Uçak düşürme hamlesi planlı mıydı?

Türkiye'nin füze ile düşürdüğü Suriye uçağının, Ermeni kasabası Kesab’a saldıran cihatçıları bombalayan filonun bir unsuru olduğu ileri sürüldü.

cumhuriyet.com.tr
İki taraf da birbirini sınır ihlaliyle suçladı. Kesab’a saldıran üç grup da El Kaide bağlantılı. Saldırı başından beri AKP ve TSK’nın desteğiyle yürüdü. Suriyeli Ermeniler, Kesab’ı ve saldırıyı anlattı.

Sol Haber'in haberine göre, Suriye’nin Kesab kasabasına dört gündür saldıran El Kaide militanlarını vuran Suriye savaş uçaklarından biri, Türk Silahlı Kuvvetleri’ne (TSK) ait uçaklarca vurularak düşürüldü. TSK, Suriye uçağının sınır ihlali yaptığını, Suriye de TSK uçaklarının sınır ihlali yaptığını savundu. Fakat Kesab’a yönelik saldırının ayrıntıları, TSK’nın saldırının başından beri cihatçılara silahlı destek verdiğini ve uçak düşürmenin de planlanmış olduğunu düşündürüyor.

ÜÇ CİHATÇI GRUP
21 Mart Cuma günü El Kaide bağlantılı gruplar, Suriye’nin kuzeyindeki Lazkiye’ye bağlı Kesab kasabasına yönelik büyük bir saldırı başlattı. Saldırıda üç örgüt öne çıkıyor. İlki, El Kaide’nin Suriye kolu olan El Nusra Cephesi. İkinci örgüt, yine El Kaide bağlantılı Ahraru’ş Şam. Üçüncü örgütse, El Kaide’nin “bağlantımızı kestik” dediği, Irak Şam İslam Devleti’ne bağlı olan Sukur el-İzz Tugayı. Bu son örgütün militanlarının çoğunluğunu, Faslı İslamcılar oluşturuyor.

‘BİZİM CENNETİMİZDİ’
Kesab, Hatay’la Lazkiye’yi bağlayan yolun önemli duraklarından biri. Yaklaşık 2 bin nüfuslu kasabanın çoğunluğunu Ermeniler ve Aleviler oluşturuyor. Savaştan kaçarak geldiği Türkiye’de AKP yandaşı bir şirkette çalıştığı için ismini vermek istemeyen Halepli Ermeni C. Y., Kesab’ı, “Halepli Ermenilerin cennetidir orası” diye anlatıyor. “Her yaz soluğu Kesab’da alırdık. Muhteşem güzellikte, yeşillikler içinde bir dağ kasabası... Sınıra gider, biraz rüşvet verip Hatay’a gelirdik günübirlik.”

Halepli Ermeniler, uzun zamandır derin bir hüzün içinde. Savaştan kaçmak, şimdiki kuşakların da yazgısı olmuş durumda. C. Y., “Ne yaptık ki Türkiye’ye biz? Bizi hiçbir yerde istemiyorlar, cennetimizden de kovuyorlar” diyor.

C. Y.’nin “Ne yaptık ki Türkiye’ye” demesi boşuna değil. Cuma günü Kesab’a saldırı, üç koldan yürütüldü. Cihatçıların bir kısmı, kasabanın güney ve güneydoğusunda yer alan, Ağustos ayında cihatçılarca ele geçirilen Alevi köylerinden saldırdı. Ağustos’ta bu köylerde katliam yaşanmış, muhalefet yanlısı İnsan Hakları İzleme Örgütü de çoğu sivil 199 kişinin öldürüldüğü katliamları doğrulamıştı.

SINIRDAN SIZDILAR
Ancak saldırıya asıl güç katan, Hatay Yayladağı’ndan Türkiye sınırını aşarak kasabaya kuzeyden saldıran militanlar oldu. Bu nedenle Kesablılar, saldırıdan Türkiye’yi sorumlu tutuyor.

Armenian Weekly gazetesi, Cumartesi itibariyle Kesab’ın tamamen boşaldığını ve cihatçı katliamından korkan kasaba sakinlerinin Lazkiye’ye sığındığını duyurdu.

KENTİ KUŞATMA PLANI
Lazkiye’de bulunan El Meyadin muhabiri Somer Hatem, saldırının ayrıntılarını soL’a anlattı: “Yayladağı’nın karşısındaki sınır kapısı cihatçıların elindeydi. Cuma günü buradan sızdılar. Kasabaya bakan bazı tepeleri ele geçirdiler. Cumartesi günü Suriye ordusu ikmal yaptı, cihatçıları süpürmeye başladı. Suriye uçakları, geri kaçan cihatçıları, Türkiye sınırına uzanan yollarda bombalıyordu. Bu bombalamalardan birinde, TSK Suriye uçağını vurdu.”

NİYE PLANLANDI? 
Savaş, tüm şiddetiyle sürüyor. Kapı halen cihatçıların elinde. Fakat Hatem’e göre asıl stratejik nokta, No. 45 olarak bilinen tepe. “Tüm bölgeye hakim bir gözlem tepesi burası. Cihatçılar bu tepeyi almıştı, fakat ordu püskürttü. Şimdi bu tepeyi tekrar alma hesabı yapıyorlar. Cihatçılar tepeyi elde tutabilirse, Lazkiye-Kesab yolunu keserek Kesab’ı kuşatacak.”

Tüm ayrıntılar, saldırının ve TSK’nın uçak düşürme hamlesinin, planlı olduğuna işaret ediyor. Son haftalarda Suriye ordusu üst üste zafer kazanıyordu. Kalemun ve Humus’un batı kırsalını cihatçılardan temizleyen operasyonların ardından yüzlerce militan Lübnan’a kaçtı. Suriye karşıtı savaşı destekleyen cephenin, moral kazandıracak bir zafere ihtiyacı vardı.

İç siyasette giderek sıkışan AKP ve Erdoğan’ın da “dış tehlike”ye karşı bir “kahramanlık” gösterisine ihtiyacı vardı. Nitekim, Suriye uçağının vurulmasının hemen ardından Recep Tayyip Erdoğan, Kocaeli mitinginde bunu “kahramanlık” olarak sundu. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de TSK’yı tebrik etti.

AKP’nin, Kesab’a saldıran cihatçılara desteği, sınırdan sızmalara göz yumma ve uçaklarla it dalaşının ötesinde olabilir. Somer Hatem, Lazkiye’deki Ulusal Savunma Güçleri savaşçılarının, kendisine “Sızma sırasında TSK bize ateş açtı” dediğini aktardı.

‘YENİ OSMANLI, SOYKIRIM İÇİN PEŞİMİZDE'
Suriyeli siyasi yorumcu Kevork Elmasyan, Kesab saldırısını ve AKP’nin Suriye’ye yönelik politikasını değerlendirdi.
 
'' Kesab Lazkiye’deki en büyük Ermeni kenti. Bu kentte çok bulundum. Camilerin, kiliselerin içiçe geçtiği bir yerdi. Pek çok Suriyeli yaz tatilini geçirmek için Kesab’a giderdi. Doğası çok güzeldir. Kesab gerçek bir hoşgörü merkeziydi . Ermeniler ve Aleviler yan yana yaşayageldiler. Ayrıca kentte Türkmenler de vardı. Şimdi kentin tamamen boşaldığını öğrendim. Sivillerin çoğu Lazkiye’ye kaçtı. Kesab’a daha önce de sızma girişimleri olmuştu ancak bu sonuncusu çok büyük bir grup tarafından yapılıyor.

Erdoğan’ın “Osmanlı hükümeti”, dört gün önce yüzlerce El Nusracı teröristin Kesab’ı işgal etmesine izin verdi. Türk ordusu bu işgali kolaylaştırmak için ateş açtı ve cihatçılar onların kontrolünde Suriye’ye sızdı. Suriye ordusu cihadçıları bozguna uğrattı ve Kesab’a takviye birlikler yolladı. Ancak Türk ordusu ateş açarak Suriye topraklarında bir savaş uçağını düşürdü. Bu bir savaş ilanı. Türkiye’nin provokasyonları inanılmaz boyutlara ulaşt ı.

Kesab’ın hedef yapılmasında bu hoşgörü kenti olmasının da payı var. Kent ahalisi, “yeni Osmanlılar”ın yeni bir soykırım için peşlerinde olduğunu düşünüyor. Haksız da sayılmazlar. Çünkü Erdoğan’ın desteklediği El Nusra teröristlerine soracak olursanız, oradaki Ermeniler ve Aleviler, toprakların yerli halkı değil, sapık düşünceleri yayan işgalciler.''