'Türkiye'de örtülü faşizm var'
CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu, yargı bağımsızlığının olmadığı bir yerde demokrasinin olmayacağını belirterek, ''Türkiye'de şu anda örtülü bir faşizm var'' dedi.
cumhuriyet.com.trCHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu, CHP Denizli il örgütünün davetlisi olarak geldiği Denizli'de, EGS Kongre ve Kültür Merkezi'nde ''Yolsuzluk ve Yoksulluk Kıskacında Türkiye'' konulu konferans verdi.
Türkiye'de yargı bağımsızlığının mutlaka sağlanması gerektiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, yargının bağımsız olmadığı bir durumda, savcıların harekete geçemediğini, hakimlerin karar veremediğini bildirdi. Son dönemde yaşanan olaylarla bunun görüldüğünü vurgulayan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
''Deniz Feneri'ni biliyorsunuz. Bekliyoruz sonuçlanacak diye, neredeyse davetiye ile aramaya gidiliyor. Bu anlayış demokrasilerde olmaz. Biz göreve geldiğimizde, yargı bağımsızlığını üç temel eksende sağlayacağız. Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu'nda Adalet Bakanı ve müsteşar olmayacak. Yetmez, kurulun ayrı bütçesi olacak. Para için Adalet Bakanına dilenmeyecek. Yetmez, Adalet Bakanının Teftiş Kurulu, Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu'na bağlanacak. O zaman Türkiye'de yargı bağımsızlığı olur. Yargı bağımsızlığının olmadığı bir yerde demokrasi tatildedir, demokrasi yoktur. Biz sanıyoruz ki Türkiye'de demokrasi var, oy kullanıyoruz. Oysa Türkiye'de şu anda örtülü faşizm var.''
Türkiye'de kimsenin hükümeti eleştiremediğini ileri süren Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
''Televizyon patronuysanız Ergenekon'dan içeri. Gazete sahibiyseniz, dünyanın en ağır cezası. Hadi buyur yaz bakim diyor, hani bu ülkede demokrasi vardı? Düşünün şimdi, gazeteciler bir haber almışlar yazmışlar, Başbakan'ın tepkisi; 'O 6 bakanı kapının önüne koyarım'. Hani demokrasi vardı. 6 bakanı kapının önüne koyacak bir demokrasi anlayışı var. Böyle bir demokrasi anlayışı olabilir mi?
Sayın Başbakan bir ara şehitlere 'kelle' dediği için bir şehit ailesi tazminat davası açtı, sembolik bir dava. Kartal Adliyesi'nde dava görüşüldü, hakim, Başbakanı tazminata mahkum etti. Vay, sen misin Başbakanı tazminata mahkum eden. Oraya bir müfettiş ordusu. Hakim nefes alamayacak. Hani demokrasi, güçler ayrılığı vardı. Bunlar yok. Sendikalar, sivil toplum örgütleri, odalar bunların hepsi ele geçirilmeye çalışılıyor. Kimse TÜSİAD Başkanı olmak istemiyor. Ya başımıza bir şey gelirse diye. Siz buna demokrasi diyebilir misiniz? Peki hükümeti kim özgürce eleştirecek?''
Kılıçdaroğlu, CHP iktidara geldiğinde, parti programına koyduğu madde gereğince, ''Bizi AB'ye tam üye olarak alıyor musun? Tarih veriyor musun? Vermezsen kusura bakma, ben de Gümrük Birliği anlaşmasını askıya alıyorum. Türkiye kimsenin sömürgesi olamaz'' diyeceklerini dile getirdi.
''Halka çözüm önerilerimizi anlatacağız"
Kemal Kılıçdaroğlu, zaman zaman kendisine, ''CHP neden iktidar olamıyor?'' diye sorulduğunu anımsatarak, iktidar olamamalarının nedeninin kendileri olduğunu ve yeterince halka gidemediklerini dile getirdi. Bundan böyle, halka daha fazla gideceklerini açıklayan Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
''En büyük güç halktır. Halkın üstünde bir güç yoktur. Halkın sağduyusuna güveneceğiz. Bana, 'CHP neden iktidar olamıyor?' diye soruyorlar. Birinci neden bizim yüzümüzden. Halka yeterince gidemiyoruz. Halkın terini koklayacağız, sorunlarını dinleyeceğiz. Çözüm önerilerimizi de söyleyeceğiz. Öğrenci yurtları, siyasi ahlak yasası ve yargının bağımsızlığı, bunları da söyleyeceğiz. Halk neleri yaptığımızı da bilmek zorundadır. Açık ve net olarak söyleyeceğiz.''
Türkiye'de yardım yapan 16 kuruluşun, kimlere yardım yaptığının şu anda kimse tarafından bilinmediğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, ''AKP iktidar olduğunda Acil Eylem Planı çıkardı. Orada bir madde vardı, 'ilk üç ay içerisinde Türkiye'de bir yoksulluk envanteri çıkarılacak' diye. Şimdi 2009'dayız, hala yoksulluk haritası çıkarılacak. Türkiye'de yardım yapan 16 kuruluş var. Bu 16 kuruluşun kime ne yardım yaptığını şu anda kimse bilmiyor. Bu paraların yandaşlara gitmediğini kim söyleyebilir?'' diye konuştu.
Birkaç gün önce kömür yolsuzluğunu açıkladığını, ancak Başbakan da dahil, AKP hiçbir yetkilinin ve bakanın bir cevap vermediğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, birilerinin çıkıp ''sen yalan söylüyorsun'' demesini beklediğini dile getirdi.
Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
''Bakın kömür yolsuzluğunu açıkladık geçen gün. Fakirlere kömür veriliyor. Güzel, verilebilir. Üzerinde yazıyor 25 kilo. Adana'da birisi tartmış 14- 15 kilo. Bakın siyasi anlayışa. Fakirin sırtından bile yolsuzluk yapmayı kendilerine şiar edinenler, bu ülkeyi yönetenlerdir. Kömür veriyorsun, verdiğin kömürü bile çalıyorsun, sömürü aracı haline getiriyorsun. İnsanda biraz yüz olur, vicdanı kızarır. Ne diyor Sayın Başbakan, 'milleti edebe davet ediyoruz, bazıları bize neden AKP diyor' diye eleştiriyor. Bu kömür yolsuzluğunda, Sayın Başbakan suskunluğunu korursa, konuşmazsa, ona AK Parti değil, kara parti demeye devam edeceğim. O dosyayı da kapatamayacaklar. Ben söylüyorum, açıklıyorum, biri çıkıp 'yalan söylüyorsun, böyle bir rapor yok' demesi lazım. Dut yemiş bülbül gibi, bir AKP kadrosu var. Hiç kimse konuşmuyor. Suskunluk, onu kabul etmek demektir. Şimdi medya yazamıyor. Meraklanmayınız, yolsuzluk yapanların burnundan fitil fitil getirmek bizim namus borcumuzdur.''
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in kız kardeşinin de yeşil kartlı olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, ''Kemal Unatıkan'dan sonra şimdi bir bakan daha var. İngiliz Mehmet. İngiliz Mehmet'in kız kardeşi de yeşil kartlı. Biz yeşil kartı kime veriyorduk. Geliri düşük ailelere vermiyor muyduk? Peki biz sormayacak mıyız İngiliz Mehmet'e, 'bu ne tablo' demeyecek miyiz? Soracağız, sormak zorundayız. Soracağız ki gerçekler ortaya çıksın. O yoksulların sırtından birilerinin doymasına izin vermeyeceğiz. Yoksulluğun sömürü aracı haline gelmesine de izin vermeyeceğiz. Bunu yaptığımız zaman demokrasiyi Türkiye'de kökleştirmiş olacağız. Yolsuzluk yapana af yok'' dedi.