Tutunmaya çalışmak

Suriye’de evi, arabası ve rahat bir hayatı olduğunu söyleyen Halef, Türkiye’ye sadece üzerindeki elbiselerle geldiğini vurguluyor. Halef, Türkiye’de kendilerini misafir gibi hissettiklerini söyleyerek vatandaşlık almak istediğini belirtiyor. Suriye’deki savaş bitse bile hayatını burada devam ettirmek isteyen Halef, “Çocuklarımın burada okumasını istiyorum” diyor.

Zehra Özdilek

Enver Halef (33), Suriye’den kaçarak Türkiye’ye gelen binlerce kişiden biri. Suriye’nin Lazkiye kentinde 10 kişilik ailenin en küçüğü. İç savaşın başladığı sıralarda farklı zamanlarda 6 ay hapishanede yattı. Serbest bırakıldıktan sonra askerliğini yapmasına rağmen yeniden askere çağrıldı. Eşini ve iki yaşındaki çocuğunu riske atmak istemeyen Halef, oradan Türkiye’ye kaçarak İstanbul’da kuaför dükkânı açtı.

Enver Halef ile konuşmak için Haseki’deki işyerine girdiğimizde sıcak bir ortam bizi karşılıyor. Radyoda son ses Türkçe müzik çalıyor. Arada Suriyeliler kuaföre uğrayarak selam veriyor ve ayak üstü sohbet ediyorlar. Halef ise bir yandan fön çekiyor bir yandan da bizimle konuşuyor.

Aile dağılıyor...

Yeğeni ile 3 yıldır kuaför dükkânını işleten Halef’in ailesi savaştan sonra dağılıyor. Anne, baba ve iki ağabeyi Lazkiye’de kalıyor. Ağabeylerinden biri belediyede diğeri ise nalbur dükkânında çalışıyor. Ablaları Osmaniye, Kahramanmaraş ve Hatay’a dağılıyor. Kendisi ise bir gün gezmek için gelme hayali kurduğu İstanbul’a yerleşiyor. Anne-babasını ve memleketini çok özlediğini söyleyen Halef, “Onların sesini istediğim zaman arayıp duyamıyorum. Aradığımızda hayatları tehlikeye girebilir. Herkes vatanında kalmayı ister ama mecburen kaçıp geldim. Kim evini, arabasını bırakıp gelir burada bodrum katında kalır. Yaşadığım zorlukları çocuklarımın görmesini istemedim” diyor.