"Türkiye'de siyaset bozulmuştur"
Koray Aydın'ın ardından MHP'de adaylık yarışına sürpriz bir isim daha giriyor. Abdüllatif Şener'in Türkiye Partisi'nde görev alması beklenen ancak son anda sürpriz yapan isim: Ahmet Reiz Yılmaz. İsrail'de iş yapan en büyük Türk inşaat şirketinin sahibi olan Yılmaz, bu ülkede Savunma Bakanlığı ve Hava Kuvvetleri Binaları'nı yapması ile tanınıyor.
cumhuriyet.com.trİşadamı Ahmet Reiz Yılmaz, MHP’de liderlik için kolları sıvadı. Yılmaz, geçtiğimiz günlerde Abdüllatif Şener’in Türkiye Partisi'ni kamuoyuna açıkladığı toplantıya katılarak tartışma yaratmıştı. Şener’in partisinde görev alması beklenen Yılmaz sürpriz yaptı ve Türkiye Partisi yerine MHP genel başkanlığına aday olacağını açıkladı.
-İsmail Cem’in kurmuş olduğu Yeni Türkiye Partisi'nde (YTP) ardından da Abdüllatif Şener'in kurduğu Türkiye Partisi'nde yer aldınız. Şimdi ise MHP Genel Başkan Adayı olarak siyaset arenasındasınız. Siyasi hayatınızdaki bu çeşitlilik bir arayıştan dolayı mı gerçekleşti yoksa bir stratejik tercih olarak mı değerlendiriyorsunuz?
-Benim İsmail Cem ile adaylığım konusu, erken yaş dönemlerimde Türkiye’nin siyasi olarak tıkandığı ve Sayın Cem'in kendisini “Biz merkez sağdayız” diye tanımladığı bir platformda kendisinin daveti üzerine gelişmiştir. Sayın Abdüllatif Şener konusunda ise kendisi ile siyaset dışı şahsi münasebetlerimiz vesilesi ile arkadaşlık çerçevesinde bir ilişkimiz olmuştur. Kendisi 'Yeni Oluşum Hareketi' adı altında hareketin baş ismi ve hareketi koordine eden ismi Sn. Prof. Dr. Abdulbaki Türkoğlu ile beraber beni çok defa ziyaret etmişlerdir. Bu konularla ilgili benim taraf olarak bir şey söylemem uygun değildir. Elazığ Milletvekili de olan Türkoğlu bu sohbetlerin en yakın tanığıdır. En doğru ve tarafsız bilgi 3. Kişi olarak kendisindedir. Siyasi olarak Şener ile hiçbir birlikteliğimiz olmamıştır.
-Siz eski bir MHP'li olarak MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin politikalarını neden beğenmiyorsunuz?
-Sayın Bahçeli misyonunu tamamlamıştır. Artık bu partinin ilgili kurullarında akil insan göreviyle yoluna devam etmelidir. Partinin önü açılmalı, dinamizm getirilerek daha büyük kitlelere ulaşıp bu hareketi iktidara taşıma zamanının geldiği açık bir şekilde ortadadır. Zorlamalarla bir yere varılmıyor. Sayın Bahçeli’nin iyi niyeti ile ilgili şüphemiz yoktur. Fakat onun da bu davanın hayrına iktidar yolunda partinin yolunu açmak adına hareket etme sorumluluğunu göz ardı edemeyiz. İş Sayın Bahçeli ile bitmiyor. Sn. Bahçeli'nin de aşamadığı bir yapı MHP’nin daha fazla büyümesinin önüne geçmektedir. 12 yıldır Bahçeli ile beraber aynı insanlar hem milletvekilliği hem de parti yönetimini yürütüyorlar. Böylesi kapalı bir yapı sürdürülemez bir şekilde MHP’nin büyümesini engellemektedir. Burada yapılan yanlışları sıralamak yerine 12 yıl Genel Başkanlık sürecinde şartların fazlasıyla oluşmuş olmasına rağmen iktidar olamayan bir yönetim var karşımızda. Sorun MHP’deki ideolojik yapıdan değil, yönetimdeki kısır yapıdan kaynaklanmaktadır. Bu durumun tek başına MHP için değişim nedeni olduğunu anlamamız için yeterlidir.
12 yılda birçok şey değişebilirdi fakat değişen sadece MHP dışındaki iktidarlar olmuştur. Bakınız dünyada 12 yıldan çok daha kısa sürede nasıl önemli değişimler yaşanmıştır. Mesela, bu Cumhuriyet 4 yılda kurulmuştur. 4’er yıl süren, dünyayı ve sınırları yeniden çizen iki dünya savaşı yaşanmıştır. Büyük sanayi ve Japonya gibi teknoloji mucizeleri 4 yıl gibi kısa sürelerde yapılmıştır. Tüm bu gelişmeler düşünüldüğünde 12 yıllık Genel Başkanlık sürecinin verimliliği tartışmaya açıktır. Burada Türk milliyetçileri Sn. Bahçeli’ye büyük tolerans tanımışlardır.
MHP, İslam ve Türk milliyetçiliği üzerine oturan milliyetçi muhafazakâr bir yapıdır. Geçen 12 yıllık süreçte muhafazakârlık ayağı MHP den kopartılarak AKP tekeline bırakılmış ve AKP’nin bu alanı istismar etmesinin yolu açılmıştır. Öte yandan tek bacak üzerinde bırakılan MHP sadece milliyetçiliğe dayalı politika üretmek zorunda bırakılmıştır. Böylece esasında Milliyetçi muhafazakâr çizgisi ile özellikle muhafazakârlık noktasında Doğu illerimizde kendisini anlatan bir MHP yerine Batıya hapsedilmeye çalışan bir MHP ortaya çıkmıştır; bu sayede bölgenin DTP ve AKP'ye terki sağlanmıştır.
Oynanan oyun çok basit ve açıktır. MHP için İslamsız Milliyetçilik, AKP için Milliyetsiz İslam öngörülmektedir. Milliyetçiler İslam’dan uzaklaştırılan Balgat’taki yapıyı sorgularken AKP’ye oy vermiş olan muhafazakârlar da Milliyetsiz İslam anlayışı ile kendilerinin bütünden nasıl kopartıldıklarını sorgulamak durumundadırlar.
-Son dönemde gündemi meşgul eden askere sivil yargı yolunu açan düzenleme ile ilgili düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz?
-Dünya büyük bir değişimin eşiğindedir. Bu değişim sürecinde ülkelerin etkinliğinde belirleyici güç askeri kuvvetleri olacaktır. Değişim sürecinin sonunda her ülke askeri gücünün üstünlüğüne göre yeni yapıda yerini alacaktır. Böylesi sıcak gelişmelerin merkezinde bir ülke olan Türkiye’de asker üzerine bir takım oyunların oynanmaya çalışılması kaçınılmaz olacaktır. Bu nedenle, içeriden ve dışarıdan her türlü harekete karşı hem askerin kendisi hem hükümetler, hem de asli unsur olan milletin kendisi de son derece dikkatli ve uyanık olmak zorundadır.Çin, bölgedeki gelişmeleri etkilemeye çalışacak. ABD ve İsrail, Çin-İran ve Rusya ittifakına karşı düşecekleri durumu çok ama çok iyi hesap etmek zorundadırlar. ABD içerisindeki bazı Yahudi gurupların Türkiye üzerindeki yanlış hesapları hem ABD hem de İsrail açısından ağır sonuçlar doğuracak bir sürecin önünü açmaktadır. Hâlbuki bugün, bu bölgede Türkiye’nin olası Çin-Rusya ve İran işbirliğine karşı askeri ve siyasi iradesiyle daha güçlü ve diri olma zorunluluğu vardır. Bu bölgede asker ve siyasileriyle daha güçlü bir Türkiye yalnız kendi geleceğinin teminatı değil aynı zamanda tüm insanlık adına hayati bir önem arz etmektedir. O halde ne içeriden ne dışarıdan müdahale ile asker üzerinden Türkiye’yi zayıflatma çabaları hiç kimsenin yararına olmayacak bir durumdur.
-AKP hükümetinin size göre yaptığı en büyük yanlış nedir?
-AKP hükümeti reel politikalar yerine insanımızı 7 yıl boyunca suni gündemlerle oyalayıp zaman kaybettirerek, milletimizin enerjisini tüketmiştir. AB yasalarını kullanarak DTP ve PKK’nin yol almasına katkı sağlamıştır. Öte yandan iktidarını ne yazık ki ABD’deki bir grup yahudinin sırtına dayamış ve bu sayede Irak’ın kuzeyi ve güneydoğuda milletimize irtifa kaybı yaşatmıştır. Kuzey Irak’ta Türkiye’yi Barzani ve Talabani ile muhatap etmiştir. Dış politikada arkasında duramayacağı, zamanlaması yanlış olan ve iç politik hesaplara yönelik çıkışlar ile Türkiye’ye gereksiz bedeller ödetmiştir. Aynı mantıkla AB’ye sırtını dayayan Güney Kıbrıs’ın muhatabı durumuna düşmüştür. AB karşısında onurlu bir duruş sergileyememiş ve üyelik sürecinde 1972 Katma protokolden bu yana elde edilen kazanımlar için mücadele vermemiştir. Kazan kazan adı altında uyduruk bir anlayışla her şart altında kaybedilen bir dış politika anlayışı geliştirilmiştir. Dış politikada sayısız hataya imza atmış olan AKP öte yandan ekonomik konularda da başarısız olmuştur. İktidara geldikten sonra Türkiye’yi ithal cennetine çevirmiş ve borç yükünü artırmıştır. Kredi kartları ve diğer kredi borçları milletin gelecek ümidi ipotek altına alınmıştır.
Oyunu almış olduğu insanları zenginleştirmek ve esasta milletimize ait olan bu zenginlikleri millete adil bir şekilde paylaştırmak yerine kendi elit sınıfını oluşturup millete ait olan kaynakları bu elit grup ve yandaşlarına acımasız bir şekilde aktarmıştır.
-MHP Genel Başkanı olamazsanız ne yapmayı düşünüyorsunuz?
-Bizim derdimiz MHP içerisinde kısır kavgalarla milletimizin birikmiş olan sorunlarına yeni sorunlar ve yeni bıkkınlıklar oluşturmak değildir. Ülkemizin en büyük ihtiyacı ‘değişim’dir. Bu değişim 80 milyonluk genç ve dinamik nüfusumuzun ihtiyaçlarına cevap verebilecek nitelik ve vizyonda olmak zorundadır. İnternet çağında insanlarımıza siyah beyaz televizyon seyrettiremezsiniz. Böyle bir yaklaşıma kimsenin hakkı yoktur. Maalesef Türkiye’deki siyasi yapının durumu budur. Eskimiştir, bozulmuştur; İhtiyaca cevap verebilirliğini kaybetmiştir. Biz tüm halkımızı dinleyeceğiz, tüm insanlarımızı MHP çatısı altında toplamaya gayret edeceğiz. Bu gayretlerimizin neticesini de meydanlarda alacağımızdan kimse şüphe etmemelidir. Herkese ulaşmamız durumunda bugün MHP’de arzuladıkları yapıyı bulamadıkları için AKP ve diğer partilere oy vermek zorunda kalan milyonlarca insanımız vardır. Biz bu insanları da bir araya getirerek büyük işler başaracağız ve 3 hilali 3 makama taşıyacak olan iktidarı sağlayacağız. Bizim bu çabalarımız Sayın Devlet Bahçeli tarafından seçilmiş olmalarına rağmen delegelerimiz tarafından değer göreceğine inancım tamdır. Sn. Bahçeli benim adaylık sürecimde zorluk çıkarsa bile bu zorluk ancak onun oturmuş olduğu binanın içerisinde sınırlı kalacaktır. Sayın Bahçeli dahil hiç kimse göğsünde imanı olan milliyetçilerin gönlüne söz geçiremeyecektir. Artık Sayın Bahçeli’nin de değişim ihtiyacını görmüş olması gerekmektedir. Bizim yolculuğumuz MHP çatısında Türkiye ve iktidar yolculuğudur.
-MHP ile siyasette gelmek istediğiniz nokta nedir?
-MHP’de hedefim Kasım 2009 tarihinde yapılacak olan olağan kongreden muhteşem bir kadro ve vizyonla beraber Genel Başkan olarak çıkmaktır. Bunu başarmamız durumunda 6 ay içerisinde AKP iktidarını erken seçime götüreceğimden kimsenin şüphesi olmamalıdır. Bu süreç daha kısada olabilir. 2010 yılının baharında MHP’yi tek başına iktidar yapacağım konusunda hiçbir endişe duyulmamalıdır. Bu sayede insanlarımız özlemiş ve hak etmiş oldukları hak ve adalet ile yönetilecekleri yeni bir döneme girecekleridir. Zenginliği bir gruba değil bütün insanlarımıza hakça paylaştıracağımız ve Türk milletini yeniden onurlu bir şekilde dünyanın etkin 3 ülkesi arasına sokacağımız bir dönem olacaktır bu süreç. Biz bu güce ve kudrete sahibiz. Yeter ki milletçe buna inanalım. İnandıktan ve ellerimizi sımsıkı birleştirdikten sonra başaramayacağımız ve aşamayacağımız hiçbir engel yoktur. Biz büyük ve asil bir milletiz. Değişim bizim atalarımızdan miras aldığımız müthiş bir kalıtsal mirasımızdır. MHP iktidarının önündeki tek ne yazık ki mevcut yapıdır. Bu yapı MHP eliyle Türkiye’nin önünü de kesmektedir. Bu nedenle Türkiye’nin değişimi öncelikle bu yapının değişimine bağlıdır. Erdoğan ve AKP iktidar yolunda bizim rakibimiz dahi olamaz. Gerekli olan tek şey sadece ve sadece ‘değişim’dir. MHP özlenen değişimi sağladığı gün AKP bu ülkede CHP’nin de arkasına düşerek 3. belki 4. parti durumuna düşecektir.