UEFA-TFF ortaklığında EURO 2024 skandalı

Türkiye'nin bir sonraki Avrupa Şampiyonası olan EURO 2024'e ev sahipliği yapma fırsatını UEFA ve TFF'nin başrolünde olduğu bir skandalla kaçırdığı ortaya çıktı.

cumhuriyet.com.tr


EURO 2020 serüveni erken sona eren Türkiye'nin bir sonraki Avrupa Şampiyonası olan EURO 2024'e ev sahipliği yapma fırsatını da UEFA ve TFF'nin başrolünde olduğu bir skandalla kaçırdığı ortaya çıktı.

Skandalın temeli, EURO 2024 ev sahipliği için Türkiye ile Almanya arasında gerçekleşen yarışa dayanıyor. İki ülke arasındaki yarışı, 27 Eylül 2018'de İsviçre'nin Nyon kentinde UEFA Yönetim Kurulu üyelerinin verdiği oylar sonucunda Almanya kazanmıştı. Ancak o dönemki Alman Futbol Federasyonu Başkanı Reinhard Grindel'in oylamadan önce bir televizyon kanalına yaptığı açıklamalarla UEFA'nın adaylık süreciyle ilgili düzenlemelerini ihlal ettiği ve bu durum nedeniyle uygulanması gereken yaptırımın da UEFA tarafından hasıraltı edildiği ortaya çıktı.

Grindel, 23 Eylül 2018'de ZDF televizyonunda yayınlanan açıklamalarında dogrudan Türkiye'yi hedef alarak rakibinin adaylık kampanyasına dair eleştirilerde bulunmuş ve Türkiye'yi gerçekçi vaatlerde bulunmamakla suçlamıştı. UEFA'nın EURO 2024'e ev sahipliği yapacak ülkenin belirleneceği sürece ilişkin düzenlemelerinin 17'nci maddesine göre, aday ülkeler birbirilerinin kampanyaları hakkında karşılaştırma yapmamak ve birbirlerinin kampanyaları hakkında sözlü ya da yazılı beyanda bulunmamakla yükümlü.

HUKUKÇULAR NE DİYOR?

Alman Futbol Federasyonu Başkanı'nın kullandığı ifadeleri yorumlayan Uluslararası Spor Tahkim Mahkemesi (CAS) hakemi ve uzman hukukçu Emin Özkurt, Grindel'in açıklamasının UEFA düzenlemesinin 17'nci maddesini açıkça ihlal ettiğini belirtti.

Özkurt, ülkelerin söz konusu maddedeki yükümlülüklerini ihlal ettikleri durumda adaylık başvuru sürecinden men edilmelerinin ve de gerekli görüldüğü hållerde UEFA Disiplin Talimatı uyarınca ek cezalar da alabileceklerinin öngörüldüğünü hatırlattı. Özkurt, "Bu cezaların kesin ve bağlayıcı olduğu düşünüldüğünde ciddi bir yaptırım gücünden söz edilebilir" diye ekledi.

Özkurt, "Ayrıca UEFA’nın süreci adil ve şeffaf olarak yürütme yükümlülüğü vardır. Gelinen noktada görülmektedir ki UEFA, kendi yayımladığı statüyü uygulama azmine sahip değildir" dedi.

Spor hukukçusu Ümit Orhan da Alman Futbol Federasyonu Başkanı Grindel'in açıklamalarının, UEFA'nın ilgili düzenlemelerini ihlal ettiğini belirterek adaylıktan men yaptırımının yer aldığı 13'üncü maddeye vurgu yaptı.

Marmara Üniversitesi Spor Bilimleri Öğretim Üyesi Orhan, "UEFA'nın konuyla ilgili düzenlemesi olan Bid Regulations'ın 17'nci maddesinin ikinci fıkrasına bakıldığında adayların diğer adayların adaylığı konusunda kıyaslama ya da yorum yapmalarının yasaklandığı görülmektedir. Bid Regulations'taki kurallara uyulmaması durumunda ise disiplin uygulamalarının uygulanacağını düzenlemenin 13'üncü maddesinden anlıyoruz. Maddeye göre ihlal durumunda UEFA İcra Kurulu'nun, ihlalde bulunanın diskalifiyesine karar verebileceği gibi ek yaptırımlar da uygulayabileceği yazılıdır" dedi.

UEFA'NIN YANITI

Grindel'in açıklamalarının 17'nci maddeyi ihlal edip etmediği ya da bu ifadelere ilişkin bir inceleme başlatılıp başlatılmadığına dair soruları yanıtlayan UEFA ise söz konusu adaylık sürecinde Alman federasyon başkanının açıklamaları dâhil hiçbir konuda soruşturma açılmadığını belirtti.

Gazeteci Cengiz Özbek'in e-mail üzerinden yönelttiği sorulara, 27 Eylül 2018'deki oylamadan bir gün önce verilen yazılı yanıtta, "UEFA'nın amacının adaylık süreci boyunca her iki tarafın da adil, şeffaf ve tutarlı bir tavır içinde muamele görmesini sağlamak olduğu" belirtildi.

Adaylık sürecinin 2016 yılında başladığını ifade eden UEFA, "adayların faaliyetlerini günü gününe mercek altına almadığını, zaten bunun da imkânsız olacağını" bildirdi.

TFF'NİN OLASI İHMALİ

Özbek'in oylama öncesi, Alman Futbol Federasyonu Başkanı'nın açıklamaları hakkında TFF yetkililerine de sorular yönelttiği ortaya çıktı.

24 Eylül 2018'de aynı zamanda UEFA Yönetim Kurulu üyesi olan TFF 1. Başkan Vekili Servet Yardımcı'ya, 25 Eylül 2018'de de Başkan Vekili Ali Dürüst'e ulaşan Özbek, Grindel'in açıklamalarıyla ilgili olarak UEFA nezdinde bir girişimleri olup olmadığını sordu.

Özbek'ten elindeki belge ve kaynakları kendilerine iletmesini isteyen Dürüst'ün, konuyu TFF'de görev yapan hukukçulara bildireceğini söyledi. Söz konusu belgeleri WhatsApp üzerinden alan Dürüst'ün bu konuda bir girişimde bulunup bulunmadığı bilinmiyor.

TFF'YE ÇAĞRI: KAMUOYU AYDINLATILMALI

CAS hakemi ve uzman hukukçu Özkurt, TFF'nin UEFA'ya Grindel'in beyanatlarına dair soru önergesi yoluyla ya da disiplin prosedürünün başlatılmasına dair talepte bulunmuş olması gerektiğini ancak bu girişimin gerçekleştirilmemesinin "ihmal ve eksiklik" olarak değerlendirilebileceğini söyledi.

Spor hukukçusu Orhan da TFF'yi geç de olsa bu hususta bir açıklama yapmaya ve Grindel'in açıklamalarının neden üzerine gidilmediği konusunu aydınlatmaya davet etti:

"Grindel'in açıklamaları hukuki metinle birlikte tartıldığında ister istemez bunun niye gündeme getirilmediği sorusunun cevap bulması gerekiyor. UEFA'nın bu durumda resen harekete geçmesini beklemek açıkçası pek gerçekçi bir yaklaşım değil. TFF bu konuda bir girişimde bulunmuş olsaydı, belki de turnuva el değiştirecekti. Bu zor ihtimal gerçekleşmese bile, Türkiye'nin bir organizasyona aday olduğunda nasıl ciddi hareket ettiği hususunda güçlü bir intiba yaratılabilirdi. Bunun diğer sportif adaylıklarımızda elimizi güçlendireceği muhakkaktır. Lobicilik konusunda ülke olarak eksikliklerimiz olduğu malum ancak bu şekilde fırsatların değerlendirilmemesi de düşündürücüdür. TFF'nin bu konuda bir açıklama yapması belki bilmediğimiz hususlarda bizi aydınlatabilir."