Türkiye’nin sinir uçları

Irak ve Suriye’deki gelişmeler gün geçmiyor ki Türkiye’nin sinir uçlarına dokunmasın. Tüm dikkatler bir bölgeye yoğunlaşmışken aniden başka bir yerden uyarılar gelmeye başlıyor.

Sertaç Eş

 

Önce Irak’tan başlayalım. Türkiye, PKK ile mücadele kapsamında bu ülkenin kuzeyinde belli bölgelere 1990’lardan sonra zaten asker konuşlandırmıştı. Geçen ilkbaharda başlayan harekât ile örgütün sızma güzergâhını kapatmak amacıyla birlikler ilk kez bu kadar güneye, Sidekan bölgesine kadar ilerledi. Hedef olarak da ilk önce Çoman ardından Kandil dağı olarak gösterildi.

<haber-dikey:1101451>

Türk birliklerinin konuşlu olduğu başka bir bölge ise Musul’un Başika kasabası. ABD’nin Irak üzerinde İran’la sürdürdüğü bilek güreşinin Türkiye’ye de yansımaları oluyor. Son seçimlerde Irak’ta İran’a mesafe koymasıyla bilinen Sadr’ın koalisyonu birinci çıktı. Ardından Basra bölgesinde sokak gösterileri başladı, temel hedef İran’dı... İç tartışmaların arasından, Türkiye sınırına muhafız konuşlandırılması, Başika’daki birliğe artık gerek olmadığı sesleri de gelmeye başladı. Türkiye’nin bir gözü Irak’ta, önümüzdeki süreçte bu ülkedeki sinir uçlarına dokunan uyarılar artabilir.
Türkiye’nin Suriye’deki askeri konuşlanması ise şu an için Fırat’ın batısındaki Cerablus’tan başlayıp

Cisr el Şuğur’a kadar geniş bir bölgeyi kapsıyor. Şu an için diyoruz, çünkü Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Fırat’ın doğusu için de benzer bir uygulamaya gideceklerini açıklıyor. ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey ise İran güçleri tamamen Suriye’den çıkarılmadan bu ülkeden ayrılmayacaklarını söylüyor, ortakları ise PKK destekli YPG.
İdlib’de Rusya ile uzlaşılan güvenli bölgeden radikal grupların çıktığı haberleri geliyor. Anlaşılan, 15 Ekim’den sonra yeni raunda geçilecek.

Türkiye askeri olarak geniş bir alana konuşlanmış durumda. Temel yaklaşım, “ülke güvenliğinin sınır ötesinden sağlanması” şeklinde dile getiriliyor. Dünyanın ve bölgenin en güçlü aktörleri Suriye ve Irak’ta çıkarları doğrultusunda faaliyet yürütüyor.
Büyük güçlerin yaptığı hataların bedelini kendilerinin değil, başkalarının ödediğini de yaşayarak görüyoruz.

Aman, sınırlara da sinirlere de dikkat!