Tütüne ve mücadeleye verilen bir hayat: Zehra Kosova
Türkiye’nin ilk kadın sendika yöneticisi, işçi hakları ve sendikal mücadelenin öncü isimlerinden biri Zehra Kosova. Yaşamını, “silgiye hiç gerek duymadan” yaşayan bir kadın işçi olarak hep mücadeleyle sürdürdü. Kosova 18 yıl önce tam da bugün aramızdan ayrıldı.
Tuğba Özer
“… otuz beş bin tütün işçisini ellerimin parmakları gibi tanıyorum.”
18 yıl önce bugün yaşamını yitiren ve 91 yıllık yaşamını işçi sınıfı mücadelesi için adayan Zehra Kosova, ilkokul mezunu olarak başladığı işçilik hayatına içerisinde aktif olarak bulunduğu sendika faliyetleri ile devam etmiş, tütün işçileri arasında örgütlenme çalışmalarında her zaman ön sıralarda yer almış, çeşitli dayanışma eylemleri ve iş bırakmalara öncülük etmiş, Türkiye Komünist Partisi’nde yıllarca görev yapmış, İkinci Dünya Savaşı’nın ardından Türkiye Sosyalist Emekçi ve Köylü Partisi’nde de bulunmuş, birçok kez tutuklanmış, işkenceler görmüş bir işçiydi.
1910 yılında tütüncü bir ailenin kızı olarak Kavala’da dünyaya gelen Zehra, Kurtuluş Savaşı’nın kazanılmasının ardından Yunanistan’la yapılan ahali mübadelesi anlaşmasıyla ailesiyle birlikte Türkiye’ye gelir. Önce Tokat’a ardından ise Erbaa’ya göçen Zehra’nın eline ilk tütünü alması da burada olur. Zehra, okulu bırakıp babasıyla beraber tütünde denk basma işinde çalışmaya başlar. Ardından ise İstanbul’a gelir.
O yıllar tüm dünyada iktisadi krizin olduğu bir dönemdir. İstanbul’da da tütün işi henüz çok yaygınlaşmadığından tütün işletmelerin sayısı sınırlıdır. Zehra tütün işinde birçok usulü bildiği için girdiği her işte beğenilir ancak aldığı düşük maaşlar yine de evi geçindirmeye bir türlü yetmez. Hayatı boyunca bu geçim sıkıntısını hep yaşayacak, ancak mücadeleden vazgeçmeyecektir.
“Hayat bizim için her zaman acımasızdı, ayrılıklar, yokluklar ve yoksulluklar başkasına değil sanki hep bize düşüyordu. Ama yine direnecektim. Eşim askerde, çocuğum kucağımda ve inandığım bir dava var önümde… Ama yine de mücadeleme devam etmeye söz veriyorum.”
Çalıştığı yerlerde tanıştığı arkadaşları vasıtasıyla TKP (Türkiye Komünist Partisi) ile tanışır ve 1934'te parti tarafından Moskova'daki Doğu Halkları Emekçi Üniversitesi'ne (KUTV) gönderilir. Burada tanıştığı Mustafa İskender ile 8 Mart’ta evlenir.
Zehra, 1937 Nisan sonlarında arkasında bir daha göremeyeceği kızı Ayten’i bırakarak Türkiye’ye geri döner. Ayten içinde hep bir sızı olarak kalacaktır.
Türkiye’de eşiyle birlikte önce Samsun ve Bafra’da tütün işçileri arasında örgütlenme çalışmalarını yürüten Zehra, daha sonra İstanbul’a döner ve sendikal mücadeleyi yönlendiren öncü kadınlardan biri olur.
Tütüncüler Sendikası’nın kuruluşu ile birlikte Zehra, Türkiye’nin ilk kadın sendika yöneticisi olur.
1946 Türkiye Sosyalist Emekçi ve Köylü Partisi, 1951 TKP ve 1957 Vatan Partisi davalarıyla ilgili tutuklanır. Yargılamanın ardından ise beraat eder.
Zehra Kosova’ya 1995 yılı 8 Mart Kadınlar Günü’nde Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) tarafından Kadın Emek Ödülü verildi. 18 Ağustos 2001 yılında, 91 yaşında aramızdan ayrıldı. Anıları yazdığı “Ben İşçiyim” kitabı ise 1996’da yayımlandı.
Kosova’nın hayatı sıradan bir işçi kadının tarih sahnesine çıkışıdır. Evet Zehra Kosova, anlatılan senin hikayendir…