Türkiye'nin Ortadoğu politikası ABD toplantılarında
Türkiye'nin Ortadoğu politikası ve bölge ülkeleriyle olan ilişkileri, Washington'daki düşünce kuruluşlarının çeşitli toplantılarında sıkça gündeme geliyor.
cumhuriyet.com.trABD'deki düşünce kuruluşlarından Orta Doğu Enstitüsü'nün 63. yıllık konferansının Irak konulu oturumunda konuşan ABD Dışişleri Bakanlığı'nın üst düzey yetkililerinden Michael Corbin, sınır ötesi operasyonlardan sonra Türkiye ile Irak arasında sadece son bir yıl içinde görüldüğünü söylediği çarpıcı değişikliklerden duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
Corbin, Türkiye'nin hem Irak hem de kuzeydeki bölgesel yönetimle, ekonomik alanda ve terörizme karşı ortak çıkarlar temelinde birlikte çalıştığını söyleyerek, iki ülke arasında karşılıklı üst düzey ziyaretlere değindi.
Türkiye'nin, terör örgütü PKK sorununu, hem ülke içinde hem dışında nasıl ele alacağı konusunda gösterdiği yaklaşımın, Irak ile ilişkilerinde yeni bir olgunluğu yansıttığını ve bunu çok olumlu bulduklarını kaydeden Corbin, iki ülke arasında terörle mücadele konusunda kurulan mekanizmadan övgüyle bahsederek, 2 yıl önce böyle bir şeyin düşünülemeyeceğini sözlerine ekledi.
Aynı toplantıda konuşan, merkezi Washington'da bulunan Irak Vakfı adlı kuruluşun müdürü Rend El Rahim Francke de, Türkiye'nin bölgesel rolünü tanımlama bağlamında, siyasi olarak önemli gelişmeler gösterdiğinden bahsetti.
"Yükselen güç Türkiye"
Washington'daki bir diğer düşünce kuruluşu El Hevar da, "Türkiye'nin Yeni Orta Doğu Politikası" başlıklı bir konferans düzenledi.
Konferansta konuşan George Mason Üniversitesi öğretim üyesi Dr. Cemil Aydın, Türkiye'nin, bölgesinde "ideolojik eğilim taşımayan tek gerçekçi güç ve yükselen bir model" haline geldiğini, bunun "Yeni Osmanlıcılık" değil, Orta Doğu ile ilişkilerin normale döndürülmesi ve demokratikleşme sürecinin bir sonucu olarak görülmesi gerektiğini belirtti.
Aydın, "hükümetin, muhafazakar kültürden geldiği için Arap dünyasına sempati gösterdiği" yaklaşımının doğru olmadığını, Türkiye'nin Arap ülkeleriyle ilişkilerini hiçbir zaman kesmediğini, bölge ülkelerine yönelik açılımların halktan destek gördüğünü, ayrıca Türkiye'nin Arap dünyasına karşı tarihi bağlarının unutulmaması gerektiğini söyledi.
"Önemli işlerin büyük Batılı güçler tarafından yapılması gerektiği, küçük aktörlerin sadece kendi çıkarlarını düşündüğü, evrensel düzeyde düşünemediği" yaklaşımına sert eleştiriler yönelten Aydın, "Eğer Kissinger Çin'e giderse, büyük, dahi diplomat, ama (Dışişleri Bakanı Ahmet) Davutoğlu aynı şeyi yapsa Batı düşmanı oluyor. Bu çok tehlikeli bir yaklaşım" ifadesini kullandı. Aydın, "oryantalist ve ırkçı" olarak nitelendirdiği bu tip "basmakalıp yargılar"la mücadele edilmesi gereğine değindi.
"Türkiye'den ders alamamız gerekiyor"
Aynı toplantıda konuşan Uluslararası İslami Düşünce Enstitüsü Başkan Yardımcısı Cemal Barzinci de, Türkiye'nin Arap dünyası için çok önemli bir ülke ve bir "rol modeli" olduğunu belirterek, "Türkiye'de, halkın desteğini alan ve hiçbir şekilde şiddet içermeyen bir değişimin nasıl meydana geldiğinin bir örneğini görüyoruz. Bu bizim almamız gereken müthiş bir ders" dedi.
Türkiye'yi sık sık ziyaret ettiğini, son yıllarda hem toplumun her alanında hem de dış siyasette büyük değişimler gözlediğini ifade eden Barzinci, Türkiye'nin "komşularla sıfır sorun" politikasından övgüyle bahsederek, "Hepsi değil, sadece birkaç Arap ülkesinin bile, 'bundan böyle tüm komşu ülkelerle sorunlarımızı çözeceğiz' dediğini düşünebiliyor musunuz? Bu çok farklı bir zihniyet ve liderlik gerektiriyor, ki maalesef bunların hepsi (Arap ülkelerinde) eksik" diye konuştu.