Türkiye çocuk yaşta evliliklerde Avrupa birincisi

İMDAT Şiddeti Önleme ve Rehabilitasyon Derneği, 2020 Yılı Türkiye Çocuk Evlilikleri Raporunu yayımladı.

cumhuriyet.com.tr

İMDAT Şiddeti Önleme ve Rehabilitasyon Derneği (İMDAT Derneği) Başkanı Prof.  Dr. Oğuz Polat ve İMDAT Derneği Çocuk Evlilikleri Araştırma Komisyonu Başkanı Av. Zeynep Reva, 1.545 kişi ile yapılan saha çalışmasını da içeren 2020 yılı Türkiye  Çocuk Evlilikleri Raporunu yayınladıklarını belirtti. İMDAT derneği raporda Fiziksel, cinsel ve psikolojik olmak üzere her türlü çocuk istismarını içinde barındıran, eğitimi kesintiye uğratan, henüz hazır olmadıkları yetişkin rolünü çocuklara yükleyen çocuk evlilikleri ile mücadelenin çok önemli bir konu olduğuna dikkat çekti.

Fotoğraf: Hale Güzin Kızılaslan / csgorselarsiv.org

TÜRKİYE ÇOCUK EVLİLİKLERİNDE AVRUPA'DA BİRİNCİ

Raporda, Birleşmiş Milletler'in projeksiyonlarına göre, hiçbir şey yapılmadığı takdirde 2030 yılı itibarıyla dünyada 150  milyon kız çocuğu 18 yaşından önce evlenmiş olacağı öngörüldü. Türkiye, 202 ülkenin yer aldığı 18 yaşından önce evlenen çocuk oranları listesinde %14,7 oranı ile 87. sırada yer aldı. Türkiye 15 yaş ve öncesinde evlenen çocuk oranı sıralamasında ise %2 oranı sahip ve Avrupa’da çocuk evliliklerinde birinci sırada.

2020 Yılı Türkiye Çocuk Evlilikleri Raporun’da, çocuk evliliklerinin nedenleri; gelenekler, aile şerefi, dini bilgilerin yanlış yorumlanması, ekonomik nedenler, toplumsal cinsiyet eşitsizliği, göç, ebeveynler üzerinde toplumsal ve aile içi baskı olarak belirtildi.  

KIZ ÇOCUKLARININ YÜZDE 80’İ YETİŞKİN İLE EVLİ

Raporda çocuk yaşta evliliklere dair istatistikler şu şekilde yer aldı:

“TÜİK istatistiklerine göre 2020 yılında toplam evlenme sayısı 487.270 toplam evlenen kız çocuk sayısı 13.014 olup, kız çocuk evliliklerinin toplam evlenmeler içindeki oranları ise %2,7 iken aynı yaş grubunda olan erkek çocuklarının resmi evlenmelerinin toplam resmi evlenmeler içindeki oranı ise %0,1’dir.

“25 Şubat 2021 tarihinde yayınlanan evlenme istatistiklere göre, 2020 yılında 16-17  yaş grubundaki kız çocuklarının yaklaşık %88’i kendilerinden 4 ilâ 33 yaş büyük erkeklerle  evlendirilmiştir. Bu istatistikler resmi olmayan evliliklerle ilgili bilgi vermekte olup nüfus idaresine bildirilmeyen  resmi olmayan çocuk evlilikleri TÜİK kayıtlarına geçmemektedir. Bu çocuk evliliği rakamlarının  aslında çok daha yüksek olduğu düşünülmektedir. Adalet Bakanlığı’nın 2019 yılı verilerine göre 16 yaşındaki çocuk için evlenme izni talebi ile Aile Mahkemelerinde açılan dava sayısının 13.282’dir ve bu davaların 11.473’ü (%86’sı) tamamen veya kısmen kabul edilmiş olduğunu belirtti.

Çocuk evliliklerinin oransal olarak en çok olduğu ilk 10 ilin 9’u Doğu ve Güneydoğu Anadolu  Bölgelerinde olup diğer il ise Niğde’dir.kız çocuklarının en çok evlendirildiği il %11,4 oranı ile Ağrı olup, Ağrı’yı sırasıyla Muş, Ardahan, Kars, Bitlis, Kilis, Niğde, Van, Gaziantep ve Siirt takip etmektedir. Evlendirilen kız çocuklarının sayısı olarak bakıldığında ise ilk sırada 1.001 kız çocuğu ile Gaziantep ili, son sırada ise Tunceli ili yer  almaktadır. 2020 yılında Tunceli’de hiçbir kız çocuğu evlenmemiştir” 

“TOPLUMDA ÇOCUK EVLİLİKLERİ NORMALLEŞTİRİLİYOR”   

Çocuk yaşta evliliklerinin altında yatan nedenler, çocuklar üzerindeki etkileri başta olmak üzere çocuk evlilikleri ile ilgili bilgi, tutum  ve davranışlarını ölçümlemeyi ve farkındalıklarını geliştirmeyi amaçlayarak 18 yaşından  büyük toplam 1.545 kişi ile saha araştırması yapan İMDAT Derneği bulgularını şöyle sıraladı: 

Çalışmaya katılan 1545 kişinin 1264’ü 18 yaş ve altını çocuk evliliği olarak nitelendirirken 281  kişi çocuk evliliği için eşik yaş değeri olarak daha küçük yaşları (17-12) belirtmiştir. Hatta 21 kişi, sadece 12 yaş altındaki kişilerin evlenmesi halini çocuk evliliği olarak belirtmiştir. Bu 21 kişinin 17’si üniversite mezunu veya üniversite öğrencisidir. 

Eğitim, yaşanılan il, meslek ve cinsiyet gibi demografik faktörlerden bağımsız olarak  genel olarak toplumun çocuk evlilikleri konusundaki farkındalık ve bilgi düzeyi düşüktür. 

Katılımcıların neredeyse yarısı çocuk evliliği tehlikesiyle karşılaştığında nereye  başvuracaklarını bilmemektedir. Araştırmaya katılan toplam avukat ve hukuk fakültesi öğrencilerinin de yüzde 31’i çocuk evliliği tehlikesiyle karşılaştığında nereye başvuracağını bilmemektedir.

TÜİK istatistiklerine göre çocuk evliliğinin en yüksek olduğu ilk 10 ilden birisi olan  katılımcıların yüzde 81’i “Memleketlerinde çocuklar ve kadınlar kaç yaşında evlendirilmektedir?” sorusu yöneltildiğinde 18 yaş ve üstü yanıtını vermiş veya bilmediğini belirtmiştir. Oysa bu  kişilerin memleketi çocuk evliliğinin en yüksek olduğu illerdendir. Bu sonuç, çocuk evliliklerinin fark edilmediğini, görünmediğini, önemsenmediğini ve hatta normalleştiğini ortaya koymaktadır.  

Yüzde 85.2’si üniversite mezunu veya üniversite öğrencisi olan her 100 katılımcının 9’u kız çocuklarının para, büyükbaş hayvan, altın gibi değerler karşılığı satılması anlamına gelen  başlık parası uygulamasını bir sorun olarak görmediği gibi bunu kültürel bir değer olarak görmektedir. 

İMDAT Derneği çocuk yai evliliklerle mücadele ve toplumun bilinçlendirilmesi ile algısının değiştirilmesine dair önerilerini şöyle kaydetti:

1. Çocuk evlilikleri ile mücadele kararlı olarak yürütülmeli ve bazı bahaneler yaratılarak istisnalar  oluşturulmadan, çocuk evliliklerine sıfır tolerans gösterilmelidir.

2. Resmi çocuk istatistiklere göre çocuk evliliği oranının en yüksek olduğu illerden başlanarak  ülkenin tamamında farkındalık ve bilinçlendirme eğitimlerinin düzenlenmesi ve sonrasında  bu eğitimlerin ülkenin tamamına yaygınlaştırılması gerekiyor. 

3. 2019 yılının Mayıs ayında gündeme gelen Yargı Reformu Strateji Belgesi kapsamında  çıkartılması hedeflenen 160 maddelik paket taslağında “çocuk ile şahıs arasındaki yaş farkının  10’un üzerinde olmaması ve evlilik gerçekleşmesi halinde cezanın ertelenmesi” şeklinde  düzenlemeler öngörüldüğü basına yansımıştı. Bu taslağın yasalaşması halinde fail ile  evlendirilen çocukların daha da mağdur olacaktır, bu taslağın gündemden çıkarılması  gerekmektedir.

4. Sonuç olarak; TBMM Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu’nun da 2010 yılında tespit ettiği üzere  çocuk evlilikleri insan haklarının kullanılmasını engelleyen, kadının statüsünü düşüren ve  çocukların başta eğitim olmak üzere temel haklarını ellerinden alan bir sorundur. Bu evlilikler  toplumsal cinsiyet eşitliğini hedefleyen Türkiye’de mutlaka mücadele edilmesi gereken bir alan olup çocuk evlilikleri ile mücadele sürecinde kararlı bir duruş sergilenmeli, çeşitli bahanelerle  istisnalar yaratılmamalı, çocuk evliliklerine hiçbir surette tolerans gösterilmemeli ve çocuk  evliliklerini sonlandırmak için kararlı devlet politikaları uygulanmalıdır.