"Türkiye'deki 'kültürel özerklik' Avrupa'da yok"

DP Genel Başkanı Hüsamettin Cindoruk, Türkiye'de bugün en geniş anlamda 'kültürel özerklik' olduğunu belirterek, "Türkiye'de, Avrupa'nın pek çok ülkesinde olmadığı kadar geniş kapsamlı bir kültürel özerklik uygulaması bulunuyor" dedi.

cumhuriyet.com.tr

DP Genel Başkanı Hüsamettin Cindoruk, partisinin Merkez Karar Kurulu Toplantısı'nda yaptığı konuşmada cumhuriyetin bugün maalesef çok büyük bir tehdit altında olduğunu belirterek, "Bugün, Türkiye'de inisiyatif tamamen bölücü örgütün eline geçmiş bulunuyor. Hükümet ise, onların yoğunlaştırdıkları eylemlerini sessizce seyrediyor" dedi.

Yugoslavya örneğini veren Cindoruk, "Yugoslavya, tüm dünyanın gözü önünde paramparça oldu. Yugoslavya'nın yaklaşık 400 maddelik bir Anayasası vardı. Bu Anayasa, 2. Dünya Savaşı'ndan sonra yapılmış. Söz konusu Anayasa'da 'Özyönetim Hakkı', 'Herkesin Anadilini Kullanma Hakkı', 'Federal Anayasa', 'Eyalet Anayasaları', 'Federal Savunma Gücü', 'Eyalet Savunma Gücü' gibi kavramlar yer alıyordu. Şimdi, ülkemizdeki bölücü mihraklar 'Çalıştay' adı altında toplantılar düzenliyor. Bu toplantıda, Yugoslavya Anayasası'na benzer yeni bir anayasanın Türkiye'de uygulanması isteniyor. Kısacası, 'Türkiye parçalansın' deniliyor" dedi.

Türkiye'nin bugün en hayati meselesinin, 'bölücülük tehdidi' olduğunu savunan Cindoruk, AKP iktidarının ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ülke yönetimindeki basiretsizliği nedeni ile bölücülere cesaret verdiğini öne sürdü. Bölücü örgütün yan kuruluşu gibi hareket eden siyasal çevrelerin sürekli 'demokratik özerklik'ten bahsettiğini, buradaki amacın vatan toprakları üzerinde yeni bir devlet kurmak olduğunu kaydeden Cindoruk şöyle devam etti:

"Ülkemizi bölme gayretleri içerisinde olan grubun 'Demokratik özerklik' talepleri tam bir aldatmacadır. Bilindiği gibi, Türkiye'de bugün en geniş manada 'kültürel özerklik' vardır. Herkes kendi anadilinde her türlü gazete ve televizyon yayını yapma hakkına sahiptir. Bölgesel veya kültürel yapıların canlı tutulması amacıyla yapılacak faaliyetlerin hiçbirisi kısıtlanmıyor. Bunun yanı sıra devletin yayın kuruluşu TRT, Kürtçe dilinde 24 saat yayın yapan TRT-6 adındaki kanalında söz konusu ihtiyaçları fazlasıyla gideriyor.

Demokrat Parti uzmanları, AB üyesi ülkelerin yasal ve anayasal yapılarını ayrıntılı bir şekilde inceledi. Bu inceleme sonucunda, Türkiye'deki TRT-6 yayınına benzer bir uygulamanın olmadığını tespit etti. Oysa, bizde devlet parası ile ülkemizin resmî dili dışında bir dilde televizyon yayını yapılıyor. Bütün bunlar Türkiye'de, Avrupa'nın pek çok ülkesinde olmadığı kadar geniş kapsamlı bir kültürel özerklik uygulamasının bulunduğunu gösteriyor.

Ülkemizde bölücülük yapılırken, demokratikleşmeden söz edilmesi sadece ve sadece bir aldatmacadır. Çünkü demokrasiler, bireysel hak ve özgürlük sorunlarının azaltılması ve çözülmesinde işe yararlar. Buna karşılık milli kimlik mücadelelerinin demokrasiler yoluyla çözüldüğü görülmemiştir. Birden fazla milletin ortaklığı esas alınarak kurulan hiçbir devlet de ayakta kalmamıştır."