Üniversite öğrencisi Elif Demirel annesiyle birlikte direndi
Gezi Direnişi başladığı günlerde Elif Demirel İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde 1. sınıf öğrencisiydi. Final haftasıydı. Gezi’de bir şeyler olduğunu duydu. Arkadaşlarıyla beraber Gezi Parkı’na gitti. O günden sonra hergün Gezi Direnişi’ndeydi. Direnişe kendisiyle beraber annesi Sevim Demirel’de katıldı. İki kuşak, iki kadın direniş alanındaydı...
cumhuriyet.com.tr
S.D: Gezi Direnişi’ne bir anne ve bir kadın olarak katıldım. Birilerinin artık yeter demesi ve rahatlaması gerekiyordu. Her kesimden insanın söyleyecek çok sözü birikmişti.
E.D: Gezi benim için çok fazla şey ifade ediyor ama o günleri yaşarken elbette böyle düşünmüyordum. Çünkü şaşkındım, neler yapabileceğimizin yeni yeni farkına varıyor gibiydim. Bilhassa biz kadınların... Gezi’yi yaşadığım günler bana cüret ve büyük bir farkındalık ifade ediyor o yüzden. Bu memleket için, bu dünya için güzel şeyler isteyen bir sürü insan var ve beraber ne çok şey yapabiliriz aslında... Yani biz halktık ve hiç de az değildik.
n Beraber direnişe katılmak nasıl bir duygu?
S.D: Gurur verici bir histi benim için. Zaten biz genellikle beraber hareket ederiz.
E.D: Güzel bir histi ama şaşırtıcı değildi. Çünkü yapmam gereken bir şeyi yapıyor ve olmam gereken yerde oluyordum. O da bir anne ve her şeyden önemlisi bir birey olarak orada bulunuyordu. Gurur veren bir şey belki de. Haklı olduğuna inancın artıyor çünkü anneler yanılıyor olamaz.
- Gezi Direnişi’nde çocuğunu kaybeden anneler oldu. Kızınız için kaygılandınız mı?
S.D: Evet ne yazık ki bazı anneler çocuklarını kaybetti. Bu çok üzücü ve kaygı verici bir durumdu. Bana göre hâlâ öyle çünkü bu acılar kolay unutulacak acılar değil. Ben de kaygılandım tabii ki ama o kaygıya kendini kaptırırsan suya sabuna dokunmadan, sana sunulanı kabul ederek güvenli evinde oturman gerekir. Kaygı her daim mevcut ama mücadele etmek gerekiyor.
- Yeni bir direniş alanı olsa tekrar katılır mıydınız?
S.D: Tabii ki
E.D: Elbette katılırdım. Hayat devam ettikçe mücadele devam etmeli çünkü. Özellikle biz kadınların her zaman meydanlarda olmasını ve hayatları için bir savaşcı edasıyla savaşmaları gerektiğine inanıyorum. Çünkü bizim bu hayattan ve düzenden herkesten fazla alacağımız var. Almadan da gitmeyeceğiz.