Umut Oran: Mehmetçiğin her zaferi Türk milletine aittir
CHP’li Umut Oran, Türk Ordusunun gerçekleştirmiş olduğu “Zeytindalı Harekâtının”, Afrin kent merkezine girilmesiyle beraber önemli bir aşama kat ettiğini, ancak Mehmetçiğin büyük fedakarlıklarla elde ettiği zaferleri “şahsi başarı hanesine yazmak isteyenler” ya da “sadece bir partinin tekeline almak” isteyenler olduğu uyarısında bulundu.
cumhuriyet.com.trKonuyla ilgili yazılı açıklama yapan Umut Oran, terör örgütü PKK-YPG unsurlarına karşı Türkiye’nin “sınır güvenliğini korumak” ve Suriye’nin kuzeyinde bir “terör koridoru” oluşturulmasını engellemek için kahraman Türk Ordusunun gerçekleştirmiş olduğu “Zeytindalı Harekâtının”, Afrin kent merkezine girilmesiyle beraber önemli bir aşama kat ettiğini belirtti.
Zeytindalı Harekâtına katılan her bir Mehmetçiği başarılarından dolayı kutlayan, vatan için toprağa düşen şehitlere rahmet, kahraman yaralı gazilere acil şifalar dileyen CHP’li Umut Oran açıklamasında özetle şunları kaydetti:
TAKDİRE LAYIK
Harekatın başından beri Türk Ordusunun, sivillerin korunmasına yönelik attığı adımlar, PKK-YPG unsurlarının baskısından yılmış yöre halkına karşı sergilediği insani yaklaşım reddedilemeyecek gerçeklerdir ve her türlü takdire layıktır.
PARTİNİN BAŞARISI DEĞİL, MEHMETÇİK HEPİMİZİN EVLADI
Ancak Mehmetçiğin büyük fedakarlıklarla elde ettiği zaferleri “şahsi başarı hanesine yazmak isteyenlerin” ya da “sadece bir partinin tekeline almak” isteyenlerin olduğu da görülmektedir. Milletin emeğini, desteğini yok sayan, Mehmetçiğin her zaferinin topyekûn 80 milyon Türk milletine ait olduğu gerçeğini göz ardı eden bu yaklaşım çok yanlıştır ve asla hoşgörü gösterilmemelidir. Zira Türk Ordusu, hangi görüşten olursa olsun Türk Milletine aittir ve Mehmetçik de hepimizin evladıdır.
MEHMETÇİĞİN ZAFERLERİ ASLA PAZARLIK KONUSU EDİLMEMELİDİR
Unutulmaması gereken bir diğer noktaysa Mehmetçiğin elde ettiği zaferlerin kapalı kapılar ardında kurulan pazarlık masalarında kaybedilmemesi gereğidir. Mehmetçiğin zaferleri asla pazarlık konusu edilmemelidir. Hükümetin, operasyonun başından beri “kamu diplomasisi” alanında yeterince çalışmadığı ve PKK-PYD’nin uluslararası alanda yaptığı propaganda faaliyetlerine yeterli tepkiyi göstermediği ortadadır. AKP hükümetlerinin “Kırmızı halıyla karşıla; kırmızı bültenle ara!” şeklinde formüle ettiği “tutarsızlıklar” da maalesef Türkiye karşıtı cephenin büyütülmesi için kullanılmaktadır.
SURİYE’NİN TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜ TÜRKİYE’NİN TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜDÜR
Gelinen noktada Afrin’de Mehmetçiğin kanı pahasına elde ettiği zafer, hükümet kanadında da kendine yer bulan “yayılmacı ve hayalci” odakların hezeyanlarına da kurban edilmemelidir. Zira Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunamaması zincirleme reaksiyonla ülkelerin parçalanmasına sebep olacaktır. Afrin ve civarında bir tür “Sünni Devletçik” kurmak demek Fırat’ın doğusunda da bir “PKK-PYD-YPG devletçiği” kurulmasına “izin vermek” demektir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Irak’ın da Suriye’nin de “toprak bütünlüğünü” kırmızı çizgi olarak görmeli ve her türlü maceracılıktan uzak durmalıdır. Irak’ın ve Suriye’nin “güçlü merkezi hükümetlere” sahip olması, PKK’nın bölgedeki etkinliğini de engelleyecektir. Türkiye, bu değişmez gerçeği kavradığı müddetçe kendi sınırlarını da daha kolay savunabilecektir.
SURİYE SINIRIMIZDA HALA PKK-PYD’NİN SİLAHLI UNSURLARI VAR
Afrin’de gerçekleştirilen başarılı operasyon, Mehmetçiğin başarı hanesine yazılmıştır ancak PKK-PYD tehlikesi henüz ortadan kalkmamıştır. Suriye sınırımızın çok büyük kısmında silahlı terör grupları emperyalist devletlerin verdiği modern silahlarla beklemektedir. Türkiye’nin ve Türk Milletinin huzur için bölge ülkeleriyle beraber “barışı” tesis etmek, yani her ülkenin “toprak bütünlüğünü” garanti altına alacak adımları hiçbir komplekse kapılmadan atmak tarihsel zorunluluktur. Türk Ordusunun zaferlerini taçlandırmanın en kolay yolu tüm bölgeye barış getirecek olan “bölgesel işbirliği” yollarını açmaktır.