Üretin, paylaşın!

Tüketim çılgınlığı ve sahip olma arzusunu kenara koyun. Tükete tükete değil bugünü yarını da yok etmeye başladık. Paylaşmanın ve paylaştıkça çoğalmanın zamanı geldi. Bu sese kulak verin!

Zuhal Aytolun/Cumhuriyet

Paylaşım ekonomisi, aslında bizlere hiç de uzak bir kavram değil. Komşuyla paylaşmak, arkadaşla değiş-tokuş yapmak, akrabalarla birlikte evde kimin televizyonu varsa onda izlemek gibi... Ama gün değişti, kapitalist sistem bir çok seçenek koydu önümüze. Yalnızca koymakla kalmadı, onları satın almamız için beynimize işledi bazı şeyleri. Tüket, tüket, tüket... Artık kimse paylaşmaz oldu. Komşudan bir kase şeker istemek ne demek, komşusunu tanımayan ve hatta yıllarca karşılaşmamış olanlarımız var... Peki günümüz koşulları bizim önümüze böylesi bir hayatı sundu diye, bunu kabullenmemiz mi gerekiyor? Gelin tersine çevirelim bu ekonomiyi. Tüketim çılgınlığı ve 'sahip olma' arzusunu kenara koyun. Bunun kimseye fayda etmediğini acı bir şekilde görüyoruz. Çözüm aslında paylaşım ekonomisinde. Bu bilinci artırmayı hedefleyen www.paylasimekonomisi.com oluşumu çözümler üretip bunları hayata geçiriyor. Anlatıyorlar: “Bizler, 2008'den bu yana Geri Dönüşüm temalı bir mail grubunu ve 2013'ten beri de Facebook grubunu yönetiyorduk. Yönetimimizin başarısını rakamlarla vermek gerekirse, Facebook grubumuzu bin 500 kişiden 22 bin kişiye 15 ayda çıkardık. Sonrası bizim için Türkiye'ye yayılma zamanıydı ve mail grubu kurucu üyesi ile fikir ayrılığına düştüğümüz için yıllarını bu harekete adamış, üç gönüllü olarak yeni bir oluşum hazırladık. Büyüme ivmemiz aylık 3 bin kişi ve şimdilik ikinci ayımızda 6 bin kişi olduk bile. Yılımızı tamamladığımızda 50 bin kişiyi kesinlikle geçeceğiz.” Peki bu güne kadar neler yapıldı? Onbinlerce insanın etkileşime geçmesi önemli bir durum. Yüz binlerce eşya ve canlının ev bulmasına, onlara sahip çıkılmasına ve yeniden kullanılmasına aracılık etmiş oluşum. Sokak kedilerinden tutun da yalıda oturan zengin kesime kadar ulaştıklarını söylüyor. Kedilere yuva bulunmuş, para sıkıntısı olmayan kişilerin gruptan bir şeyler talep etmesini sağlamışlar. Yeni eve çıkmış kişilere, evlerde bulunan ve kullanılmayan bir çok eşya paylaştırılmış. Bomboş evler dolmuş, eşya yığınından hareket edilmeyen evler ferahlamış. İnsanlar, başlarda “nasıl yani?” şeklinde tepkiler vermiş. Eşyaların bedelsiz olarak el değiştirmesi fikri ilk etapta bazı kişiler için garip karşılansa da işin felsefesini anladıkları anda teklif ve taleplerle gelmişler. Oluşum, “Topluma ve dünyaya faydalı bireyler olarak teşekkürlerini esirgemiyorlar” diyor. Fikir, hizmet, eşya... Öyle geniş bir yelpaze ki bu. “Ana dalımız eşyanın devamını sağlama, tüketimin önüne geçme olduğu için eşya paylaşımı çok daha fazla. Genelde ev eşyası, oyuncaklar, kitap, elbise ve ayakkabı paylaşımları daha çok oluyor. Elektrogitar, laptop, patik gibi geniş bir paylaşım alanı bu.”

Akşama yemeği olmayan gelsin!

Günümüz kapitalist sisteminde insanlar bireyselleşiyor, kendini düşünmeye başlıyor, bencilleşiyor. Peki paylaşmayı nasıl öğrenebiliriz? Yanıtlıyorlar: “Öncelikle sevgiyi, insani değerleri tekrar paylaşmayı öğretiyoruz birbirimize. Geçmişimizde olan imece, komşuluk gibi değerleri hatırlıyoruz. Bizler toplumdaki tüketim algısını kırmak için yıllardır gönüllü olarak çalışıyoruz. Artık aşureyi yalnızca komşularımızla değil, herkesle paylaşıyoruz. Üyemizin birisi 20 kişilik yemek yapıyorum akşama yemeği olmayan gelsin diye yazıyor. Yemeği olmayan gidiyor, yemeği olan evindekini de getiriyor.” Artık insanlar doğanın, geleceğin ve şimdinin farkında. Bu tür oluşumlar, hem bilinçli insanların biraraya gelip fikir üretmesi, paylaşması ve bilinç oluşmasına zemin hazırlaması açısından önemli.

Paylaşmanın sınırı yok 

Dolaplarda hiç giyilmeyen kıyafetlerin ihtiyaç sahiplerine verilmesinden konaklamaya, ortak araç kullanımından ortak ofise dek pek çok öneri mümkün. Örneğin, Sharemyfare.com, bir ortak seyahat hizmeti. Yol ücreti paylaşımıyla aynı yönde seyahat edecek kişilerin organize olmasını sağlıyor. Aynı şekilde ortakaraba.com, ucuzagidelim.com, birliktegit.com veya yolyola.com gibi siteler de aynı imkanları sağlıyor. civardabul.com, askıdanevar.com, uyanmasaati.com, biayda.com, fonlabeni.com gibi internet sitesi de pek çok açıdan insanları üretmeye, paylaşmaya davet ediyor. Paylaşım ekonomisi kavramı en çok internette kendine yer buluyor, bu yolla yayılıp çoğalıyor.

Tohumlar geleceğimiz...

Paylaşımla tüketmeden sağlıklı yaşamlar kurabilir, geleceği yok etmeden de yaşayabiliriz. Tohum Takas ağı buna olanak veriyor. Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği, uyguladıkları Katılımcı Kontrol ve Toplum Destekli Tarım gibi projelerle, %100 Ekolojik Pazarlar ve TaTuTa gibi modellerle yerel tohumların devamı ve yaygınlaşması için emek harcıyor. Tohum Takas Ağı, derneğin üyeleri arasında yerel tohum mübadelesini kolaylaştıran çevrimiçi bir veritabanı ve bilgi ağı olarak tasarlandı. Sisteme kayıt olan bireyler, yerel tohumları elinde bulunduran ve mübadeleye açan tohumseverlerin doldurduğu 'tohum formlarını' görüp, istedikleri tohumları 'talep' edebiliyor. Sistem tarafından onaylanan taleplerde, tohumlar karşı ödemeli kargoyla bireylere gönderiliyor. Bu ağ, “bilgi ve bereket paylaştıkça artar” düsturu üzerine inşa edilmiş durumda. O yüzden yerel tohumların özenle yetiştirilmesi, alınan tohumların yine sistemde diğer tohumseverlerle takasa açılması isteniyor.

Yerel yönetimler ne yapıyor?

Yerel yönetimler henüz bu tür oluşumları hızlandıran bir yapıya sahip değil. Tek tek bakıldığında bazı belediyelerin önemli çalışmaları var. Ancak bunların yayılması ve hızlandırılması da bir zorunluluk. Yine de yapılan çalışmalar çok büyük önem taşıyor. Örneğin; Kadıköy Belediyesi, “Açık Gardrop 2. El Giysi Mağazası projesi kapsamında giyilmeyen kıyafetleri topluyor. Kuru temizlemeye gönderilerek ve tadilat yapıldıktan sonra Kadıköy'deki ve Anadolu'daki ihtiyaç sahiplerine gönderiliyor. Bakırköy Belediyesi, Kütüphane Müdürlüğü tarafından başlatılan “Okumadığınız Kitaplar Kumbaraya Kampanyası” ile Bakırköylüler, kitap kumbaralarına evlerindeki kitapları atarak başkalarıyla paylaşıyor. Avcılar Belediyesi, ikinci el mobilya, giyim eşyası (gelinlik dahil) ve beyaz eşyaların bakımı yapılarak önceden belirlenen ihtiyaç sahibi vatandaşlara ulaştırılmasını sağlanıyor. Bursa Nilüfer Belediyesi ise “Nilüferli Komşular” ile araç paylaşmaya ve yaşanılabilir bir yer yaratma çabaları ile bir proje geliştiriyor. “Araç paylaşım” projesi kapsamında halkın yol masraflarından tasarruf edebilme ve herkesin dönüşümlü olarak bir araba ihtiyacını karşılamak amacıyla bu projeyi sunuyor.