"Uçuşların iptali, hayal kırıklığı"

KKTC Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Hasan Erçakıca, düzenlediği haftalık basın brifinginde Kıbrıs'ta yaşanan gelişmelerle ilgili açıklamalarda bulundu. Erçakıca, İngiliz Yüksek İdare Mahkemesi'nin İngiltere'den KKTC'ye direkt uçuşlarla ilgili olumsuz kararını "hayal kırıklığı" olarak değerlendirdi.

cumhuriyet.com.tr

KKTC Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Hasan Erçakıca, düzenlediği haftalık basın brifinginde, Kıbrıs Türk Hava Yolları (KTHY) ve KTHY'nın İngiltere'deki tur operatörü CTA Holidays Limited'in İngiltere ile Kuzey Kıbrıs arasında tarifeli ve charter uçuş izin talebinin İngiliz hükümeti tarafından reddedilmesi üzerine açtığı davanın İngiliz İdare Yüksek Mahkemesi tarafından reddedildiğine ilişkin haberlerin dün yayımlandığını belirtti.

''Maalesef, İngiliz İdare Yüksek Mahkemesi, KTHY'nın Birleşik Krallık ve Kuzey Kıbrıs arasındaki direkt uçuşların Chicago Konvansiyonu'na aykırı olmayacağı, dolayısıyla uluslararası hukuk ihlali oluşturmayacağı yönündeki iddialarını reddetti'' diyen Erçakıca, her iki şirketin de bu kararı temyiz etmeye karar verdiğini ifade etti. Erçakıca, ''Biz, şirketlerimizin bu konudaki mücadelesine destek olmaya devam edeceğiz'' dedi.

Tayvan örneğini veren Erçakıca, burayı tanımamasına rağmen İngiltere'nin söz konusu destinasyona direkt uçuş yaptığını hatırlattı.

Erçakıca, bir soru üzerine, Başbakan Derviş Eroğlu'nun bu kararla ilgili hayal kırıklığı ve eleştirisine kendilerinin de katıldığını belirterek, ''Olumlu bir kararın Kıbrıslı Türkler üzerindeki izolasyonların kaldırılması yönünde destekleyici bir adım olacağı ve özellikle Kuzeydeki ekonomik gelişmelere katkı sağlayabileceği düşünüldüğünde bir hayal kırıklığı olduğunu'' söyledi.

 

Petrol konusu

Hasan Erçakıca, Türk Petrolleri Anonim Ortaklığı'nın (TPAO) Akdeniz'de petrol arama konusundaki açıklamalarına ilişkin değerlendirme istenmesi üzerine de, Rum tarafının petrolle ilgili girişimlerine eleştiriler yönelterek, ''Rum tavrı nedeniyle gerilim arttıkça, Türkiye'nin de haklarını korumaya yöneldiğini'' kaydetti.

Türkiye'nin bu hareketlerinin tamamen haklarını korumaya yönelik olduğunu belirten Erçakıca, Rum tarafına bu konuda geçmişte uyarılarda bulunduklarını anımsattı.

 

"Hedef en geç 2010'un ilk aylarında referandum"

Kıbrıs müzakereleri konusunda ise Erçakıca, hedeflerinin, Kıbrıs sorununa yılbaşından önce adil ve kapsamlı bir çözüm bulmak ve hazırlanacak çözüm planını en geç 2010 yılının ilk aylarında referanduma sunmak olduğunu belirtti.

Erçakıca, tarafların yarın, ''Yönetim ve Güç Paylaşımı'' başlığı altında ele alınan ''vatandaşlık, yabancılar, göç ve sığınma'' konularında bir önceki toplantıda sundukları görüşlere karşılıklı yanıt vererek, bu konunun tamamlanmasını ve gelecek görüşmede ikinci tur görüşmelere geçilmesini beklediklerini kaydetti.

Hasan Erçakıca, yarınki toplantıda ayrıca, KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat tarafından Kıbrıs Rum yönetimi lideri Dimitris Hristofyas'a ikinci tur görüşmelerin yöntemine ilişkin olarak sunulan düşüncelere yanıt beklediklerini ifade etti.

 

Kırıs Rum tarafındaki anket

''Kıbrıs sorununa kapsamlı çözüm bulma çabaları devam ederken, Kıbrıs Rum tarafında yayınlanan bir anketin, Kıbrıs Rum halkının çözüm konusundaki umutlarının çok yüksek olmadığını ortaya koyduğunu'' anımsatan Erçakıca, bu anketin Kıbrıs Türk halkı içinde de yankı bulduğuna işaret etti.

Benzer izlenimleri Kıbrıs Türk kamuoyundan da edindiklerini kaydeden Erçakıca, Kıbrıs sorununa kapsamlı çözüm bulmayı amaçlayan görüşmelerin uzamasının ve yeterli oranda verimli olamamasının, Kıbrıs Rum halkında olduğu gibi, Kıbrıs Türk halkında da bezginlik yarattığını, görüşme sürecine güveni sarstığını ve halkın beklentilerini de olumsuz şekilde etkilediğini vurguladı.

Erçakıca, bu nedenle Türk tarafının görüşme sürecinin etkin ve hızlı bir şekilde sürdürülmesinin gerekli olduğunu düşündüğünü belirtti.

 

"Rumlar, Türkiye'nin AB sürecini kullanmaya çalışıyor"

Erçakıca, Kıbrıs Rum tarafının dikkatinin görüşme sürecinden çok, Türkiye'nin Avrupa Birliği (AB) sürecine ve bu süreci kullanarak Kıbrıs sorununda avantajlar elde etmeye yoğunlaştığının bir gerçek olduğunu belirterek, şöyle devam etti:
''Kıbrıs Rum tarafının bu çabaları, görüşme sürecini verimsiz hale getirirken, halkın görüşme sürecinden beklentilerini de olumsuz şekilde etkilemektedir. Buna karşın, Eylül ayında bir yılını dolduracak olan müzakerelerde katedilen mesafe de gözlerden kaçmamalıdır. İki liderin, Kıbrıs sorununa kapsamlı bir çözüm bulabilmek amacıyla sürdürdüğü görüşmeler bu bir yıl içerisinde çeşitli zorluklar ve görüş ayrılıklarına rağmen kararlılıkla sürdürülmüştür. Liderler arasında yapılan görüşmeler sonucunda 30 ortak belge ortaya çıkarılmış, teknik komitelerce birçoğu uygulama aşamasına gelmiş pek çok karar alınmış ve güven yaratıcı önlemler konularında önemli adımlar atılmıştır.''