Üç milyonluk adanın atletizm sırları
Nüfusu 3 milyonu bile bulmayan Jamaika nasıl bu kadar başarılı sürat koşucuları yetiştiriyor? Usain Bolt, Shelly-Ann Fraser-Pryce ve diğerlerinin koskoca ABD’nin atletlerine fark atmasının sebepleri neler? İngiliz gazeteci Richard Moore, Jamaika’ya gitti ve bu sebeplerin peşine düştü. Moore gözlemlerini temmuz ayında yayımlanan The Bolt Supremacy: Inside Jamaican Sprint Factory kitabında topladı.
Alp UlagayJamaika, Karayipler’de nüfusu 3 milyona yakın bir ada ülkesi. Müzik ve romla akla gelse de ülkenin bir numaralı sembolü sürat koşucuları. Öyle ki kısıtlı kaynaklarına karşın Jamaika sürat koşularında 320 milyonluk ABD’ye bile büyük üstünlük sağlamış durumda.
2008’den bu yana Olimpiyat Oyunları ve dünya şampiyonalarında Jamaikalı kadın ve erkek atletler kısa mesafe koşularında madalyaların büyük bölümünü topladı. Bir de Usain Bolt gibi sıra dışı bir atlet çıkıp da dünya rekorlarını akıl almaz seviyelere çekince bütün dikkatler Jamaika’nın üzerine toplandı.
HEPSİNİN YOLU CHAMPS'TEN GEÇTİ
Gerçekten de Jamaika tam anlamıyla bir atlet, özellikle sürat koşucusu fabrikası. Ülkenin her köşesinden yeni yetenekler dünya sahnesine çıkıyor. Bunun en büyük sebeplerinden biri okullarda sporun çok yaygın olması. Spor denince de akla ilk önce atletizm geliyor. Ortaokuldan itibaren erkek ve kız çocuklar önce spor günlerinde birbirleriyle yarışıyor.
Ama asıl büyük sınav mart veya nisan ayında başkent Kingston’daki Champs'te yaşanıyor. Liseli erkek ve kızların katıldığı şampiyona 1910’dan beri yapılıyor ve ülkedeki en büyük spor organizasyonu. Potansiyeli yüksek genç atletler için tam bir vitrin. Bolt dahil bütün koşucuların yolu buradan geçiyor. 30 bin kişi Ulusal Stadyum’un renkli tribünlerinde yerini alıyor, biletler karaborsaya düşüyor.
Amerikan üniversiteleri de atletizm antrenörlerini bu şampiyonaya gönderiyor. Tribünde yerini alan antrenörler gözlerine kestirdikleri gençlere burs önerip kendi okul takımlarına almaya çalışıyor.
1000'DEN FAZLA YURT DIŞI BURSU
1948 Londra Olimpiyatları’nda henüz bağımsızlığını kazanmamış Jamaika’nın sürat koşucuları büyük sükse yaptı. 400 metrede Arthur Wint altın, Herb McKinley gümüş madalya kazandı. Dört yıl sonra 100 metrede de olimpiyat ikincisi olan McKinley, aynı zamanda bir Amerikan üniversitesinden sporcu bursu kazanan ilk Jamaikalı atletti ve kapıları ardına kadar açan kişi oldu. Sadece kendisinin 1000’den fazla genç Jamaikalıya burs bulduğu söyleniyor. Bu iki olimpiyattaki başarı atletizmin ülkede bir milli spor gibi benimsenmesini de kolaylaştırdı.
TOHUMLAR 1970'Lİ YILLARDA ATILDI
1970’lere kadar Jamaikalı atletler için iyi bir sporcu olmanın tek yolu bir ABD üniversitesine burslu olarak kapağı atmaktı. Ancak çok sayıda madalyalı atlete karşılık birçoğu da heba olup gitti. Eski atlet Dennis Johnson 1971’de Kingston’daki Teknoloji Üniversitesi’nin spor direktörlüğüne getirilince bunu değiştirmek için kolları sıvadı. Üniversitenin spor olanaklarını yavaş yavaş atletlerin kullanımına açtı. Bunu Ulusal Stadyum’un açılması izledi. 1990’larda atletlerin üniversitede okuması için olanak sağladı. ABD’ye gitmek yerine Kingston’da kalmayı seçen ilk büyük yıldız adayı 2001’deki Asafa Powell’dı. Dört yıl sonra 100 metre dünya rekorunu kırınca atletleri Jamaika’da yetiştirme projesinin başarısı ortaya çıktı. 2008 Olimpiyatları’na katılan 10 atlet
7 madalyayla döndü Pekin’den.
GENETİK OLARAK DAHA YATKINLAR
İşin bir de genetik yönü var. Bu konuda bizzat Jamaika’ya gelerek araştırmalar yapan İngiltere’nin Brighton Üniversitesi’nden Yannis Pitsiladis’in bulgularına göre burada başrolü ACTN3 geninin bir türevi oynuyor. Bu genin özelliği hızlı kasılan kaslarda a-actinin-3 proteini üretmesi. Jamaikalılarda yüzde 70’inde bu gen türevi var. Amerikalılarda ise bu oran yüzde 60. ACTN3 türevi bulunmayanların olimpiyat 100 metre finali koşması ise imkânsız.
TATLI PATATESİN DAYANILMAZ ETKİSİ
Tatlı patates Jamaika sofralarının olmazsa olmazı. Usain Bolt da sık sık vurgular, kendisine katkısından bahseder. Gerçekten de tatlı patatesin testosteron hormonuna benzer bir yapısı var. Hatta 1930’larda ilk sentetik testosteron yapımı için tatlı patatesler kullanılmış. Bolt’un doğup büyüdüğü Trelawny vilayetindeki tatlı patateslerin farklı özellikleri olduğu da söyleniyor. Adadaki meyve ağırlıklı diğer yiyeceklerle birleşince Jamaika diyeti de atletlerin başarısında katkıda bulunuyor olabilir.
BOLT DAHA 15'İNDEFARKINI HİSSETTİRDİ
2008’den itibaren dünya atletizminin bir numaralı yıldızı olan Usain Bolt da son derece mütevazı bir geçmişe sahip. Adanın kuzeybatısındaki Trelawny vilayetinin Sherwood kasabasında doğmuş. Trelawny 75 bin kişilik nüfusuna karşın yetiştirdiği şampiyon atletlerle tanınıyor: Veronica Campbell-Brown, Warren Weir, Steve Mullings, Debbie-Ann Parris-Thymes gibi önemli sürat koşucuları bu küçük vilayetten çıkıp dünya şampiyonaları ve olimpiyatlarda boy gösterdiler. Bolt dünya sahnesine ilk kez 2002’de Kingston’daki Dünya Gençler Şampiyonası’yla çıkmış, henüz 15'inde üç yaş büyük rakiplerini geçip 200 metrede birinci olmuştu.
BİR SORU İŞARETİ: NE KADARI DOPİNG?
2013’te eski 100 metre dünya rekortmeni Asafa Powell ve olimpiyat ikincisi Sherone Simpson’ın dopingli çıkması tam bir şok etkisi yarattı. Daha önce de dopingli yakalanan Jamaikalı atletler olmuştu ama bu kadar yüksek profilli iki ismin yakalanması ülkedeki doping kontrol sistemi hakkında soru işaretlerini artırdı. Bunun üzerine hem Dünya Anti-Doping Ajansı WADA’nın Jamaikalı atletler üzerindeki denetimi sıkılaştı hem de Champs’teki çocuklar bile kontrol edilir oldu.