Türk'ten Baykal'a çağrı
DTP Genel Başkanı Ahmet Türk, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın, demokratik açılımın gerilimi artırdığına ilişkin sözlerini eleştirerek "Sayın Baykal'ı gerilim ve korkuya dayalı siyaset yapmaktan vazgeçmeye çağırıyoruz "diye konuştu.
cumhuriyet.com.trDTP Genel Başkanı Ahmet Türk, partisinin Meclis grup toplantısında Kürt Açılımı sürecini değerlendirdi. Türkiye'nin demokratik açılımı konuştuğu bir süreçte, gözaltılar, tutuklamalar, sokak ortasında işkencelerin tüm hızıyla sürdüğünü savunan Türk, Diyarbakırlı Ceylan Önkol'un trajedisinin kamuoyundaki tepkiye rağmen hala tatmin edici bir açıklığa kavuşturulmadığını söyledi. Türk, "Hükümet için, adeta bir sınav niteliğinde olan bu olayın, bu güne kadar karanlıkta bırakılması, hiçbir hak-hukuk-demokrasi-açılım söylemi ile açıklanamaz. Bu olay karşısında, 72 milyonun gözü önünde başını kuma gömen bir hükümet ile karşı karşıyayız. Dün Savcılığın bilirkişi raporu medyaya yansıdı. Yapılan açıklama, tüyler ürpertici bir hukuk skandalı niteliğinde. Ceylan'ın arazide bulunan bir bomba-atar mermisine elindeki çubukla dokunduğundan dolayı, bu olayın meydana geldiği söyleniyor. Bombanın nereden ve kim tarafından atıldığını bulamıyorlar. Sadece ve sadece olayın havan topu olmadığı ortaya çıkarılarak, bu işten sıyrılmaya çalışıyorlar. Şimdi, hükümete sormak istiyorum. Vicdanınız rahat mı? Anaların gözyaşlarını böyle mi dindireceksiniz? Bu korkunç trajediyi açıklığa kavuşturmak, bu hukuk skandalının üzerine kararlılıkla gitmek, Hükümetin açılım konusundaki samimiyeti açısından önemli bir sınav olacaktır. Şimdiye kadar, Hükümet bu sınavı verememiştir" diye konuştu.
"Hangi demokratik çzöümü getirdiniz de karşı çıktık"
Türk, kamuoyunda DTP'nin açılım sürecine sahip çıkmadığı gibi bir izlenim yaratılmaya çalışıldığını söyledi. Hükümete "Hangi demokratik çözümü getirdiniz de DTP olarak bunun karşısında durduk, hangi projeyi, yol haritasını ortaya koydunuz da biz sahip çıkmadık? "diye soran Türk, DTP'ye hem misyon biçildiğini hem de muhatap alınmadığını kaydetti.
DTP'yi hedef alan hükümeti ve iktidar odaklı çevreleri objektif ve samimi olmaya davet eden Türk, "Gerçekten demokratik zemin çözüm için olgunlaşmıştır. "Bu fırsatlar bir kez daha kaçırılmasın" diyoruz. Ama aynı hassasiyeti ne yazık ki hükümette görmekte zorlanıyoruz" dedi. Başbakan'ın yılsonuna kadar bazı somut adımların atılacağını söylediğini ancak şimdi "Bu süreç işidir, zamanla olacak" dediğini ifade eden Ahmet Türk, aylardır süreç uzadıkça çözümün zorlaşacağını dile getirdiklerini belirtti ve "Çözümü riske sokan, sürecin önünü açmayan hükümetin bizzat kendisidir. Bu gün bir türlü ilerleyemeyen, bu kadar görüşme-tartışmalardan sonra hala içinde ne olduğu bilinmeyen bir açılım süreci var. Bu haliyle son derece kırılgandır. AK Parti Hükümeti, bu sorumluluğu taşımak zorundadır" diye konuştu.
DTP'nin muhataplıktan kaçındığı, farklı adresleri gösterdiği yönündeki eleştirileri de hatırlatan Türk şöyle konuştu:
"Bizim böyle bir tavrımız yok, olamaz da. Aslında burada yapılmak istenen, DTP'yi muhataplıktan uzaklaştırmak ve sürecin dışına itmektir. Onlara şunu sormak istiyorum: DTP'yle tek bir görüşmenin haricinde hangi muhataplık geliştirildi? Ne zaman bizimle diyalog kurulmak istendi de biz kapımızı kapattık? Şunu kararlılıkla ifade etmek isterim ki; biz, siyasi muhataplık konusunda sonuna kadar mücadele edeceğiz, ısrarcı olacağız. DTP'yi sürecin dışına itmeye çalışan yaklaşımlara asla prim vermeyeceğiz. Ancak şunun da net anlaşılmasını istiyorum: Önünde, arkasında ne olduğunu bilmediğimiz bir süreci, şartsız, koşulsuz desteklememiz de beklenmemeli. Bizimle diyaloga geçilirse, DTP olarak muhataplık rolümüzü en iyi şekilde oynarız."
"Elinde silah bulunduran tarafla çözüme bağlanmalı"
Türk, açılım süreci ile silahların susmasının farklı olduğunu da söyledi. Türk "Demokratik açılım sürecine her türlü desteği verir ve bu süreçte rol oynarız. Ama, konu silahları gündemden çıkarmak ise, hükümetin; sürecin silahlı boyutunu ilgilendiren bir çalışmanın içerisine girmesi gerekir. Bu konunun elinde silah bulunduran tarafla çözüme bağlanması gerekir diyoruz. Bundan daha makul bir yaklaşım olabilir mi? DTP, PKK'yı hangi argümanla nasıl ikna edebilir? Bu mümkün müdür? Onları, demokratik sürece ikna edecek olan hükümetin kendisidir. Bu da siyasi açılımla mümkün olabilir. Neden sorunun bir tarafı reddediliyor? Eğer, Kürt sorunu tüm boyutları ve aktörleriyle bir bütün olarak ele alınmaz, bir taraf sürecin dışında tutulursa açılım sekteye uğrar.Buzdağının görünmeyen tarafını görmek zorundasınız" diye konuştu.
Yeni Anayasa için referandum çağrısı
Türk Başbakan Erdoğan'ın "Türkiye çözümsüzlükleri bir çözüm olarak gören siyasi anlayışa teslim olamaz."dediğini hatırlatarak Erdoğan'dan yeni bir anayasa sözünü de duymak istediklerini kaydetti. Türk "Yürürlükteki 12 Eylül Anayasası tüm sorunların anasıdır. Köklü değişikliklere yeni bir anayasa ile başlamak gerekmez mi? AKP'nin 338 milletvekili var, biz de 22 milletvekili ile destek veririz, 360 eder. O zaman referanduma götürelim, halk karar versin diyoruz" dedi. Türk yeni bir anayasanın dışında, seçim yasası, siyasi partiler, yerel yönetimler ve terörle mücadele kanununun baştan aşağı değiştirilmesi ve yüzde 10 seçim barajının kaldırılması gerektiğine de dikkat çekti.
Hükümetin bu yöndeki adımları gündemine almadığını, mevcut sistemi 'dokunmadan, dönüştürme'ye çalıştığını ifade eden Ahmet Türk "Ulusalcı-milliyetçi-tutucu kesimlerin "dokunmayın" dediği sistem, AKP eliyle koruma altına alınmaya çalışılıyor. Peki nerede kaldı sizin reformcu söylemleriniz? Anayasayı değiştirmeden, toplumu, farklılıkları nasıl kucaklayacaksınız? Sadece 'Benim Kürt kardeşlerim' demekle Kürt yurttaşlarımız üzerinde uygulanan ayrımcı politikaları nasıl ortadan kaldıracaksınız? Türkiye artık eski Türkiye değil Kürtler de eski Kürtler değil, cilalanmış şeyleri önüne koyamazsınız. Kürtler bir halktır. İsteseniz de istemeseniz de bu sistemi koruyamazsınız" dedi.
"Kimse arabayı atın önüne koymasın"
Türk, ortada 20 milyonluk bir topluluğun, doğuştan gelen asgari haklarının tanınmaması ve inkar edilmesi sorunu olduğunu da belirterek "Kimse arabayı atın önüne koymasın. Milliyetçiler, statükocular, çözüm önünde engel olanlar çok iyi bilsinler ki, bu konuda ne taviz veririz, ne de taviz bekleriz. Kürt sorununun çözümü bir taviz konusu değildir. Ülkenin bir bütün olarak demokratikleşmesi meselesidir. Eğer bu sorunun çözümü sonucunda birileri kaybedecekse o da sadece siyasi elitler, statükodan ve savaştan beslenenler olacaktır" dedi.
Baykal'a tepki
Türk, grup konuşmasında CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın demokratik açılımın gerilime neden olduğuna yönelik sözlerini de eleştirdi. Türk şöyle konuştu:
"Sanki 30 yıldan beri bu ülkede gerginlik yaşanmıyormuş gibi yaklaşmasını, siyasi akılla izah etmek mümkün değildir. Ülke nerdeyse kan gölüne döndü.Sorun çözülmediği için zaten bu gerginlikler yaşanıyor. Sayın Baykal gerginlik yaratılıyor diyerek işin içinden çıkmaya çalışıyor. Yazık bu ülkeye siyasete yazık. Bir siyasi partinin böyle bir yaklaşık içinde olması sadece bizim için değil bütün Türkiye için kahredici. Sayın Baykal'a kalsa, bu yaranın kendiliğinden kabuk bağlamasını ve iyileşmesini bekleyeceğiz. Oysa bu yaranın neşter atılmadan, tedavi edilmeden, iyileşmesinin mümkün olmadığını herkes biliyor. Buradan Sayın Baykal'ı gerilim ve korkuya dayalı siyaseti terk etmeye çağırıyoruz. Kızgınlığımıza rağmen Sayın Baykal'ın Başbakan ile gerçekleştirmeyi planladıkları görüşmeyi önemsiyoruz. Bu görüşmede ortak aklın ortaya çıkmasını, çözüme ve demokrasiye hizmet etmesini diliyoruz" diye konuştu.