'Türkiye'den elimizi barışa uzatıyoruz'

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, olumlu adımlar atmaya ve istişarelerde bulunmaya devam edeceklerini, Filistin halkının özgürlük ve bağımsızlık mücadelesi için çaba harcamayı sürdüreceklerini kaydetti.

cumhuriyet.com.tr

Çankaya Köşkü'ndeki törende, 21 pare top atışı eşliğinde milli marşların çalınmasının ardından Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, Türkçe ''merhaba asker'' diyerek tören kıtasını selamladı.

Cumhurbaşkanı Gül ve Filistin Devlet Başkanı Abbas, törenin ardından Büyük Şeref Kapısı'nın önünde el sıkışarak basın mensuplarına poz verdi. Törende Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile diğer ilgililer bulundu.

 

Abbas Anıtkabir'i ziyaret etti

Türkiye'ye resmi ziyarette bulunan Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, Anıtkabir'i ziyaret etti. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün davetlisi olarak Türkiye'de bulunan Filistin Devlet Başkanı Abbas'ın Anıtkabir ziyareti, Aslanlı Yol'dan yürüyüşle başladı. Atatürk'ün mozolesini çelenk bırakarak saygı duruşunda bulunan Abbas, daha sonra Misak-ı Milli Kulesi'ne geçerek Anıtkabir Özel Defteri'ni imzaladı. Abbas ve beraberindekiler daha sonra Anıtkabir Müzesi'ni gezdi.

Ziyareti sırasında Abbas'a, Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar eşlik etti. Türkiye'ye dün gelen Filistin Devlet Başkanı, Anıtkabir ziyaretinin ardından Çankaya Köşkü'ne geçti. Burada Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından resmi törenle karşılanacak olan Abbas, ikili görüşmenin ardından Gül'le ortak basın toplantısı düzenleyecek. Abbas, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'la Resmi Konut'ta görüşecek.

 

Cumhurbaşkanı Gül, Abbas onuruna öğle yemeği verdi

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Türkiye'ye resmi ziyarette bulunan Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas onuruna öğle yemeği verdi. Çankaya Köşkü'ndeki basına kapalı yemeğe, Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile MİT Müsteşarı Hakan Fidan da katıldı.

 

'Hepimiz Filistin'de barış, huzur ve refahın gerçekleşmesini arzu ediyoruz'

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Türkiye'ye resmi ziyarette bulunan Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, görüşmelerinin ardından Çankaya Köşkü'nde ortak basın toplantısı düzenledi. Türkiye'yi ziyaretinden dolayı Abbas'a teşekkür eden Gül, Abbas'ın 2012'de üç kez, kendi cumhurbaşkanlığı döneminde de 11 kez Türkiye'ye geldiğini anımsattı. Türkiye ile Filistin arasındaki istişare ve yakın ilişkileri göstermesi bakımından bu ziyaretlerin önemli olduğunu dile getiren Gül, Abbas'ın Filistin'in BM'de ''üye olmayan gözlemci devlet'' statüsü kazanmasının ardından ilk resmi ziyaretini Türkiye'ye gerçekleştirdiğini vurguladı.

Cumhurbaşkanı Gül, ''Aslında biz Filistin'e bu statüyü 25 sene önce vermiştik, 1988 yılında. Dolayısıyla bizim gönlümüzde ve Türkiye'nin nazarında Filistin'in statüsü böyledir, bir devlettir'' dedi. 29 Kasım'ın ''Uluslararası Filistin ile Dayanışma Günü'' olduğunu hatırlatan Gül, ''29 Kasım'da, BM'deki oylamada dünyanın vicdanı bir kez daha açık seçik ortaya konup da Filistin'e bu statü verilince şüphesiz ki hepimiz çok büyük gurur ve heyecan duyduk'' ifadesini kullandı.

Türkiye'nin BM ile ilgili süreci yakından izlediğini, Abbas ile istişare içerisinde olduklarını dile getiren Gül, başta Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve bütün diplomatların seferber olduğunu, neticede de bu mutlu günün beraberce kutlandığını söyledi.

BM'de büyük çoğunluğun oyuyla Filistin'in bu statüyü kazandığının altını çizen Gül, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Ümit ediyoruz ki çekimser kalan ülkeler de mevcut pozisyonlarını kısa süre içerisinde değiştirirler ve Filistin'e bu desteği verirler. Şüphesiz ki iki elin parmaklarından daha az sayıda 'hayır' oyu veren ülkeler de bu kararlarını gözden geçirirler ve suyu yukarı akıtmanın doğru olmadığını, mümkün olmadığını ve bunun sürekli yapılamayacağını da anlarlar. Onlar da ümit ediyorum ki pozisyonlarını gözden geçirirler. Aslında hepimiz Filistin'de barış, huzur ve refahın gerçekleşmesini arzu ediyoruz. Bunun için en çok dersi alması gereken ülke de İsrail bu oylamadan. Dünyada nasıl yalnız kaldığını, kendisini destekleyenlere bile nasıl yük olduğunu, onları da dünya kamuoyunda nasıl zor duruma düşürdüğünü görmesi gerekir ve kendisinin barışçı bir şekilde masaya oturması gerekir. Ama ne yazık ki bu oylamadan sonra öfkeyle ayağa kalkan İsrail'in, Batı Şeria'da yeni yerleşim yerleri açma kararını hem esefle karşılıyoruz hem çok şiddetle tenkit ediyoruz.''

 

'Çabaları orta ve uzun vadede kendi aleyhlerine olacak'

İsrail'in yeni yerleşim yerleri kurma kararının kritik bir konu olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Gül, Batı Şeria'da Filistinlileri ayırmaya, kuzey ve güney arasına girmeye ve oraya bir yerleşim bölgesi kurmaya ilişkin kararı çok tehlikeli gördüklerini belirtti. Gül, şöyle konuştu: ''Bundan da bir an önce çekilmesini, nihayette Doğu Kudüs'ün Filistin devletinin başkenti olacağını ve 67 sınırlarına çekileceğini, her iki bağımsız ülkenin yan yana yaşayabilecekleri bir güven ortamını kabul etmeleri gerekir. Bunun ötesinde İsrail'in bütün çaba ve gayretleri orta ve uzun vadede kendi aleyhine olacağı da aşikardır. İsrail'in yerleşim yerleri politikasından bir an önce vazgeçmesini, bunun ateşle oynamak olduğunu ve bunun kesinlikle kabul edilemeyeceğini de bilmesini bir kez daha hatırlatmak isterim.''

''Değerli dostum, kardeşim'' diye hitap ettiği Abbas'ı, çalışma arkadaşlarını ve Filistin halkını kutlayan Cumhurbaşkanı Gül, ''Bu süreçte olduğu gibi bundan sonraki süreçte de Türkiye, bütün gücüyle Filistin'in bağımsız bir devlet olarak, bu sefer günü geldiğinde BM'ye üye olması için çalışacağını da hatırlatmak istiyorum'' diyerek sözlerini tamamladı.

 

'Bölünmüşlük sona erdirilmeli'

Cumhurbaşkanı Gül, Filistinli gruplar arasında uzlaşı sağlanamadığının hatırlatılması ve Abbas ile görüşmelerde bu konunun gündeme gelip gelmediğinin sorulması üzerine, görüşmelerinde Abbas'ın bu konuda kendilerine detaylı bilgi verdiğini, en büyük amaçlarının uzlaşma sağlamak olduğunu söylediğini aktardı.

Gül, ''Şüphesiz ki böyle kritik bir süreçten geçilirken artık bu bölünmüşlüğün muhakkak sona erdirilmesi gerekiyor. Biz de düşüncelerimizi kendisiyle paylaştık. Bu konuda bildiğiniz gibi zaman zaman katkılarımız da söz konusu oluyor. Ümit ederiz ki kısa süre içerisinde Filistin'in birliği, bütünlüğü sağlanır. Bu, uluslararası arenada da Filistin davasına ayrı bir güç katacaktır'' değerlendirmesinde bulundu.

 

'İsrail'in yerleşim birimi inşası kararı, kırmızı çizgi'

Sözlerine Türkiye'nin Filistin'e verdiği destek için teşekkür ederek başlayan Abbas, BM'deki ''üye olmayan gözlemci devlet'' statüsü oylamasında üye ülkelerin üçte ikisinden fazlasının Filistin'i desteklediğini hatırlattı. Filistin'in 1988 yılından bu yana 132 devlet tarafından ikili düzeyde tanındığını, pek çok ülkeyle resmi ve diplomatik ilişkiler kurduğunu ifade eden Abbas, ''Çalışmalarımızı sürdüreceğiz ve halkımıza şu sözü veriyoruz; Biz BM'de tam üyelik sıfatını kazanıncaya kadar çabalarımızı sürdüreceğiz. Biz şundan eminiz ki siz ve hükümetiniz bize bu yolda destek vereceksiniz'' dedi.

''Biz buradan, Türkiye'den elimizi barışa uzatıyoruz'' diye konuşan Abbas, olumlu adımlar atmaya ve istişarelerde bulunmaya devam edeceklerini, Filistin halkının özgürlük ve bağımsızlık mücadelesi için çaba harcamayı sürdüreceklerini kaydetti. İsrail hükümetinin Filistin topraklarında yeni yerleşim yerleri inşa edilmesine ilişkin aldığı son karara dikkati çeken Abbas, ''Bu karar düşmanca bir işlemdir ve kırmızı bir çizgidir. Hiçbir şekilde bunun yürürlüğe girmesine izin vermeyeceğiz'' diye konuştu. İsrail'in eylemlerinin uluslararası sözleşmeleri ihlal ettiğini belirten Abbas, ''İsrail, barışı seçerse bizim hazır olduğumuzu görecek. Eğer yerleşim birimleri inşa etmeyi devam ettirirse, ve özellikle E1 bölge yerleşimlerini devam ettirirse, biz farklı bir tutum takınacağız'' dedi.

 

'Uzlaşıda kararlıyız'

Cumhurbaşkanı Gül ile verimli görüşmeler yaptıklarını, bölgedeki son gelişmeleri ve özellikle de Filistin meselesini ele aldıklarını ifade eden Mahmud Abbas, ''Şunu da vurguladık, Filistinliler arasındaki uzlaşıyı gerçekleştireceğimize kararlıyız, Gazze'deki abluka ve işgal sona erinceye kadar bu tutumu devam ettireceğiz'' diye konuştu. Abbas, Türkiye'nin Filistin'e sağladığı siyasi, maddi ve diplomatik destekten dolayı Gül'e teşekkür ederek, Türkiye'nin, her zaman Filistin'in yanında yer alacağına dair inancını da dile getirdi.

 

'Uzlaşı girişimini canlandırmak gerekiyor'

Filistinli gruplar arasındaki uzlaşı sürecinin gidişatına ilişkin soru üzerine Abbas, geçen Şubat'ta Doha'da bir anlaşmaya varıldığını, bu anlaşmanın Kahire'de perçinlendiğini belirterek, hem başkanlık, hem ulusal konsey seçimlerinin en kısa sürede yapılması için anlaşmaya vardıklarını kaydetti.

Bu süreçte, birincisi Gazze'ye yönelik İsrail saldırısı, ikincisi BM'deki statü başvurusu olmak üzere iki önemli tecrübeden geçtiklerini söyleyen Abas, ''Bundan dolayı, zorunlu bir şekilde, özellikle uzlaşıyla ilgili olarak tekrar bu girişimi canlandırmamız gerekiyor'' dedi.

Abbas, 1-2 hafta içerisinde Kahire'ye gidip orada bu uzlaşıyı tamamlamak için görüşmelere devam edeceklerini söyledi. Mahmud Abbas, ''Seçimler yapılacak, daha sonra birleşmiş bir Filistin hükümeti oluşturulacak, sonra da bütün Filistinli kuruluşların birleştirilmesi için çaba harcanacak. Şimdi tek derdimiz budur'' ifadesini kullandı.

 

UCM'ye başvuru olabilir

Abbas'a, BM'deki yeni statünün ardından Filistin'in Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne başvuru hakkı kazandığı hatırlatılarak, İsrail'in yerleşim birimlerine ilişkin mahkemeye herhangi bir başvuruda bulunup bulunmayacağı da soruldu. Abbas bu soruya, ''Biz statüyü kazandıktan sonra gerçekten bütün ilgili ihtisas sahibi ve BM'ye bağlı örgütlere başvurma hakkını kazanmış olduk. Bizler esasında UCM'ye fazla hevesli değiliz, eğer İsrail uluslararası ve meşru durumlara bağlı kalırsa'' diye yanıt verdi. Özellikle E1 bölgesindeki yerleşim birimlerinin inşasının Batı Şeria'yı ikiye böleceğini kaydeden Abbas, ''Bunu kırmızı çizgi olarak görüyoruz'' dedi.

Abbas, ''İsrail bunu devam ettirecekse biz o zaman bütün metotları, şiddetten bahsetmiyorum, şiddete başvurmayacağız, barışçıl halkçı direnişe bağlı kalacağız, ama diğer bazı metotlar söz konusudur ve bunlar önümüzde açıldı. Belki de biz onlara başvurabiliriz. Eğer İsrail bu çalışmalarını sürdürürse, o metotları uygulayabiliriz'' diye konuştu.

 

'ABD'nin politikası değişsin'

BM'deki ''üye olmayan gözlemci devlet'' statüsü oylamasında İsrail'in yanı sıra ABD'nin de olumsuz oy kullanmasına ilişkin soruyu da yanıtlayan Abbas, ABD'nin İsrail'le ''pakttaş'' olduğunu, ancak Filistin'in de ABD'yle kendi ilişkilerinin bulunduğunu söyledi. ABD'nin Ortadoğu ve Filistin meselesine ilişkin yükümlülüklerini ihmal etmemesi gerektiğini belirten Abbas, Filistin meselesinin sadece kendilerini ve bölgeyi değil tüm dünyayı ilgilendiren bir konu olduğunu vurguladı.

Abbas, ''Ümit ederiz ki özellikle de BM'de olup bitenlerden sonra, ABD de daha gerçekçi bir şekilde durumu göz önüne alsın, görüş açısını biraz değiştirsin. İsrail devletine her zaman tarafgir olan tutumunu da biraz değiştirsin. Her zaman İsrail tarafında yer alırsa barış olamaz, bu durum herkese zarar verecektir, umarız ki ABD politikasında bir değişiklik meydana gelsin'' dedi.

 

Abbas, Dışişleri Bakanı Davutoğlu'nu kabul etti

Türkiye'ye resmi ziyarette bulanan Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nu kabul etti. Filistin'in BM'de "üye olmayan gözlemci devlet" statüsü kazanmasının ardından ilk yurt dışı ziyaretini Türkiye'ye gerçekleştiren Abbas, Dışişleri Bakanı Davutoğlu ile Ankara Swissotel'de bir araya geldi. Görüşme, gazetecilerin görüntü almasının ardından basına kapalı devam etti.