Utan adalet

Gezi eylemlerinde öldürülen Ethem Sarısülük’ün annesi Sayfı, kardeşleri Cem, İkrar ve Mustafa Sarısülük, cinayetten 7 yıl 9 ay hüküm giyen polis Ahmet Şahbaz’ın şikâyeti üzerine dün “sanık” olarak hâkim karşısına çıktı. 23 Eylül 2014’teki ilk duruşmaya peruk ve takma bıyıkla gelen Şahbaz’a hakaret ve darp iddiasıyla açılan davanın duruşmasında savunma yapan “sanık” Mustafa Sarısülük, Emniyet’in o duruşmada yaptığı provokasyonu anımsattı.

Ankara 5. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada Şahbaz, mağdur sıfatını taşıdı. CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün’ün de izlediği duruşmada Sarısülük ailesi, 23 Eylül 2013’teki
duruşmaya peruk ve takma bıyıkla gelen sanık Şahbaz’a hakaret etmek ve onu darp etmekle suçlandı. Aile hakkında toplam 10 yıl 5 aya kadar hapis cezası istendi.

‘4 yıl sonra görüşürüz’

İlk olarak savunması alınan İkrar Sarısülük, “katil” sözünü mahkemeye değil, polis Şahbaz’a  söylediğini kabul ederek “Çünkü karşıma diktiğiniz insan benim ağabeyimi öldürdü. Adalet bekledik sizin beton yığını yerlerinizden. Karşımıza o duruşmada binlerce polis geldi. Ne yapmamızı bekliyordunuz? Heyete yönelik bir hakaretimiz olmadı. Buna da olmadı. Bunu öldürmek istiyor muyum? 4 yıl sonra görüşürüz” dedi.

‘Hapis yatmaktan onur duyarız’

Kardeşinin katledildiğini söyleyen Mustafa Sarısülük, 23 Eylül’de yapılan duruşmada yaşananları
anımsatarak “Aslında bizler mağduruz. Ama bu devletin adalet sisteminin çürümüşlüğünün
göstergesi olarak bizler sanık olduk. Mağdur olan bizlere devlet sopası gösterildi. Bizleri silahlı terör
örgütü olarak kabul ettiler. Bizlerle dalga geçer gibi, acılarımızla alay edercesine, yüzlerce polisi salona dolduran mahkeme heyeti suçludur. Bunlara emir veren idare suçludur” dedi. O gün duruşma salonunda aile olarak 5 kişi olduklarını, ancak sivil giyimli 150 çevik kuvvet polisinin provokasyon için salona yığıldığını anlatan Sarısülük, bu polislerin tanıkların kafasını yardığını, avukatlarına saldırdığını belirtti. Bu ülkede adalete olan güvenin olmadığını belirten Mustafa Sarısülük, şunları kaydetti:

"Şahbaz, gizli sanık olarak peruk takarak geldi. Biz duruşmada kardeşimizi öldüren kimdir? Yüzünü görmek istiyoruz dememize rağmen, mahkeme talebimizi dikkate almadı. Provokasyona zemin hazırlayan kişi ve kişiler Ankara Emniyet Müdürlüğü ve mahkeme heyetidir. Sonuçta biz orada duyarsız kalamazdık. Meşru savunma olarak kendimizi savunduk. Biz bu cezayı aile olarak yatmaktan onur duyarız. Sokaklarda, alanlarda hakkımızı arayacağız. Bizler mücadelemizi sürdüreceğiz. Bedeller ödemeye razıyız.”

Daha önce verdiği ifadeleri tekrar ettiğini belirten Sayfi Sarısülük, “Satılmış köpekler” sözünü
mahkemeye değil, sanığa söylediğini kaydetti. Cem Sarısülük de duruşmada yaşananların polislerin
tahriki nedeniyle yaşandığını belirterek “Olay çıktığında annemi korumak istedim. Bir anda karşımda
Ahmet Şahbaz’ı gördüm. Ben da adalete yardımcı olmak için peruğu indirdim. Bugün olsa
yine yapardım” dedi. Sarısülük ailesinin avukatı Eylem Hakverdi, “katilsin” sözünün hakaret olmadığını belirterek “Müvekkilim katili öldürmek istiyor muyum, evet istiyorum, dedi. Eğer intikamı engellemek istiyorsak adaleti sağlamak zorundayız” görüşünü kaydetti. Avukat Kazım Bayraktar, Şahbaz’ın duruşmaya peruk ve takma bıyıklı şekilde gizli sanık gibi geldiğini, salona polis yığıldığını anlatarak, “Hukuksuz bir yargılama yapıldı” dedi. “Mağdur” Şahbaz ise cezaevinden telekonferans yoluyla yaptığı açıklamada, “Önceki savunmalarıma katılıyorum. Olay gününe ilişkin videoları verdim. Şikâyetçiyim” ifadesini kullandı. Duruşma salonuna sivil giyimli polislerin getirilmesi eleştirilerine yanıt veren Şahbaz, “Bir şey daha söylemek isterim. Herhangi bir insan polis kimliği taşıdığı zaman, TC kimlik numarası siliniyor mu? Mahkemeye gelip mahkemeyi izlemek gibi hakları elinde alınıyor mu? Mahkeme izleme hakkı yok mu? Arkadaşlar açık duruşmaya, silahlarını evde bırakıp gelip izlediler. Bu onların yasal hakları değil mi? ” dedi. “Katil” diye bağıran Sayfı Sarısülük, “İçeride iyi beslemişler katili” dedi. Duruşma, eksiklerin giderilmesi için 27 Ocak’a ertelendi.