'Türkiye'de zaten kuvvetler ayrılığı kalmadı'

MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, Türkiye'de kuvvetler ayrılığı kalmadığını, yasama ve yargının, yürütmeyi denetleyemediğini söyledi.

cumhuriyet.com.tr

 MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, kuvvetler ayrılığına ilişkin açıklamasını eleştirdi. Kuvvetler ayrılığını engel olarak görenlerin, darbeci zihniyetten hiçbir farkının olmadığını belirten Vural, muhalefetin, denetim ve eleştirinin olmadığı bir düzenin istendiğini söyledi. Erdoğan'ın, ''Gazi Mustafa Kemal Atatürk, kuvvetler ayrılığından bahsetmiyordu, kuvvetler birliğinden bahsediyordu'' dediğini belirten Vural, ''Kuvvetler birliğini güçlendirecek düşünceleri savunmaya başlıyor. O, Gazi Mustafa Kemal Atatürk. Savaş döneminin Meclisi. Savaşı yöneten bir Meclis. Savaşta mıyız? Sayın Başbakan'ın o dönemle mukayese etmesi bile aslında kafasının arkasındaki zihniyeti ortaya koyuyor'' diye konuştu.

Başbakan Erdoğan'ın, demokratik parlamenter sistemden rahatsız olduğunu, ancak Irak'a demokratik parlamenter sistem önerdiğini belirten Vural, ''Neyi nerede savunduğu, hangi ilkeler çerçevesinde politika yaptığı çelişkili'' dedi. Türkiye'de zaten kuvvetler ayrılığının kalmadığını savunan Vural, yasama ve yargının yürütmeyi denetleyemediğini kaydetti. AKP Hükümeti'nin 10 yıldır ülkeyi yönettiğini, buna rağmen Erdoğan'ın bürokratik oligarşiden şikayetçi olduğunu anlatan Vural, oysa bu bürokratik oligarşiyi de Erdoğan'ın kendisinin kurduğunu söyledi.

'Öcalan, kader kurbanı gösterilmek isteniyor'

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın, terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'ı mağdur konumuna dönüştürme anlamına gelecek açıklamalarda bulunduğunu iddia eden Vural, şunları kaydetti: ''Kundaktaki bebekleri öldürenler, askerimizi, polisimizi öldürenler... Vicdansızca, bu kişiyi mağdur, masum gösterme, kader mahkumu gösterme gayretleri var. Ağlayacaksan bu haline ağla. İnsanlıktan nasibini almamış bir zihniyeti masum, mağdur ve kader kurbanı, karanlık güçlerin eseri olarak gösteriyor. 'O adam suçlu değil, toplum, devlet suçlu' demek istiyor. Bunun arkasında Öcalan'a bir af, Öcalan'dan bir mağdur, bir kader kurbanı çıkarmak olduğu gayet açık ve nettir. PKK'nın, devletten ve milletten hesap sorduğunu ve bunun meşru olduğunu söylüyor. Ciğeri kediye teslim etmişiz. Tablo, bunu ortaya koymaktadır. 'Terörist başına empati kuralım' diyor. Polise, askere korucuya neden empati kurmuyorsun?''

Arınç'ın, bir televizyon kanalında, daha önce kendisine suikast girişimi ile ilgili konuyu değerlendirirken, ''Ben bunun suikast olduğunu düşünmüyorum'' dediğini belirten Vural, oysa Arınç'ın söz konusu dönemde, suikast girişimi üzerinden siyaset yaptığını ileri sürdü.

 

ODTÜ'deki olaylar

ODTÜ'de yaşanan olaylara değinen Vural, üniversitelerin taş ve sopaların bulunacağı yerler olmadığını, ancak bir olay nedeniyle bütün bir üniversiteyi topyekun suçlayan bir zihniyetin de yanlış olduğunu söyledi. Altısı AKP'den, Meclis'te 13 ODTÜ mezunu milletvekili bulunduğunu ifade eden Vural, devletin yaşla kuruyu ayırması gerektiğini kaydetti.

Ankara Üniversitesi ve Marmara Üniversitesi'nde, terör örgütü PKK'nin gençlik örgütlenmesinin, ülkücü gençlere satırla saldırdığını belirten Vural, ''Sayın Başbakan, 'Üniversitelerde ne oluyor' diye sorman gerekmiyor mu? Sağ-sol çatışması olarak gösteriliyor ama değil. Ülkücüler üzerinde oynanan oyunları devlet iyi takip etmelidir'' dedi.

 

'Ben dinlendim, hepiniz de dinlenirsiniz demek istiyor'

Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Vural, partisinin yeni Anayasa konusundaki görüşlerini sunmaya devam edeceğini belirterek, ''Kişilerin arzularına göre değil, milletin ihtiyacı çerçevesinde bir anayasa yapma sorumluluğu vardır. Bu sorumluluk, MHP tarafından layıkıyla yerine getirilecektir. Milletimiz de hangi konularda uzlaşıldığını, hangi konularda anlaşma sağlanamadığını görsün. Millet, kim ne yapmak istiyorsa görsün. Millet, hangi partinin ne istediğini ve neden istediğini görmeli'' diye konuştu.

Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ'ın, TSK İç Hizmet Kanunu 35. maddesi ile ilgili açıklamasını değerlendiren Vural, ''Bu zihniyet, '35. madde darbeye haklılık kazandırıyor. Yani bugüne kadar yapılan darbeler meşrudur' demek istiyor. Biz darbelerin hukuki ve siyasi meşruiyetinin olmadığını düşünüyoruz'' şeklinde konuştu.

Başbakan Erdoğan'ın, çalışma ofisinde dinleme cihazı bulunduğuna ilişkin açıklamasına değinen Vural, ''Fazlalıkları mı koymuşlar oraya bilmiyorum. Dinlenmiş de ne olmuş, kim dinlemiş? Bir Başbakan bunu söylediği zaman ipin ucunu yakalar, getirir ve 'Ben buldum' der. 'Ben dinlendim, hepiniz de dinlenirsiniz' demek istiyor'' dedi.

Vural ayrıca Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay'ın, bugün Norveç Savunma Bakanı ile görüştüğünü belirterek, ''Neden? Savunma Bakanı ve Beşir Atalay. Norveç, Oslo. Demek ki Oslo görüşmeleri siyasi bir görüşmeymiş. Terörü bitirmek için yapılan bir görüşme değilmiş'' ifadelerini kullandı.