Tut Beni Düşmeden

15 yıldır neredeyse hiç sahneye çıkmayan Bakırköylü metal müzik grubu Asafated, ülke turnesini Taksim Dorock’ta noktaladı.

Murat Beşer

Yaz mevsiminden çalınmış bir pazar akşamında Dorock Taksim’in sokağı bir zamanların film günlerindeki Emek Sineması’nın önünü aratmıyor; biralarını yudumlarken eski günleri yâd edenler, uzun zamandır görüşemediği için hasret giderenler; kimisi göbek salmış, sakal ağartmış, kimisi de uzun saçlarını kestirmiş. Hepsinin niyeti 20 yıl öncesinin sert, hararetli ve tüm kurtların döküldüğü gürültülü gecelerinden bir dal daha koparabilmek.

Az sonra sahne alacak üç topluluk var içeride, bunlardan biri “Sundeath Tour” adını verdikleri turneyi gerçekleştiren Asafated. 10 Aralık 2017’de başlayan, Bursa, Ankara ve İzmir ayakları tamamlanan turneye son noktayı bu akşam burada koyacaklar. Amaç doksanlarda yaptıklarını yeniden insanlarla paylaşmak. O yüzden yeni parça yok, ama plan var.

Kadim metalcilere has mesajlar...

Konsept gecenin ilk topluluğu Sabhankra, kendinden sonra çıkacak olanlardan nispeten daha genç. Kendine has bir dilde konuşuyor izleyicisiyle Sabhankra, sadece kendilerinin anlayabileceği özel espriler, kadim metalcilere has mesajlar, belli ki burada kendilerini izleyenler ile enseye tokatlar. Dört kişiler ama ihtiyaç halinde bilgisayar sesleri kullanıyorlar, örneğin tuşlu çalgılara sahip olmadıkları halde, son parçadaki etkileyici synthesizer soloyu bilgisayardan çalıyorlar.

“Güneşi ve Pantera’yı sevmeyenler” topluluğu, bizi kuzeyin puslu dağlarına, buzlarla kaplı topraklarına götürürken, ikinci topluluk Ascraeus metal ateşiyle yakıyor ortalığı. Kadıköy Thrash sahnesinin eski ve önemli isimlerinden Ascraeus. Onlar da dinleyici ile aile içi bir münasebet içinde; çok yakın ve sıcaklar, biraz da kaslı. Kudurtucu ve ayinsel parçaların aralarında dönen, birbirlerine söyleyerek güldükleri kodlanmış espri şu: “Ascraeus ha! Ascraeus lan!”

Solist Berzan Önen albüm müjdesi veriyor ve çıkacak albümlerinden iki parça gömerek sahneye veda ediyorlar.

Beyaz Asafated tişörtlü bir herif, kafa o biçim, stagedive yapıyor sürekli, ama onu elleriyle taşıyan birileri yok, ya yere kapaklanıyor ya da birilerinin üstüne yıkılarak ellerindeki içecekleri alaşağı ediyor. Son atlayışında da kafayı yararak ilk yardımın yolunu tutuyor. Topluluğu doksanlı yıllarda izleyenler galiba biraz yorgun; eskilerin pogo ve headbang’leri her parçanın başında sadece 15 saniye sürüyor.

Çok kuşaklı bir kalabalık

Headbang yapan kızına eşlik eden yetmişlik bir anneden, babasıyla gelerek sahneyi cep telefonuna kaydeden 10 yaşındaki çocuğa kadar; çok kuşaklı bir kalabalık var bu akşam Dorock’ın karanlık dehlizinde.

Bas ve vokalde Tanju Can, gitarlarda Atilla Tutumlu ile Cenk Turanlı, davulda da Berkay Yıldırım... Dinleyicilerin müşteri olarak değil, aynı ailenin fertleri olarak gören Asafated sahneye geldiğinde kalabalık iyice kıvama geliyor, son vuruşa hazırlanıyor. Sahne önündeki aynı beş altı herif orayı karıştırmaya, yarattıkları çalkantıyla etrafı dağıtmayı sürdürüyor. Onları halka içine alanlardan bir kısmı memnun, ama benden uzak kalsın diye itip kakanlar da yok değil.

Aczimendlere taş çıkartacak figürler sergiliyor sahnede Tanju, metal ansiklopedisine kapak olacak fotoğraflar veriyor, gerçekten sahnede çok karizmatik bir görüntüsü var. Birkaç düzensiz konser dışında neredeyse 15 yıldır çalmayan Bakırköylü topluluk, performansının zirvesine vardığında kan gövdeyi götürüyor, kalabalıkta ağır ağır bir “metal yorgunluğu” baş gösteriyor. Kabul çok yorucu bir gece, peki buna değer miydi? Kesinlikle evet...