Tutuklu Milletvekilleri İçin Çözüm
cumhuriyet.com.trBir anayasa değişikliği yapılarak, anayasanın 83. maddesindeki istisna kaldırılıp bu hüküm 1961 Anayasası’ndaki haline döndürüldüğünde, milletvekili seçilmiş olanlar otomatik olarak yasama dokunulmazlığını kazanırlar ve kendilerine TBMM yolu açılır.
Tutuklu yargılanırken milletvekili seçilen kişiler bugüne kadar parlamentodaki görevlerini yapamadılar çünkü bu milletvekillerinin tutukluluk hallerine son verilmedi.
TBMM Başkanı Cemil Çiçek bu konuda harekete geçti ve muhalefet partilerinin grup başkanvekillerini toplantıya çağırdı. Bu toplantı dün yapıldı. Gönül arzu eder ki bu toplantıya iktidar partisinin grup başkanvekili de çağırılmış olsun ve katılsın. Bu sayede yol kısalmış olurdu ve çözüm kolaylaşırdı.
Toplantıdan sonra TBMM’den şu açıklama yapıldı: “Bugün Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Cemil Çiçek’in başkanlığında 3 siyasi partinin grup başkanvekilleri bir araya geldi. Toplantıda tutuklu milletvekillerinin durumu hukuki açıdan değerlendirildi. Grup başkanvekilleri konuya ilişkin görüşlerini ifade etti. Görüşmelerden sonra başkanvekillerinin kendi grupları ile değerlendirme yapma ihtiyaçları hasıl oldu. 23 Nisan’dan sonra tekrar bir araya gelip konu görüşülecektir.”
Bu açıklama sorunu çözmek için sürecin işlediğini gösteriyor. Bu olumlu bir gelişmedir. Bu konuda yaşananları hatırlamak için kısaca geriye bakmakta fayda var.
Tutuklu milletvekili yargılanırken seçilen kişiler mahkemelerce salıverilmediler, çünkü bu kişilerin yasama dokunulmazlığından yararlanmalarının önünde anayasal engel vardı. Anayasanın 83. maddesi yasama dokunulmazlığını düzenlerken bir istisna getiriyor ve diyor ki: “(….)seçimden önce soruşturmasına başlanılmış olmak kaydıyla anayasanın 14’üncü maddesindeki durumlar bu hükmün dışındadır. Ancak bu halde yetkili makam, durumu hemen ve doğrudan doğruya Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne bildirmek zorundadır.” Maddenin yollama yaptığı 14. maddede ise, “Anayasada yer alan hak ve hürriyetlerden hiçbiri, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı ve insan haklarına dayanan demokratik ve laik Cumhuriyeti ortadan kaldırmayı amaçlayan faaliyetler biçiminde kullanılamaz. Bu iki maddenin özü şudur: Anayasal düzeni ortadan kaldırmak için suç işlediği iddia edilenler yasama dokunulmazlığından yararlanamazlar” deniliyor.
Bu konunun kökenine inildiğinde, karşılaşılan manzara şudur: 1961 Anayasası’nın 79. maddesi milletvekilleri için yasama dokunulmazlığını öngörmüştü. Bu hükümde yukarıda sözünü ettiğim istisna yoktu. 1982 Anayasası bu istisnayı getirmiştir.
Durum böyle olunca, 12 Haziran 2011 genel seçiminde milletvekili seçilmiş bulunan fakat anayasal düzeni ortadan kaldırmak için suç işlemekten ötürü yargılanan ve tutuklu olan kişiler, otomatik olarak yasama dokunulmazlığını kazanamamışlardır. Bu kişilerin tutukluluk haline son verilmesi için yapılan başvurular mahkemelerce reddedilmiştir.
Ortaya çıkan tablo şudur: Milletvekili olmak ve TBMM’de görev yapmak hakkını kazanmış olan kişilere bu yol kapatılmıştır. Bu yol nasıl açılabilir?
İşte çözüm: Bir anayasa değişikliği yapılarak, anayasanın 83. maddesindeki istisna kaldırılıp bu hüküm 1961 Anayasası’ndaki haline döndürüldüğünde, milletvekili seçilmiş olanlar otomatik olarak yasama dokunulmazlığını kazanırlar ve kendilerine TBMM yolu açılır. Anayasa değiştirilirken getirilecek olan bir geçici madde ile yazıya konu olan milletvekillerinin durumuna da açıklık getirilir. Sorun biter.
Çözüm için anayasa değişikliğine gerek görülmesi yadırganmamalıdır. 1982 Anayasası daha önce de birkaç kez (2001, 2004, 2010) değiştirildi. Konunun aciliyeti bu değişikliği hızlandırabilir. Yeni bir anayasanın hazırlanması çalışmalarının yürütülmesi de bir sakınca oluşturmayacaktır, çünkü o konuda daha alınacak çok mesafe var.
Soruna çözüm aranırken Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nda (CMK) değişiklik yapılarak sorunun çözüleceği de ileri sürülmektedir. Ancak belirtmem gerekir ki bu yol sorunu çözmek açısından uygun bir yöntem değildir, çünkü böyle bir durumda yasayla anayasa arasında çelişki doğar ve sorun ortada kalır. Tutuklu milletvekillerinin bugüne kadar salıverilmemelerinin nedeni, bu kişilerin milletvekili seçilmiş olmakla otomatik olarak yasama dokunulmazlığından yararlanmalarının önündeki anayasal engeldir.
Mahkemeler bu kişiler hakkında verdikleri kararlarda onların milletvekili seçilmiş olduklarını dikkate almayarak konuya yaklaşmış olsalardı, o zaman konuyu CMK çerçevesinde değerlendirirlerdi. Bu değerlendirme bugüne kadar olumsuz sonuçlar vermiş ve tutukluluk halleri devam etmiştir. Bu nedenle ancak anayasanın 83. maddesindeki sınırlamanın kaldırılması ile bu sorunun içinden çıkmak mümkün görünmektedir.
Prof. Dr. Erdener Yurtcan/İstanbul Üniversitesi