Ünal'ı derdest etmekle suçlanan askerler çark etti
FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimi sırasında komuta merkezi olarak kullandığı Akıncı Üssü'ndeki eylemlere ilişkin davada, dönemin Hava Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Abidin Ünal'ı derdest eden MAK ekibindeki sanıklar savunma yaptı. Sanıklar daha önce verdikleri bazı beyanları kabul etmediğini söyledi.
AA
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında komuta merkezi olarak kullandığı Akıncı Üssü'ndeki eylemlere ilişkin 460 sanığın yargılandığı davada, dönemin Hava Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Abidin Ünal'ı derdest eden Konya Muhabere Arama Kurtarma (MAK) ekibindeki sanıklar savunma yaptı. Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmada tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile taraf avukatları hazır bulundu.
Hava Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Ünal'ı derdest eden Konya MAK ekibinde yer alan sanıklardan eski astsubay Oğuz Haksal, 13 Temmuz'da başka bir görevden döndüğünü, yurt dışı eğitimi için hazırlık yaptığı sırada sanıklardan Yılmaz Bahar'ın kendisini arayarak arazi eğitimi için kışlaya çağırdığını söyledi.
İstanbul'a gideceklerini yolda öğrendiğini savunan Haksal, Samandıra'daki askeri tesislere vardıklarını, burada bölük komutanı sanıklardan eski binbaşı Gökhan Maldar'ın, kendilerine Hava Kuvvetleri Komutanı Ünal'ı koruma tedbirinde ilave görev yapacaklarını, komutanın emirleri doğrultusunda hareket edeceklerini söylediğini bildirdi.
İlerleyen saatlerde helikopterle komutanın bulunduğu Moda Deniz Kulübü'ne geçtiklerini belirten Haksal, Korgeneral Mehmet Şanver'in kızının düğününün yapıldığı salona girmediğini, dışarıda emniyeti tesis ettiğini anlattı. Haksal, "Abidin Ünal, helikoptere binmek için geldi. Baş selamı verdim. Selamı alarak helikoptere bindi. Ünal ayrıldıktan sonra diğer helikopter indi. Biz de bu helikopterle ayrıldık. Önce Samandıra'ya, ardından harp okuluna indik." diye konuştu.
Harp okulunda televizyondan darbe girişimini öğrendiklerini savunan Haksal, savunmasını şöyle sürdürdü:
"Sivil kıyafetlerle buradan ayrıldık. Olayı medyadan takip etmeyi sürdürdük. Vahametini anladık. 3 arkadaşımla arkadaşlarımdan birinin memleketi olan Rize'ye geçtik. Kaçmadık. Ben kaçma kurtulma eğitimi almış öğretmen seviyesinde biriyim. Ben kaçmak istesem beni tutamazsınız. Kaçma ifadesini kesinlikle kabul etmiyorum. Konya'ya gidip yaşadıklarımızı polise anlatmaya karar verdik. Bu sırada evimin bulunduğu sitenin görevlisi aradı, eve polis geldiğini söyledi. Polisi arayıp Konya'ya geleceğimi söyledim. Konya'ya geldiğimde evimin arandığını gördüm. Polisi aradım. Geldiler ve emniyete geçtik.
Üzerime atılı suçlamaları reddediyorum. Abidin Ünal'ın çevre emniyetinde görevlendirildik, emrine girdik. Suç oluşturacak bir eylemim olmadı. Böyle bir duruma da şahit olmadım. Akıncı Üssüne gitmedim, orada bulunmadım. İstanbul'dan Rize'ye, oradan da Konya'ya geçtim. Amirim Gökhan Maldar'dan emir aldım. O da hava kuvvetleri komutanından emir almıştır. FETÖ üyesi değilim. Ben KHK ile geçici olarak üniformasını çıkaran bir astsubayım. Kanuna uygun emirleri kanuna uygun şekilde yerine getirdim."
- "İzmir'de eğitimdeydim"
Sanıklardan eski üsteğmen Hüseyin Aslanbay da İzmir'de lisan eğitiminde bulunduğunu, arazi eğitimi gerekçesiyle kışlaya çağrıldığını, lisan eğitiminden 2 gün izin alıp İzmir'den Konya'ya geldiğini söyledi.
Konya'da bulunduğu sırada sanıklardan Fatih Suçatı'nın kendisini aradığını ve "Seni evinin yakınlarından bir yerden alacağım." dediğini aktaran Aslanbay, şöyle devam etti:
"Yola çıktıktan sonra Fatih'e telefon geldi. Tatbikatın görev olarak değiştiği, İstanbul Samandıra'daki askeri tesise geçmemiz, detayları orada öğreneceğimiz söylendi. 3 askeri araçla yola devam ettik. Saat 19.00 sularında Samandıra'daki alaya geldik. Bizden sonra bölük komutanımız Binbaşı Maldar da alaya geldi. Maldar, bize Hava Kuvvetleri Komutanı'nın emniyeti ve korunması faaliyetinde görev yapacağımızı söyledi, hazır halde beklememizi emretti. Bir süre sonra piste geçtik. Moda Deniz Kulübü'ne gideceğimizi burada öğrendik. Helikopterle Moda'ya geçtik. Bir binaya doğru yöneldik. İçerideki davetliler tamamen ayrılmıştı. 10-12 kişilik bir grup kalmıştı. Hava Kuvvetleri Komutanı'nı içeride gördüm. Komutan bir süre sonra üst kata çıktı. Bir daha onu görmedim. Saat 03.00 sularında helikopterle Samandıra'ya döndük, sabah saatlerinde Akıncı'ya geçtik."
FETÖ üyesi olmadığını iddia eden Aslanbay, kovuşturma aşamasındaki ifadesinde geçen "Moda Deniz Kulübü'nde 7-8 komutanı kelepçelediler, diğerleri içeride kaldı. Ben buna bir anlam veremedim." beyanını kabul etmedi, komutanların kelepçelendiğini görmediğini öne sürdü. Aslanbay, "Ben bu olay boyunca sürekli orada değildim. İnsanların kontrol altına alınma olayında oradayım. Onun dışında net bir şeyim yok. Binaya giren 8 veya 9'uncu kişiyim. Kelepçelendiklerini, çıkarıldıklarını görmedim." dedi.
Mahkeme başkanı Selfet Giray'ın, "Arama kurtarma timinde görevlisiniz. Oradaki birtakım kişileri bağlayıp götürüyorsunuz. O generalleri alıp Harp Okulu'na, daha sonra da Akıncı'ya götürmeniz nasıl bir kurtarma operasyonu?" sözlerine Aslanbay, "Bu, 8 generalin kafasına sıkın emri değil. Gayet olağan, emir verilince yapılabilecek bir faaliyet. Gayet mantıklı bir emir." karşılığını verdi.
Aslanbay, Giray'ın, "Bu komutanlar arasında sizin üs komutanınız da var." demesi üzerine sanık, üs komutanını görmediğini öne sürdü.
Giray, Maldar'dan sonra en rütbeli kişi olduğunu hatırlatıp, "İkinci adamsın. Sana bilgi vermiyorlar mı? Altındakilerin senden daha fazla bilgisi var?" diye sorduğu sanık, "Olaylar hızlı gelişti. Hazırlandık, malzemeleri kontrol ettik. Fatih Suçatı'ya telefon geldiğinde, eğitimin göreve çevrilmesi normal bir durum değil, ama anormal de değil. Orada durumu değerlendirdik. Ekip uygun mu? Eğitim diye çağrılıyorum, sonradan göreve dönüşüyor. Elimden geldiğince konuya hakim olmaya çalıştım. Maldar binbaşıyla gece boyunca temasta bulunmaya çalıştım, ama yoğun bir geceydi." dedi.
Duruşmaya öğleden sonra Aslanbay'ın çapraz sorgusuyla devam edilecek.