Üçüncü Stockholm Köprüsü
cumhuriyet.com.trÇağdaş İsveç: İsveç Başbakanı, Ulaştırma Bakanı ve Stockholm Belediye Başkanı bir helikoptere binip Stockholm üzerinde tur atsalardı, sonra da gazetecilerin karşısına geçip “Üçüncü Stockholm Köprüsü’nün yerini helikopterden saptadık! İlgili kurumlara direktifleri verdik, köprü yapım çalışmalarına hemen başlıyoruz!” deselerdi, İsveç toplumu şöyle tepkiler gösterirdi:
Önce bir şaşkınlık yaşanırdı. İnsanlar “Sanıyorum ben yanlış duydum ya da yanlış okudum! Bu haber doğru olamaz, değil mi” diye birbirlerine sorarlardı. Haberin yanlış olmadığı ortaya çıkınca da sinirlenmezlerdi İsveçliler! Alanlara dökülüp gösteri de yapmazlardı, fakat ‘köprü kararını’ vermiş olan yöneticilerine acırlar ve “Zavallılar! Bunların üçü birden delirmiş!” derlerdi. Sonra da çağdaş ve uygar bir toplumun doğal refleksleri çalışırdı: Üçüncü Stockholm köprüsü kararını almış olan yöneticiler hemen hastaneye kaldırılıp bakıma alınırlardı. Hükümet düşer ve yeni bir hükümet -demokratik kuralların işlemesi ile- kurulurdu, Stockholm belediye meclisi de yeni bir başkan seçerdi. Benzer sorunların gelecekte yaşanmaması için de Seçim Yasası’nda bir düzenleme yapılması gündeme gelebilirdi: “Milletvekili seçimlerine ya da yerel yönetim seçimlerine katılacak olan adaylar, tam teşekkülü bir hastaneden aldıkları ‘Deli değildir!’ raporunu seçim kuruluna sunmakla yükümlüdürler. Bu raporu sunmayan / sunamayan adaylar seçimlere katılamazlar.”
Çağdışı İsveç
Eğer İsveç çağdaş uygarlık düzeyinin önder ülkelerinden bir tanesi olmak yerine geri kalmış/geri bıraktırılmış bir ülke olsa idi gelişmeler farklı yaşanırdı: Başbakan, Ulaştırma Bakanı ve Stockholm Belediye Başkanı helikopter turunu atmadan birkaç gün önce yalaka gazetelerden bir tanesinin ön sayfasında kocaman puntolarla “Stockholm halkına un” başlıklı bir haber yayımlanır ve başkentte aile başına bir çuval unun hükümet- belediye işbirliği içerisinde “armağan olarak” dağıtılacağı yazılırdı. Ertesi gün de yalaka bir köşe yazarı “Evet ama...” başlıklı bir yazı yayımlar, Stockholm halkına un dağıtılacağı haberini sevinçle karşıladığını, saygıdeğer yöneticilerimizin bu özverili armağanı karşısında gözyaşlarını tutamadığını belirtir, fakat “yöneticilerimizden çok özür dilerim ama” diyerek Stockholm’de kış aylarının soğuk ve uzun geçtiğini hatırlatıp “acaba un çuvalına ek olarak bir çuval da kömür verilebilir mi” diye sorardı! Bazı televizyon kanallarında da un mu, kömür mü, yoksa her ikisi birlikte mi konulu açık oturumlar düzenlenirken, köprünün, çevre yollarının geçeceği yörelerde de kazı çalışmaları başlatılırdı. Kazı bölgesinin yakınlarında piknik yapmakta olan bir grup genç, kazı ekibinin yanına gelip “Bu kazıları neden yapıyorsunuz? Kazı ruhsatınız var mı” diye sorduklarında da hemen tutuklanırlar ve herhangi bir terör örgütü ile bağlantılarının olup olmadığı araştırılırdı.
Üçüncü köprünün Stockholm’ün ulaşım sorununu çözemeyeceğini, tam tersine daha da zorlaştıracağını, çünkü köprü çevresinde nüfus patlaması yaşanacağını, yeni çevre yollarının yapımı sırasında kentin nefes alıp vermesini sağlayan orman alanlarının talan olacağını, daha da kötüsü, Stockholm’e temiz su sağlayan kaynakların yok edileceğini ve bu durumun Stockholm için bir ölüm fermanı demek olduğunu bıkıp usanmadan dile getirmekte olan bir bilim adamının kapısı çalınırdı bir gece. Ziyarete (!) gelmiş olan “F tipi siviller” bilim adamına bir ses bandı uzatırlar ve “Bu bantta sevgilin ile yapmış olduğun edepsiz telefon konuşmaları kayıtlı” derlerdi.
Birkaç saat sonra, sabaha karşı, iki ev basılırdı Stockholm’de. Gizli kapaklı hazırlanmış olan Üçüncü Köprü Ön Raporu’na imza atmayı reddeden iki namuslu bürokrat, ellerine kelepçeler geçirilerek götürülürler ve Mengenekon davasının 12. dalga sanıkları olarak tutuklanırlardı.
Ertesi gün de yalaka basın organlarının bir kısmında bu iki bürokratın ne kadar tehlikeli birer demokrasi düşmanı oldukları, darbe yapmak için kimlerle ve nasıl tezgâhlar kurdukları sayfa sayfa anlatılırken, diğer bazı yalaka basın organları da “Bir bilim adamının sevgilisi ile yaptığı edepsiz telefon konuşmaları bandının” çözümünü yayımlarlardı.