Tutuklu gazeteciler için araştırma önergesi

Meclis Başkanlığı'na sunulan Araştırma Önergesi'nde basın özgürlüğünün basın camiasının hiçbir baskı, tehdit, yönlendirme, sansür ve cezalandırma altında kalmadan görevini en iyi şekilde yerine getirmesi olduğunu söyledi. Türkiye'de gelinen noktada ise gazetecilerin yazdıkları yazılar nedeniyle büyük bedeller ödediği belirtilen önergede, şöyle denildi:

"Ülkemizde çağdaş gazetecilerin beyinlerine ve kalemlerine kelepçe vurulmuştur. Böyle bir düzeni kabul etmek ülkemiz adına üzüntü vericidir. Eleştirmek ülkede suç sayılır hale gelmiş, iktidarı eleştirenler cezaevine atılır olmuştur. Gerçeğin peşinde olan gazeteciler örgüt mensubu oldukları gerekçesiyle cezaevine konuldular. Türkiye'de cezaevlerinde tutuklu ve hükümlü yaklaşık 70 gazeteci bulunuyor. Gazeteciler hakkında açılmış dava ve soruşturmaların sayısı ise on binleri geçiyor. Demokratikleşme mücadelesi uğruna şehit bile vermiş olan gazeteciler bugün gelinen noktada terör örgütü propagandası yapmakla, terör örgütü üyesi olmakla suçlanmaktadırlar. Yayımlanan veya hiç yayımlanmayan kitapları haber kaynakları ile yapmış oldukları telefon görüşmeleri ve bilgi notları nedeniyle hapishanelerde çürüyorlar. Türkiye gazetecilerin işini en iyi yaptığı için cezalandırıldığı bir ülke konumuna dönüştürülüyor."

Basın mensuplarının 1908'den beri 103 yıldır sansüre karşı direndiğini ancak sansürün basın üzerindeki siyasi, ekonomik baskılarla, işten atmalarla göz altılarla tutuklamalarla hızlı bir şekilde sürdüğü belirtilen Araştırma önergesinde gazetecilerin özgür fikir ve düşüncelerinden dolayı adeta yok edilmeye çalışıldığı kaydedildi. Önergede tutuklu gazetecilerin "Tutuklu Gazete"de yayınlanmak üzere gönderdikleri yazılara da yer verildi. Önergede tutuklu gazetecilerin içinde bulunduğu sorunların tespit edilerek alınması gereken önlemlerin bir an önce belirlenmesi ve Türkiye'de basın ve ifade özgürlüğünün dünyaya örnek teşkil eder hale gelmesi amacıyla Meclis Araştırması açılması istendi.