Türkiye’nin yeni ayıbı: Aslı Erdoğan tutuklandı

Mahkeme kararıyla geçici olarak kapatılan Özgür Gündem gazetesinin yazarlarından ve Yayın Danışma Kurulu üyesi Aslı Erdoğan tutuklandı. Hakimlik Erdoğan'ın gazetenin Danışma Kurulu üyesi olması ve köşe yazılarını gerekçe göstererek örgüt üyeliği ve propaganda suçundan tutuklanmasına karar verdi.

CANAN COŞKUN

Özgür Gündem gazetesinin 16 Ağustos’ta kapatılıp binasına polis baskını yapılmasının ardından, gazetenin Yayın Danışma Kurulu üyesi ve yazarlarından, Aslı Erdoğan’ın evi de basılarak gözaltına alınmıştı. Gözaltındayken rahatsızlanarak hastaneye kaldırılan Erdoğan, emniyetteki ifade işlemlerinin tamamlanmasının ardından savcılık sorgusu için dün Çağlayan'da bulunan İstanbul Adliyesi'ne getirildi. Savcılıktaki ifadesinde üzerine atılı hiçbir suçlamayı kabul etmediğini söyleyen Erdoğan, tutuklama istemiyle mahkemeye sevk edildi. Esenler İlçe Emniyet Müdürlüğü TEM Şubesi’nde “örgüt propagandası yapmak”, “örgüt üyesi olmak” ve “Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak” suçlamaları isnat edilen Erdoğan, savcılık sorgusunda suçlamaları kabul etmedi.

Yazıları edebi ve sosyolojik

Erdoğan ifadesinde, suçlamalara delil olarak gösterilen köşe yazılarının genellikle edebi ve sosyolojik olduğunu belirtti. Gazetenin künyesindeYayın Danışma Kurulu üyesi olarak gösterildiğini söyleyen Erdoğan, bunun tamamıyla sembolik bir kurul olduğunu ifade etti. Erdoğan, “Gazeteye yayın politikası ile ilgili herhangi bir öneri, görüş, talimat verme yetkisine haiz değilim” dedi. Danışma kurulu üyelerinden Necmi Alpay, Ragıp Zarakolu ve Filiz Koçali'yi tanıdığını belirten Erdoğan, Ayhan Bilgen ve Bilge Contepe ile hiç tanışmadığını söyledi.

Formalite icabı

Erdoğan ifadesinde 1998 yılında Radikal gazetesinde yazılar yazmaya başladığını aktararak, şunları söyledi:

“2011 yılının Mart ya da Nisan ayında Özgür Gündem'de yazmaya başladım. Edebiyatçı olduğumdan 7 adet romanım bulunmaktadır. 15 dile çevrilmiştir. Fil ve Kara Karga edebiyat dergilerine de yazılar yazıyorum. Benim hiçbir terör örgütüyle hiçbir şekilde ilişkim yoktur. Yayın danışma kurulunun kimler yazı yazacak, yayın politikası nasıl olacak şeklinde bir müdahalesi kesinlikle yoktur. Tamamıyla formalite icabı künyede gösterilmekteyim. Üzerime atılı hiçbir suçlamayı kabul etmiyorum.”

ERDOĞAN'IN AVUKATI: GEREKÇE BELİRTİLMEDİ

Aslı Erdoğan’ın avukatı Cihat Duman T24'e yaptığı açıklamada, "Dosyada herhangi bir delil olmamasına rağmen sadece yazdığı deneme yazılarıyla ‘örgüt üyeliği’ ve ‘devletin bütünlüğü’nü bozmaktan adliyeye sevk edildi. Gerekçe belirtilmeden tutuklandı. Gerekçesiz nadir tutuklamalardan biri" dedi.

Duman, "Daha önce siyasi davalarda ibret olsun diye tutuklama kararı verildiğinde kötü de olsa bir gerekçe yazılırdı. Bu sefer onu bile yazmadılar. Ev aramasında lehine olabilecek birçok delil toplanmadı, bir kısmını biz topladık. Topladığımız deliller dikkate alınmadı. Gazetenin sorumlusu olmadığı halde sorumluymuş gibi yargılandı" ifadesini kullandı.

'CEZAEVİ KOŞULLARI HAYATİ TEHLİKE OLUŞTURABİLİR'

Erdoğan’ın sağlık durumunun cezaevi koşullarını kaldırmayacağını söyleyen Duman, "Pankreas sorunu var. Üstelik omurilikten ameliyat olduğu için boyunluk kullanıyor. Bu nedenle düzenli beslenemiyor. Cezaevi koşulları hayati tehlike oluşturabilir" dedi.

?Avukat Duman, Aslı Erdoğan’ın Bakırköy Cezaevi’ne gönderildiğini söyledi.

Anne Erdoğan: Kızım yalnızım diyordu görüyorum ki yalnız değil

Aslı Erdoğan'ın annesi Mine Erdoğan da, kızının eserlerinde naifliği gördüğünü belirterek, "Onun eserlerini okumayı çok seviyorum ve onunla gurur duyuyorum" dedi. Anne Erdoğan, "Aslı her şeyi bırakıp yazar oldu. Hep mazlumların yanında oldu. Çok cesur olarak yazılarını yazdı" ifadelerini kullandı. Ölüm oruçlarını ve Kürdistan'da yaşanan vahşetleri yazdığına dikkat çeken Anne Erdoğan, "Her zaman zoru seçti. Nerede ezilenler varsa onları yazıp, yanında oldu." diyerek kızı ile arasında geçen bir anıyı anlattı: "Bana yalnızım diyordu ama şimdi gördüm ki o hiçte yalnız değil."

Aslı Erdoğan hakkında

1967 doğumlu Aslı Erdoğan, Amerikan Robert Lisesi, ardından Boğaziçi Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği bölümünü bitirdi.

Yüksek lisansını CERN (Conseeil Europeen pour la Recherche Nucleaire)’de hazırladı. Rio de Janeiro’da başladığı fizik doktorasını yarıda bırakarak yazmayı seçti.

1994 ‘te ilk kitabı yayımlandı.

Ulusal ve uluslararası basında kendinden övgüyle bahsedilen yazar, 1997’de Deutsche Welle’nin düzenlediğ yarışmada Tahta Kuşlar adlı öyküsüyle birincilik ödülü aldı, bu öykü dokuz dile çevrildi.

Kırmızı Pelerinli Kent romanı Gyldendal Yayınları’nın (Norveç) Marg –omirilik— serisine seçildi. Hayatın Sessizliğinde (2005) Dünya Yayınları tarafından yılın kitabı seçildi.

Hayatın Sessizliğinde’den bir bölüm Piccola Tiyatrosu’nda (Milan) Serra Yılmaz tarafından seslendirildi, dans tiyatrosu ve baleye uyarlandı.

Mahpus adlı öyküsü Fransa’da filme çekildi.

Yunus Nadi (Mucizevi Mandarin), Sait Faik (Taş Bina, 2010), Lillehammer Festivali’nin ana konuşmasını yaptı (2011), Zürih Şehir Yazarı seçildi (2012) Words Vithout Borders (2013)