözaltına alınırken, polisin cinsel tacizine uğrayan Merve Demirel, tacizin aynı zamanda işkence olduğunu dile getirerek, “Haysiyetsizleştirilen ben değilim, tacizci polistir” dedi.

cumhuriyet.com.tr
<video:1253091>


Tutuklu ve Hükümlü Aileleri ile Dayanışma Derneği’nin (TAYAD) tutuklu avukatların serbest bırakılması talebiyle 16 Şubat günü Ankara Sakarya Caddesi’nde yaptığı eyleme katılan ve gözaltına alınırken polisin tacizine uğrayan üniversite öğrencisi Merve Demirel, “Polisin haysiyetsizce yaptığı muamelenin yarattığı utanç kesinlikle polise aittir. Bu utanç bana yüklenemez” dedi.

Bir televizyon kanalına açıklamalarda bulunan Demirel, bugün polis hakkında suç duyurusunda bulunacağını açıkladı. Demirel, “TAYAD olarak 16 Şubat günü halkın avukatlarının açlık grevinin 24. gününde, hukuksuzca tutuklanmalarına karşı Sakarya Caddesi’nde basın açıklaması yaptık, 3 kişiydik. Polisin müdahalesi oldu. Gözaltına alınırken bir polis tacizde bulundu, bu da görüntülendi” diye konuştu.

‘Bu bir işkencedir’
Polis tacizini işkence olarak tanımlayan Demirel, “İşkence sadece fiziksel zarar değildir, bu da bir işkencedir” dedi ve şöyle devam etti: “Polisin haysiyetsizce yaptığı muamelenin yarattığı utanç kesinlikle polise aittir. Bu utanç bana yüklenemez. Haysiyetsizleştirilen, itibarsızlaştırılan ben değilim, tacizci polistir. Toplumda böyle bir algı var; tecavüzcülerin, tacizcilerin, onursuzca muamele yapanların yarattığı utanç kadınlar üzerine yüklenmeye çalışılıyor. Bu utanç onlara aittir. Bu bilinci kazandığımızda, biz kadınlar olarak kesinlikle utanmamalıyız.”

Bir avukatın kendisi için “Keşke yüzünü gizleseydik, bir yaşantısı, itibarı var” dediğini aktaran Demirel, “Ben bunu kesinlikle reddediyorum. İtibarsızlaşmak söz konusu değil. Bu erkek egemen anlayışın kalıntıları. Maalesef taciz, tecavüze uğrayan kadınların adları duyulduğunda itibarsızlaşacak gibi algılanıyor. Öyle değil, itibarsızlaşan biz değiliz” diye konuştu. Hükümetin hiçbir eleştiriye tahammülü olmadığını ifade eden Demirel, “İşkence yok söylemi yalan. Tutuklamalar, gözaltılar yetmiyor, insan onuruna aykırı, çaresizce, acizce yöntemlere başvuruyorlar” dedi.

‘AKP’nin başörtüsü siyaseti iki yüzlü’
AKP’nin “başörtüsü” konusunda iki yüzlü bir politika izlediğini belirten Demirel “AKP, siyasi söylemlerini din üzerinden, başörtüsü üzerinden geliştiriyor. 28 Şubat sürecinden sonra başörtülü kadınların çok daha rahat yaşayabileceklerini söylüyor. Madem başörtülü kadınlara böyle bir güvence veriliyor, polisler tarafından yaşadığım tacize karşı da bir şey yapmalı, polis hakkında işlem başlatmalı” diye konuştu

Barodan suç duyurusu
Ankara Barosu, taciz eden polis memuru hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu.
CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ve HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu da konuyu Meclis gündemine taşıdı.

Emniyet’ten yanıt
Ankara Emniyet Müdürlüğü ise yaptığı açıklamada, gözaltına alınan öğrenciyi hedef gösterdi. Öğrenciyi, “M.D. isimli DHKP-C terör örgütü sempatizanı” olarak tanımlayan açıklamada, Demirel’in Yüksel Caddesi’ndeki eylemlere de katıldığı belirtilerek, tacize ilişkin yayınlanan görüntülere “M.D’nin gözaltı videosuna yer verilerek, sadece bahse konu videodan belirli bir kısmı kesmek sureti ile olayı provoke etmeye çalıs¸tıkları, güvenlik güçlerini tes¸hir ettikleri görülmüştür. Sosyal medyada ve basın kuruluşlarında habere konu olan yakalama is¸lemi esnasında, çekilen videolarda olay bütünü ile ele alınmayarak sadece bir kare üzerinden Türk Polis Tes¸kilatını kamuoyu nezdinde yıpratılmaya çalışılarak küçük düs¸ürülmek istenmis¸tir” denildi. Emniyet teşkilatının yıpratıldığı belirtilen açıklamada, sosyal medya üzerinden görüntüleri paylaşanlar hakkında da suç duyurusunda bulunulduğu belirtildi.