Türkiye'deki göçmenler, virüs ve açlık kıskacında
Salgın sürecinde adeta kaderlerine terk edilen kayıt dışı Afrikalı göçmenler, onlarca kişilik derme çatma evlerde kapanmanın bitmesini bekliyor.
Tuğba ÖzerFotoğraflar: Kurtuluş Arı
Onların gündemi dünyayı kasıp kavuran koronavirüs salgını değil, çok daha yakıcı bir gündem: Açlık ve hayatta kalma mücadelesi.
Özellikle geçimini günübirlik işlerle kazanan kesimler tam kapanma sürecinde devlet tarafından desteklenmeyerek adeta kaderlerine terk edildi. Bu kesimlerin başında da elbette göçmenler geliyor. Varlıkları dahi görülmeyen, kayıt dışı Türkiye’de bulunan göçmenler, onlarca kişi yaşadıkları evlerinde bu sürecin geçmesini bekliyor.
Tarlabaşı Dayanışma Grubu’ndan Muhammed Sıddık Yaşar ile Afrikalı göçmenlerin yoğunlukla yaşadığı İstanbul Aksaray’daki mahalleleri dolaştık.
9 yıldır başta mülteciler olmak üzere yoksul kesimlerle dayanışma faaliyeti içerisinde olduklarını anlatan Yaşar, kapanma sürecinde İstanbul’un çeşitli semtlerinde evlere giderek ihtiyaç sahiplerine market kartları dağıtıyor.
KAYIT YOK STATÜ YOK
“Kapanma sürecinde ciddi kırılmalar var” diyerek sözlerine başlayan Yaşar, “Acil ihtiyaçları gıda sorunu bu süreçte. Salgınla çok ilgilenmiyorlar çünkü koronadan daha büyük sorunları var. Hayatta kalmaya çalışan insanlar bunlar. Buraya Afrika’dan Ebola virüsü salgınını yaşayıp gelen insanlar var. Salgına değil, güncel yaşamlarına bakmak durumundalar” diyor.
Sıklıkla sahada olan Yaşar, süreci şu sözlerle özetliyor: “İnformel işlerde çalışan ister yurttaş ister sığınmacı olsun yiyecek stoku yapamıyor. Bir de kapanmanın birden açıklanması bebekli aileleri ve hasta insanları yemek bulamamaya itti. Restorandan bir şeyler dilenme imkânları oluyordu ama şimdi onlar da kapalı. Devlet de yeterli önlemi alamadı. Bu insanların toplumda bir karşılığı yok. Nerede yaşadıkları, ne yaptıkları belli değil. Zaten resmi bir kayıtları da olmadığı için herhangi bir statüye sahip değiller. Göçmenler tamamen olayın dışında bırakıldı. Pandeminin başından beri yaşamları önemsenmiyor. Ve Türkiye’deki kayıt dışı sayısı azımsanacak gibi değil.”
GERİ GÖNDERİLME REKORU ONDA
Afrikalıların çoğunun hedefi İstanbul’da kısa bir süre geçirdikten sonra Avrupa’ya geçiş yapabilmek. Konuştuğumuz göçmenler neden gitmek istiyorsunuz sorumuza ise “iş yok” yanıtını verdiler.
30 yaşındaki Senegalli Ali için “geri gönderilme rekoru onda” diyor arkadaşları. 1,5 yıldır Türkiye’de olan Ali, birçok kez Hollanda’daki ağabeyinin yanına kaçmaya çalışmış ancak her seferinde Yunanistan polisleri tarafından yakalanıp, üzerindeki kıyafetler de dahil tüm eşyaları alınarak geri gönderilmiş. Burada bir ayakkabıcı dükkânında çalışan Ali, ülkesindeki yaşlı annesine para gönderdiğini söylüyor. Gitmeye çalışsa da Türkiye’yi ve insanlarını sevdiğini de sözlerine ekliyor. Salgın sürecine ilişkin ise “Çalıştığım yerden aldığım maaş düşük, yetmiyor. Ama boş oturmaktan her zaman daha iyidir. 17 gün evde boş oturacağım. Bu süreç bizim için çok zor. Şu an sınırlardan geçişler de tamamen durmuş durumda, bu süreçte gitmek imkânsız” diyor.
MARYEM GİTMEYİ DÜŞÜNMEYENLERDEN
Bir Batı Afrika ülkesi olan Sierra Leone Cumhuriyeti’nden Türkiye’ye gelen Maryem, henüz gitmeyi düşünmeyenlerden. Kiralık ev bulmak konusunda ayrımcılık yaşadıklarını anlatan Maryem, “Afrikalı olduğumuz için bazı ev sahipleri bize evlerini vermek istemiyor. Kiralayanlar da çok yüksek ücretler talep ediyor” diyor.
Aksaray’da erkek arkadaşı ile birlikte kendi yöresel yemeklerini sattıkları bir ‘ev restoranı’ işleten Maryam bu süreçte Afrika’dan ürün getiremediği için işlerinin iyi gitmediğini söylüyor: “Ay sonunda kazandığımız küçük maaş, tüm faturaları ve kirayı ödemeye yetmiyor.”
Maryem kadın mülteci olmayı şöyle anlatıyor: “İş ve cinsel taciz konuları kadınlar için çok zor. Kadınlar hayatını idame ettirmek için fabrikalarda işe giriyor ve gün sonunda patronları onları taciz ediyor. Bu, olağan hale geldi.”
Maryem, aynı zamanda yardıma ihtiyacı olan çocuklu göçmen kadınlar için de çalışmalar yürütüyor: “Afrikalı bir kadın olarak kadınları güçlendirmeyi ve onlara yardım etmeyi amaçlayan bir grup oluşturdum. Farklı kuruluşlardan yardım alarak hamile, çocuk sahibi, hastalıktan mustarip olup parası olmayan kadınlara destek olmayı amaçlayan için bir kuruluş bu.”