Türkiye'den itiraf: Reyhanlı'daki bombalı saldırıyı El Kaide yaptı

AGİT toplantısında, Büyükelçi İldem konuşmasında Reyhanlı saldırısını El Kaide'nin yaptığını itiraf etti.

cumhuriyet.com.tr

Reyhanlı'da yaşanan patlamaları El Kaide'nin üstlenmesinde sonra AKP durumu inatla inkar etmiş, dönemin İçişleri Bakanı Muammer Güler, 'örgütle ilgisi yok' demişti. AGİT toplantısında ise, Büyükelçi İldem konuşmasında Reyhanlı saldırısını El Kaide'nin yaptığını itiraf etti.

11 Mayıs 2013'te, Hatay'ın Reyhanlı ilçesinde meydana gelen patlamada resmi rakamlara göre 52 kişi yaşamını yitirmişti.

Patlamanın ardından hükümet adına konuşan Başbakan Erdoğan, Suriye rejimini suçlamış, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad ile görüşen CHP heyetini de dolaylı olarak Reyhanlı'da yaşananlardan sorumlu tutmuş; "Elimizde belgeler var" demişti.

Dönemin İçişleri bakanı Muammer Güler; ''Reyhanlı saldırısını kimin, ne zaman yaptığı, hangi araçların kullanıldığı, hepsi belgelerle kameralarla o kadar açık ki... El Kaide’nin geçmişte benzer eylemleri vardı ama Reyhanlı saldırısını El Kaide’nin yaptığını söylemek yanlış olur. Bir kişi hariç, Reyhanlı saldırısını yapanların hepsi yakalandı” diyerek, El Kaide'yi aklama seferberliğinin parçası olmuştu.

Saldırı ile ilgili hazırlanan iddianamede, THKP/C'nin de saldırıda parmağı olduğu iddia edilmiş, örgütün Suriye istihbarat servisi Muhaberat ile ilişkisi olduğundan söz edilmiş, Mihraç Ural'ın adına vurgu yapılarak Muhaberat ile birlikte saldırıyı planladığı belirtilmişti.

Öte yandan Başbakan, Gezi Parkı eylemleri için de "Reyhanlı'nın devamı" ifadelerini kullanmıştı.

Türkiye'nin 'El Kaide' itirafı
Al Monitor’den Tülin Daloğlu’nun haberine göre; Ermenistan Barolar Birliği’nin ABD Başkanı Barrack Obama’ya 25 Mart’ta gönderdiği mektupla birlikte Ermeni toplumu, Türkiye’nin bir Suriye savaş uçağını düşürdüğü Kesab’taki İslamcılar'ın saldırılardan doğrudan Türkiye’yi sorumlu tuttu.

Ermenistan Büyükelçisi Arman Kirakossian, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı’nın (AGİT) 27 Mart’ta yapılan 992. toplantısında, Türkiye’ye şu suçlamaları getirdi:

“Ermenistan delegasyonu olarak, Kuzeybatı Suriye’deki Ermenlerin antik yerleşim bölgesi olan Kesab’taki saldırılar nedeniyle büyük kaygı taşıyoruz. Son bir kaç gündür Kesab, Türkiye’den gelen El Kaide bağlantılı grupların saldırısı altında. Kaba saldırılar sivilleri de hedef alıyor ve yerel Ermeni nüfusun bölgeyi boşaltarak daha güvenli yerlere kaçmasına neden oluyor. Aşırıcı gruplar kasabayı işgal etti, Kesab’taki Ermeni dini değerlerine ve üç Katolik kiliseye saygısızlık yapıyorlar. Türkiye’yi terörist grupların kendi topraklarını kullanarak Kesab’a yaptığı saldırılara karşı acil ve etkili önlemler almaya çağırıyoruz.”

Toplantıda, Ermeniler'in dile getirdiği Kesab’taki saldırıların arkasında Türkiye’nin olduğu iddialarını, Büyükelçi Tacan İldem yanıtladı.

İldem, Ermenistan'ın iddiasına yanıt olarak, Reyhanlı'daki patlamaların El Kaide tarafından yapıldığını söyleyen ilk Türk yetkili oldu.

Büyükelçi; Reyhanlı’da 52 kişinin yaşamını yitirmesine ve 146 kişinin yaralanmasına neden olan bombalı saldırılar, El Kaide unsurları tarafından yapıldı ve El Kaide unsurlarının Suriye dışındaki operasyonudur” dedi.

 
İldem, AGİT toplantısında, Ermeni meslektaşlarının kaygısına katıldığını belirtirken, Kesab’taki saldırıların, Türkiye’de üslenmiş olan El Kaide unsurlarının operasyonu olduğu iddialarının saçma olduğunu savundu.

Dışişleri Bakanlığı’nın bu iddiaları bir basın açıklamasıyla şiddetle reddettiğini vurgulayan İldem, “Türkiye, El Kaide’nin üssü değil, hedefidir. Dört büyük El Kaide saldırısının İstanbul’da yaşandığını yaşandığını unutmayalım” dedi.

Daloğlu’nun haberinde yer alan AGİT’teki Türkiye Büyükelçisi Tacan İldem’in Reyhanlı’ya ilişkin itirafı, Reyhanlı saldırılarının ardından örgütün kendisinin de itiraf ettiği üzere, saldırıların El Kaide tarafından yapıldığının, Türkiye cephesinden de kabul edilmesi anlamına geliyor.

Türkiye'nin bu "diplomatik itiraf"ının, Başbakan Erdoğan'ın Reyhanlı'yı Suriye'nin, CHP'nin ve hatta Gezi eylemlerine katılan milyonlarca insanın üzerine yıkmaya çalışarak söylediği yalanın da bir kanıtı niteliğinde olduğu görülüyor.