UCİM’den sert tepki: 4. Yargı Paketi ile çocuk istismarında tutuklama zorlaşacak

TBMM Adalet Komisyonu, AKP Milletvekili Yılmaz Tunç başkanlığında dün (23 Haziran) toplandı. 4. yargı paketi olarak bilinen “Ceza Muhakemesi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” komisyonda görüşülerek kabul edildi. Yargı paketinde yer alan çocuğun cinsel istismarında “somut delil” aranması şartına UCİM Başkanı Saadet Özkan sert tepki gösterdi.

Sena Tufan

Türkiye’deki cinsel suçların yüzde 46’sı çocuklara karşı işleniyor. Çocuğun cinsel istismarında ise Türkiye, dünya listesinde 3. Sırada yer alıyor. Bu istatistikler sürerken, dün TBMM Adalet Komisyonu’nda 4. Yargı Paketi kapsamında çocuk istismarı ile ilgili bir düzenleme kabul edildi.

Düzenleme ile çocuğun cinsel istismarının bulunduğu suçlarda katalog suçlarda “kuvvetli suç şüphesi” yerine “somut delil” aranması koşulu da getirilecek. Komisyonda kabul edilen bu teklife UCİM Saadet Öğretmen Çocuk İstismarı ile Mücadele Derneği’nden sert tepki geldi. Yapılan açıklamada düzenlemeninin kabul edilemez olduğu vurgulanarak, “Kamuoyuna çağrımızdır. 4. Yargı paketinde çocuklar hakkında yapılan düzenleme kabul edilemez. Bütün vatandaşlarımızı CİMER üzerinden Adalet Bakanlığına yapılacak olan değişiklik metninin paket içerisinden çıkartılmasını talep etmeye davet etmekteyiz” denildi.

“ÜLKEDEN BELA EKSİK OLMAZ”

Konu ile ilgili sosyal medya hesabından paylaşımlarda bulunan Saadet Özkan, “Biz konuşan çocuklara kahraman çocuklar diyoruz. Çocukları susturduğumuz gün karanlığa gömülürüz. Bu kararı verenler çocuklara ihanet ederler. Adaletsizliği görmüş çocuklar ülkesine olan inancını kaybeder. Zaten bazı davalarda tutuksuz yargılanıyorlar,daha çok çocuğa mı kötülük yapsınlar, söylüyorum bu ülkeden bela eksik olmaz. Herkes kendine gelsin. Bu çocuklar bu kararı verenleri affetmez, bu kararı verenler bu dünyada gün yüzü görmez” ifadelerini kullandı.

“MANTIK, HUKUK VE İZAHTAN YOKSUN BİR DEĞİŞİKLİK”

UCİM’in Adalet Bakanlığına verdiği dilekçe şu şekilde:

Sayın Adalet Bakanlığı;

Kamuoyunun yakından bildiği CMK m.100 kapsamındaki katalog suçlarda tutuklamanın; “kuvvetli suç şüphesi” yerine ‘somut delil’ şartıyla mümkün olacağının belirtildiği 4. Yargı Paketi TBMM’ye sunuldu.

Ceza Muhakemeleri Kanunu’nda ve sair bazı kanunlarda değişiklikler yapılmasını içeren ilgili yargıpaketi metnini üzülerek okumuş bulunuyoruz.

Komisyona sunulan paket metninde yer alan tutuklama tedbirinin uygulanabilmesi için;

‘Kuvvetli suç şüphesi varlığını gösteren somut delillerin bulunması gerekmektedir’ tümcesinin; adaletin tecellisini baltalayacağını ve çok daha büyük mağduriyetlere sebebiyet vereceğini düşünüyoruz.

Yarının Türkiye’sinin yegane mimarları olacak kahraman evlatlarımız adına adalet aramak başlıca vatandaşlık görevimizdir ancak; maalesef gündemde olan 4. Yargı Paketi kapsamında 27 maddelik değişiklik paketinin 13.maddesinde ele alınan 5271 sayılı kanunun ilgili hükümlerinde;

‘”Delil yorumu hakkında tümüyle sanık lehine katı ifade değişikliği’ne” gidilmek istenmesi, hukuka uygun görünmemektedir.

Somut deliller, istismarın yapıldığı anda meydana gelen; izler, ekimozlar, fiziki bulgulardır.

Yargıtay’ın da çeşitli kararlarında belirttiği üzere çocuk; istismara uğradığını yaşadığı travmanın etkisiyle sıklıkla 'uzun bir süre sonra' söyleyebilmektedir. Bu gibi durumlarda somut delil varlığı mümkün olmayacaktır.

Cinsel istismar vakaları dört duvar arasında kimsenin gör(e)meyeceği ortamlarda cereyan ederdolayısıyla kanuna ‘Emredici lafz’ getirerek; ille de ‘somut delil’ demek,

Bu mahiyetteki suçları işleyen kişilerin cezasız kalmasının önünü açmak anlamını taşıyacaktır.

Yargı paketinin içindeki cinsel suçlarda 'tutuklama tedbirinin uygulama alanı bulması için’;

‘Somut delil’ şartı getirilmesi herhangi bir cinsel suç sebebiyle kimsenin cezaevine girmeyeceği koşulları yaratma hatta ve hatta delil karartma noktasında failin eline çok güçlü de bir koz verme anlamına gelecektir.

Bu, ülke çapında; cinsel suçları serbest bırakmak olarak yorumlanabilecek ve ne yazık ki uygulama alanı bulması durumunda kahraman çocuklarımızı savunmasız bırakacak bir düzenleme olacaktır.

Türkiye’nin de tarafı olduğu Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme’nin 3.maddesine göre; “Çocuklara ilişkin olarak kamusal ya da özel sosyal yardım kurumları, mahkemeler, idari makamlar veya yasama organları tarafından yapılan bütün tasarruflarda, çocuğun yüksek yararı öncelikli olarak göz önünde bulundurulacaktır” denilmektedir.

Ülkemizin bir an evvel çözüme kavuşturması gereken başat sorunlarından olan bir konuda bu denli mantık, hukuk ve izahtan yoksun değişiklik; başta biricik çocuklarımızın zararına olacağı gibi vatandaşların da adalete olan inancına maalesef darbe vuracaktır. Bu görüşlerimiz vesilesiyle ilgili değişiklik metninin paket kapsamı içerisinden çıkartılmasını arz ve talep etmekteyiz.

Çocuğun nitelikli cinsel istismarı nedir?

Çocuğun vücuduna organ veya cisim sokulması ile gerçekleştirilen cinsel saldırıya nitelikli cinsel istismar adı verilir. Bu noktada organ veya cisim sokulan yerin cinsel organ olmasının şartı yoktur. Ayrıca organın veya cismin ne kadar girdiğinin de kanuni olarak bir önemi yoktur.

Ayrıca aşağıdaki durumlar nitelikli cinsel istismarın cezasını artıran unsurlardır:

Mağdur ile fail arasında akrabalık bağının bulunması,

Suçun vasi, eğitici, öğretici, bakıcı, koruyucu aile veya sağlık hizmeti veren ya da koruma gözetme görevi üstlenen kişiler tarafından gerçekleştirilmesi,

Kamu görevinin veya hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuzun kötüye kullanılması,

Suçun birden fazla kişi tarafından ve insanların toplu olarak yaşama zorunluluğunda bulunduğu ortamların sağladığı kolaylıklardan yararlanılması,

Cebir, fiziksel güç kullanarak suçun işlenmesi durumudur.

Çocuğun Cinsel İstismara Uğradığı Nasıl Anlaşılır ?

-Cinsel içerikli konulara aşırı ilgi ya da aşırı kaçma eğilimi göstermesi,

-Cinsel davranışlarda artış yaşanması,

-Uyku sorunları, kabuslar,

-Depresyon ya da içine kapanma durumları,

-Bedeninin kirli ya da zarar gördüğü şeklindeki söylemler ya da genital organlarında bir sorun olduğunu düşünmesi,

-Çizim veya oynadığı oyunlarda cinsellik ögelerini kullanması,

-Cinsel yolla bulaşan hastalıkların varlığı,

gibi belirtiler gözlemlendiğinde, çocuğun cinsel istismara uğradığından şüphelenilmelidir.