'Türkiye'nin asıl temel sorunları konuşulmaz oldu'
CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, ''Türkiye'nin temel sorunları; yolsuzluk, yoksulluk ve işsizliktir. Ama ne yazık ki son yıllarda bunlar konuşulmaz oldu'' dedi.
cumhuriyet.com.trTürk-İş Afyonkarahisar İl Temsilciliği'ni ziyaret eden CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, demokrat partilerin dayanağının işçi, emekli, köylü ve emekçi olduğunu belirterek, CHP'nin bundan sonraki günlerde sendikalarla ilişkilerinin yüksek boyutta olacağını söyledi. 12 Eylül öncesi 3 milyona yakın sendikalı işçi olduğunu, bugün sayının 600-700 bin civarında düştüğünü ifade eden Tekin, bu durumun Türkiye'nin en büyük ayıplarından biri olduğunu belirtti.
Tekin, şunları söyledi: ''Siz, sendikacılığı yok ederek demokrasiyi işletemezsiniz. İnşallah, CHP iktidarı ile bu taşeronluk sistemi bitecek ve mutlaka iş güvencesi olacak. Yani insanların 'yarın patron beni ne yapacak, işime gidebilecek miyim' kaygısı ortadan kalkacak. Bunu samimi olarak söylüyorum ve bunun da en büyük teminatı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'dur. Kılıçdaroğlu, bu alanı çok iyi bilen bir insandır. Büyük bir şanstır. İnanıyorum ki önümüzdeki süreçte en azından emek dünyasının bu sıkıntıları azalacaktır. CHP iktidarı döneminde sadece işçiler değil, emekliler de paylarını alacak.''
'Temel sorunlar konuşulmaz oldu'
Türkiye'nin asıl temel sorunlarının; yolsuzluk, yoksulluk ve işsizlik olduğu görüşünü savunan Tekin, şöyle devam etti: ''Ama ne yazık ki son yıllarda bunlar konuşulmaz oldu. Sanki Türkiye'de yolsuzluk yokmuş gibi algılanıyor ya da yoksulluk yokmuş gibi algılandı. Türkiye'nin sosyal yapısı bozuldu. Sayın Başbakan bir de övünerek söylüyor 'ekonomide 16. sıradayız' diye. Ekonomide dünyada 16. sırada olan bir ülkede 10 milyon insan sosyal yardımlarla geçinir vaziyete gelmişse bu, ülkenin en büyük ayıplarından bir tanesidir. İnsanların sağlığı, yaşam hakkıdır, anayasal haktır. Eğitim hakkı, tartışmasız anayasal hak haline gelmeli. Geçinme hakkı, yani devlet iş bulana kadar o vatandaşın geçimini sağlayacak ücreti vermek zorunda. Bunların hepsi bizim projelerimizin içinde var. Bunları da sağlayacağız.''
'Gereksiz tartışmalar var'
Türkiye'de çok gereksiz tartışmaların yaşandığını ifade eden Tekin, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, CHP'nin başörtüsü sorununun çözümüne yönelik projesinde yer almak istemediğini söyledi. Başörtüsü konusunda belli bir noktaya gelindiğini, en azından üniversitelerde bu sorunun hemen hemen tartışılmaz hale geldiğini belirten Tekin, ''Şu anda hiç bir üniversitede türbanlı kardeşlerimizin eğitim hakları gasp edilmiş değil. Ama ısrarla İktidar kaşımak istiyor. Başka noktalara götürmek istiyor. Yani, çözümden yana gözükse de çözüme önerebileceğimiz proje içerisinde kendilerini görmek istemiyorlar'' görüşünü dile getirdi.
Türkiye'de ''organize hukuk kurulduğunu'' dile getiren Tekin, şöyle konuştu: ''Yani Türkiye'de organize çete, organize mafya, organize yolsuzluk olurdu. Şimdi organize yasa, organize hukuk oluyor. Bu, iktidarda olan siyasi parti için hayırlı bir iş değildir. Yasama, yürütme ve yargı... Dünyanın demokrasiyle işleyen her yerinde, bu üç kurum, farklıdır. Eğer siz üç kurumu tekil bir şeye bırakırsanız, bir tek adam himayesine bırakırsanız, kim olursa olsun tehlikelidir. Yarın Kemal Kılıçdaroğlu da başbakan olsa, onun için de tehlikelidir. Mutlaka bunun giderilmesi lazım. Yani böyle bir organize iş olabilir mi?''
Cumhurbaşkanı
CHP'nin, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e, ailesine ve eşine bir husumeti olmadığını belirten Tekin, ''Sanki Sayın Cumhurbaşkanı'na, ailesine, eşine kişisel bir husumetten dolayı bir boykot varmış gibi tartışılıyor. Kesinlikle böyle bir şey yok. Geçmiş dönemlerde de olmadı. 'Köşkü protesto ediyoruz eşinden dolayı, ailesinden dolayı...' Bu, mümkün olabilir mi? Uygulamalarından dolayı'' dedi.
Tekin, şöyle devam etti: ''Sayın Cumhurbaşkanı, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı mı olacak, AKP'nin mi Cumhurbaşkanı olacak? Ne yazık ki Sayın Cumhurbaşkanı, Türkiye Cumhurbaşkanı olamadı. Halen AKP Cumhurbaşkanı gibi davranıyor. Son yargıdaki operasyonda ben Cumhurbaşkanından bir tavır beklerdim. Sonuç itibariyle Cumhurbaşkanı hepimizi temsil eden bir makam. Bunlar olmayınca temel sıkıntımız burada. CHP'nin kişisel olarak herhangi bir aileye ya da insana böyle bir boykotu söz konusu değil. Tam tersine bugün bir gazetede çıkmıştır; Sayın Emine Erdoğan'ın böyle bir boykotu var. Sayın Başbakan da kendisi ifade etti, 'ben eşim ya da kızımla giderim' dedi. Belli ki Emine hanımı ikna edememiş. Buradaki sıkıntıyı da sizlerle paylaşmak istiyorum.''
Seçim barajı
Tekin, başörtüsü sorununu da ortadan kaldıran yeni bir anayasa yapılması gerektiğini söyledi. Mecliste bulunan 3 partinin yeni bir anayasa için ortak söylemi bulunduğunu hatırlatan Tekin,şunları söyledi: ''Sayın Başbakan referandum döneminde, hep özgürlükler temasını kullandı. Demokrasi ve özgürlük en çok siyasetçilere lazım. Eğer siyasette demokrasi işlemiyorsa, siz vatandaşa demokrasiyi tarif edemezsiniz. Şimdi 550 milletvekili var. Bu 550 milletvekili, milli iradeden gelen milletvekilleri midir? Sizin tercihlerinizle seçilen milletvekili var mı merak ediyorum? Partilerin genel başkanları tayin eder ve bizler de oy vermek zorunda kalırız. Başka seçeneğimiz yok. Gelin bunları değiştirelim. Dünyanın hiç bir yerinde olmayan bir baraj var. Yüzde 10 barajı... Bunu kaldıralım dedik. Basınla ilgili ciddi sorunlar var. Şu anda iktidar partisinin parlamentoda ciddi bir sayısal gücü var. Anamuhalefet olarak bizler varız, muhalefet partileri var. İki ay içerisinde Türkiye'ye yakışır, Türkiye demokrasisinin önünü açan bir anayasa yapalım diyoruz."
'CHP 29 Ekim resepsiyonuna katılacak mı?'
Gazetecilerin, ''CHP 29 Ekim Resepsiyonuna katılacak mı?'' sorusunu Tekin şöyle yanıt verdi: ''Bilemiyorum. Şu anda daha kurumsal bir şey yok. MYK'da tartışılmış, konuşulmuş bir şey yok. Önümüzdeki günlerde karar alınır. Türkiye'nin bütün sıkıntıları bitti, bu resepsiyon sıkıntısı mı başladı. Gitse ne olur gitmese ne olur? Ben hayatta resepsiyonlara katıldım.''