Umut tacirliği yapılıyor
Uzman olmayan, hatta doktor bile olmayan bazı kişiler MS, ALS gibi bazı sinirsel hastalıkların nedeninin Lyme olduğunu iddia ediyor ve hastalara antibiyotik tedavisi öneriyorlar.
SİBEL BAHÇETEPE
Avrupa Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Önder Ergönül, ‘Borrelia burgdorferi’ taşıyan kenelerin ısırmasıyla ortaya çıkan lyme hastalığına ilişkin “umut tacirliği” yapıldığını belirterek Sağlık Bakanlığı’na çağrıda bulundu. Ergönül, “Ülkemizde ve dünyada bu konuda uzman olmayan, hatta doktor bile olmayan bazı kişiler multipl skleroz (MS), amyotrofik lateral skleroz (ALS) gibi bazı hastalıkların nedeninin Lyme olduğunu iddia etmekte ve antibiyotik tedavisi ile bu hastalıkları tedavi edilebileceğini söylemektedirler. İnsanlar binlerce dolar ödeyerek ya yurtdışına tedaviye gidiyorlar ya da bu işi yaptığını iddia eden kişilere başvuruyorlar. Hem iyileşme olmuyor, hem gereksiz antibiyotik tedavisi alınıyor, hem de almaları gereken tedavilerinden geri kalıyorlar” dedi.
Kalbi de etkileyebilir
Aynı zamanda Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları (KLİ- MİK) Derneği’nin de yönetim kurulu üyesi olan Prof. Ergönül, bu konuda hastaları ve hasta yakınlarını uyardı. Son 20 yıldır İstanbul’da görülen lyme vaka sayısının 10’u geçmeyeceğini anımsatan Ergönül “Lyme, Borrelia burgdorferi adlı bakteriyi taşıyan kenelerin insanları ısırmasıyla ortaya çıkabilen ve ülkemizde de nadir görülen bir hastalık” dedi. Hastalığın yüzde 80-90’ının deride gözle görülen kızarıklıklar ve kabarıklar, ilerleyen aşamalarda ise kalp, sinir sistemi ve derinin etkilenmesiyle ilgili belirtilerle kendini gösterdiğini, tedavisinin de "olduğunu kaydeden Ergönül, şöyle devam etti: “Hastalık ilk aşamada saptandığında 2-3 haftalık antibiyotik tedavisi ile iyileşebiliyor. Eğer tedavi edilmezse aylar içinde eklem ağrıları, eklem sorunları, artit bulguları olabiliyor. Yine tedavi edilmezse kalp bulguları ortaya çıkabiliyor. Hâlâ tedavi edilmezse, bir sonraki aşamada nörolojik ve daha ileri deri bulguları oluşabiliyor.” Belirtilerin gözle görülmesi nedeniyle hastalığın atlanmasının çok mümkün olmadığını, yüzde 10 gibi küçük bir hasta grubunda hastalığın belirtilerinin çok görülmediğini anlatan Ergönül, “Yapılan araştırmalar ve yayınlar, ülkemizde bu tür hastaların sayısının 20-30 kadar olduğunu ortaya koymuş” dedi.
Yurttaşlar dikkatli olsun
Hastalığın daha çok ABD’nin doğusu, Orta Avrupa gibi nemli ve ormanlık yerlerde daha sık görüldüğünü kaydeden Ergönül, özetle şunları kaydetti: “Lyme hastalığına yol açan kenelerin varlığı ülkemizde çok az. Ancak ülkemizde ve de dünyada, ne yazık ki nedeni bulunamayan veya çok çaresiz hastalıklar lyme hastalığı ile bağdaştırılıyor. Bundan yararlanmak isteyenler birtakım kötü niyetli insanlar, hatta hekimler var. Örneğin kişiye MS tanısı konuluyor. Biri de kalkıp “bak aslında bu lyme hastalığı, antibiyotikle tedavi olabilirsin” diyor. İkna edince gidip bazı testler yapılıyor ve o kişi fazladan 2-3 yıla varan antibiyotik tedavisi alıyor. Geçenlerde bana bir hasta geldi. ABD’ye bu tür bir tedaviye dünya para ödeyerek gitmiş ve bir sonuç da alamamış. Lyme tanısı Western blott testiyle yapılıyor. Bu testte beş bandın da pozitif olması gerek. Bir bandın pozitif olması lyme olduğunuz anlamına gelmez. Lyme hastalığı tedavi edilmezse kalp, nörolojik gibi bazı hastalıklara yol açabilir. Ama her sinir hastalığı olan kişinin lyme ile ilişkilendirilmesi mümkün değil. Neredeyse her MS hastası lyme ile ilişkilendiriliyor. İddia edildiği gibi antibiyotik sonrası iyileşen böyle hastalar bugüne kadar görülmemiştir. ABD ve Avrupa İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Dernekleri bu konularda raporlar yayınladı. Biz de KLİMİK Derneği olarak önümüzdeki günlerde raporumuzu bitirecek ve bakanlığımıza sunacağız. Hastalarımız dünyada ve ülkemizde bu işten sorumlu, uzmanlık eğitimi olan, halen aktif çalışan uzmanları ve ilgili dernekleri dinlesinler, yayınlarını okusunlar. Vatandaşlarımız kandırılmasın, umut tacirliği yapılmasın"